Meaning of "altta yok üstte yok" in the Turkish dictionary

PRONUNCIATION OF ALTTA YOK ÜSTTE YOK IN TURKISH

altta yok üstte yok

WHAT DOES ALTTA YOK ÜSTTE YOK MEAN IN TURKISH?

Definition of altta yok üstte yok in the Turkish dictionary

No on the bottom No on the poor, poor.

altta yok üstte yok Yoksul, fakir.

TRANSLATION OF ALTTA YOK ÜSTTE YOK

Find out the translation of altta yok üstte yok to 25 languages with our Turkish multilingual translator.

The translations of altta yok üstte yok from Turkish to other languages presented in this section have been obtained through automatic statistical translation; where the essential translation unit is the word «altta yok üstte yok» in Turkish.

• Translator Turkish - Chinese: 不顶不是底部
• Translator Turkish - Spanish: No, no la parte superior de la parte inferior
• Translator Turkish - English: No top not the bottom
• Translator Turkish - Hindi: कोई ऊपर नहीं नीचे
• Translator Turkish - Arabic: لا أعلى وليس أسفل
• Translator Turkish - Russian: Нет верх не дно
• Translator Turkish - Portuguese: Não, não superior a parte inferior
• Translator Turkish - Bengali: তারা শীর্ষ নীচে না
• Translator Turkish - French: Pas top pas le fond
• Translator Turkish - Malay: Mereka tidak mempunyai bahagian bawah bahagian
• Translator Turkish - German: Keine Top- nicht der Boden
• Translator Turkish - Japanese: いいえトップませボトム
• Translator Turkish - Korean: 아니 상단 하지 바닥
• Translator Turkish - Javanese: Padha ora duwe dhasar ndhuwur
• Translator Turkish - Vietnamese: Không đầu không đáy
• Translator Turkish - Tamil: அவர்கள் மேலிருந்து கீழாக இல்லை
• Translator Turkish - Marathi: ते वरच्या तळाशी नाही
• Turkish: altta yok üstte yok
• Translator Turkish - Italian: No, non superiore in basso
• Translator Turkish - Polish: Nie , nie najwyższej dno
• Translator Turkish - Ukrainian: Немає верхи не дно
• Translator Turkish - Romanian: Nu, nu de sus în partea de jos
• Translator Turkish - Greek: Όχι , δεν κορυφή η κάτω
• Translator Turkish - Afrikaans: Geen top nie die bodem
• Translator Turkish - Swedish: Ingen topp inte botten
• Translator Turkish - Norwegian: Ingen topp ikke bunnen

10 TURKISH BOOKS RELATING TO «ALTTA YOK ÜSTTE YOK»

Discover the use of altta yok üstte yok in the following bibliographical selection. Books relating to altta yok üstte yok and brief extracts from same to provide context of its use in Turkish literature.

Büyük lûgat ve ansiklopedi: ek - Sayfa 377

İçten içe, usul usul: Alttan alta İyice hazırlanan isyan, mayısın ortalarına doğru memleketin birçok köselerini sarmıştı (F. R. Atay). || Altta yok üstte yok, fakir, giyeceği olmayan. || Ayağının altına almak {yatırmak), döğmek: Bir duyarsa gördün mü, ...

Safa Kılıçlıoğlu, 1985

Örnekleriyle türkçemizin açıklamalı büyük deyimler sözlüǧü ... - Sayfa 42

«Tezgâhtar alttan aldıkça, müşteri şirretliğini arttırıyordu.» ALTTAN ALTA : Gizliden gizliye, gizlice. Belli etmeden. «Alttan alta birçok dolaplar çevirmişte haberimiz olmamış.» ALTTA YOK ÜSTTE YOK (Başta yok) : Giyeceği olmayan, fakir.

Hamidoğlu Fethi Gözler, 1975

Yayın - 8. sayı - Sayfa 131

PGM XXXII, 37. Derinlik yükseklikten, üst kavis alttakinden büyüktür. Altta faskia yok- tur. H, 44 174 - 164. Milet, Boulevterion, dentaller alti, mermer. Bk: F, 19; C, 24. H. Knackfuss, Das Rathaus von Milet, Milet I, Heft 2, 1908, s. 47, Fig. 31, Lev.

Cevat Erder, 1967

Nimetşinas; roman - Sayfa 41

Altta yok, üstte yok... — Öteki kapısından eşyaları gelecekmiş... — Aman sen de... Eşya dedikleri kim bilir nasıl şeylerdir? Sabire Hanım kahveyi alarak: — Kahve gibi aziz ol gelinim... Kahve getirenlerin çok olsun! Emsal öteden: — A yanlış ...

Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1965

Yeni hikâyelor - Sayfa 91

Üstte yok, altta yok, taze saman toplayıp altlarına sereceğim diye akşam karanlığında anbar diplerini gözler olduk. Şuncağız yavrular yuvarlanıp dururlar toprakta... Mümkünü yok, mümkünü yok... Kış günü buzlu poyraz damın dışından doğru, ...

Yașar Nabi, 1950

Guguklu saat - Sayfa 124

Refik Halit Karay. ni aldıkları ot imiş, ayağına takar takmaz boylu boyuna gitti!.. Bu itiraf ümid ederim ki o nefis, zengin, şık ve kibar hanımın hayatı hakkında sizi kâfi derecede aydınlatır. Hulâsası: Altta yok, üstte yok, karında yok! Beye gelince ...

Refik Halit Karay, 1940

Gazi'nin millî mücadele destanı - Sayfa 124

Göçler başlamış. Göçler rastgele. Doğulu süreklenmiş dertten derde... Şimdi de vatanı bildiği topraklar tehlikede... Kime boyun eğer gayrı, kime? Bıçak kemiği aşmış. Gayrı iliğe dayanmış... Doğu birden uyanmış. Altta yok, üstte yok. Karın aç.

Bekir Tünay, 1981

Tanzimattan günümüze Türk hikâye antolojisi - Sayfa 201

Konur Ertop Yașar Nabi. ARKA SOKAK Sokak bir an kadın çığlıklariyle doldu: — Ne var? Ne olmuş? — Sorma kardeş, bir kadın... — Fakir bir kadın. Altta yok, üstte yok... — Eee? — Doğuruyormuş... — Nerde? — Arka sokakta! Arka sokağın alt ...

Yașar Nabi, ‎Konur Ertop, 1982

Türkiye Türkçesi grameri: şekil bilgisi - Sayfa 292

Altta yok, üstte yok... - Eee? - Doğuruyormuş... - Nerde? -Arka sokakta (O. Kemal, AS, S,5). Uyku ile uyanıklık arasında geçti birkaç saat. Mehmet Ali'nin elini tutuyorum, sıcacık!.. Uyumaya başlıyorum. Elinin yavaş yavaş soğuduğunu hissediyor, ...

Zeynep Korkmaz, 2003

Asya: roman - Sayfa 120

... darmadan candarmaya teslim ola ola, hani dünyanın öbür ucuna vardık sözün gelişi. Yalnız biz mi, hem de? Nerdeee... Tüm köyü katmışlardı önlerine de candarmalar, öyle sürümüşlerdi. Zavallı anam, zaten per perişan. Altta yok üstte yok.

Demirtaş Ceyhun, 1970