Bedeutung von "cebretme" im Wörterbuch Türkisch

AUSSPRACHE VON CEBRETME AUF TÜRKISCH

cebretme

WAS BEDEUTET CEBRETME AUF TÜRKISCH

Definition von cebretme im Wörterbuch Türkisch

Fangen Fangjob.

cebretme Cebretmek işi.

ÜBERSETZUNG VON CEBRETME

Erfahre, wie die Übersetzung von cebretme auf 25 Sprachen mit unserem mehrsprachigen Übersetzer Türkisch lautet.

Die Übersetzungen von cebretme auf andere Sprachen, die in diesem Bereich vorgestellt werden, sind zustande gekommen durch automatische statistische Übersetzung, wobei die Basiseinheit der Übersetzung das Wort «cebretme» in Türkisch ist.

• Übersetzer Deutsch - Chinesisch: cebret最多
• Übersetzer Deutsch - Spanisch: cebret Hasta
• Übersetzer Deutsch - Englisch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Hindi: ऊपर cebret
• Übersetzer Deutsch - Arabisch: cebret أعلى
• Übersetzer Deutsch - Russisch: до cebret
• Übersetzer Deutsch - Portugiesisch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Bengalisch: cebret আপ
• Übersetzer Deutsch - Französisch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Malaysisch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Deutsch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Japanisch: アップcebret
• Übersetzer Deutsch - Koreanisch: 최대 cebret
• Übersetzer Deutsch - Javanisch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Vietnamesisch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Tamil: அப் cebret
• Übersetzer Deutsch - Marathi: अप cebret
• Türkisch: cebretme
• Übersetzer Deutsch - Italienisch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Polnisch: cebret górę
• Übersetzer Deutsch - Ukrainisch: до cebret
• Übersetzer Deutsch - Rumänisch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Griechisch: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Afrikaans: cebret Up
• Übersetzer Deutsch - Schwedisch: cebret Upp
• Übersetzer Deutsch - Norwegisch: cebret Up

10 BÜCHER, DIE MIT «CEBRETME» IM ZUSAMMENHANG STEHEN

Entdecke den Gebrauch von cebretme in der folgenden bibliographischen Auswahl. Bücher, die mit cebretme im Zusammenhang stehen und kurze Auszüge derselben, um seinen Gebrauch in der Literatur kontextbezogen darzustellen.

Osmanlı'da para ve finansal kredi: - 3. cilt - Sayfa 196

Olumlama, olumlu halde bulunma. : icaplar. : 1 . Vücuda getirme, getirilme. 2. Yeniden bir şey çıkarma. : 1 . Kiraya verme, verilme. 2. Kira parası. : kiralar, iratlar, gelirler. : Kira, irat, gelir. : cebretme, zorlama, zorlanma. : 1 . İhtisar etme, kısaltma ...

Hasan Ferid, ‎Mehmet Hakan Sağlam, ‎T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, 2008

Nazım Hikmet şiiri'nde gizli tarih - Sayfa 296

Başvekîl İsmet imzâlı tasarı 31.12.1341 / 1925'de Meclis'e sunulur ve esbâb-ı mûcibesinde, şu değerlendinneye yer verilir: “Irki ve harsi ve medeni ilcaat (zorlama, cebretme) karşısında ahâlî memleketin vahdetini (birliğini) temin etmek ve ...

Emin Karaca, 1992

Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 120

... recmetme cemetme fehmetme vehmetme hükmetme zulmetme zammetme zemmetme resmetme hatmetme azmetme hazmetme nazmetme menetme defnetme çiğnetme zannetme yönetme esnetme gaspetme sabretme cebretme gadretme ...

Belgin Tezcan Aksu, ‎Abdurrahman Tariktaroğlu, ‎Efrasiyap Gemalmaz, 2004

Demokrasi yolunda - Sayfa 75

Eskiden ne kanun ne de hayat, bugünkü gibi, vatandaşları mektep görmeğe cebretme- mekte ve bundan dolayı, eski devirlerde, mektep sıralarını işgal edenler mahdut bir zümre teşkil etmekteydi. Fakat bugün herkes biliyor ki, bir kerre ilk tahsil ...

Ali Fuat Başgil, 1961

Dildeki, gönüldeki, teldeki güfteler - Sayfa 756

İcbar: Cebretme, zorlama. İclâl: Büyültme, ikrâm, büyüklük. icmâ: Bir araya toplama. /cmâ7: İnhisâr etme, kısaltma. İcrâ: Akıtma, yapma, işi yürütme. icrâât: İş, işler, yapılan şeyler. İctimâ: Toplanma, toplantı. İctinSb: Sakınma, çekinme. id: Bayram ...

Refik Özcan, 2003

Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 2. cilt - Sayfa 671

Cebretme, zorlama, mecbur etme. İcbar etmek Mecbur etmek. İcbar! sıf. Mecburi.// İstemeyerek, zorla, cebren. İcbarilik is. Mecburilik. İclas is. ar. Toplantı, bir meseleyi müzakere etmek için herhangi bir teşkilatın üyelerinin bir yere toplanması ...

Seyfettin Altaylı, 1994

Süleyman Nesib (Süleyman Paşazade Sami Bey): hayatı, ... - Sayfa 550

icbar: cebretme, zorlama, zorlanma. icmâl ihtisar etme, kısaltma, özetleme, öz, özet. icram: cürüm işleme, kabahat işleme. içtimaiyat: sosyoloji. ida': vedia'dan, emanet olarak verme, malının korunması için başkasına verme. iftirâs: avlayıp ...

Salim Durukoğlu, 2001

Açıklamalı hukuk ve sosyal bilimler sözlüğü - Sayfa 198

İCBAR Zorlama, zor gösterme, cebretme. İCBAR SURETİYLE İRTİKÂP bk. irtikâp. İCLÂS ETMEK Taht'a oturtmak. Taht'a çıkarmak. İCMA 1. Cem etmek, toplamak. 2. İçtihatlarına itibar edilen alimlerin hukuki bir sorunda birbirlerinden habersiz ...

Şakir Altay, 1983

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 476

[Dip- löme.J İcbar (a. s-) Cebretme, zorlama. Istemiyerek bir işi yapmağa mecbur kûma. [Action de forcer § Action de presser-J İclâl (a. s-) Büyütme, ikram. Büyüklük , celâl , azamet. [Gloire, majeste, bonheur.] Iclâs (a- S-) Oturma, cülûs ettirme.

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

Sırat köprüsü: Sultan Galiyev - Sayfa 213

Korkutma ve cebretme... Yasaklama ve tehdit... Ne zaman sonu gelir bunlann? Emekçiler ve muletler hakkinda düsünmek sadece sözde kaliyor... Süngülü tüfek demokrasisi geliyor ülkeye. ¡ste bu korkutuyor, Fatiyma... - Bize dokunmazlar her ...

Rinat Mukhamadiev, ‎Mustafa Öner, 1993