Significado de "ciğer kebapçısı" en el diccionario de turco

PRONUNCIACIÓN DE CIĞER KEBAPÇISI EN TURCO

ciğer kebapçısı

QUÉ SIGNIFICA CIĞER KEBAPÇISI EN TURCO

definición de ciğer kebapçısı en el diccionario turco

hígado kebapman Una persona que fríe y vende hígado.

ciğer kebapçısı Ciğer kavurup satan kimse.

TRADUCCIÓN DE CIĞER KEBAPÇISI

Conoce la traducción de ciğer kebapçısı a 25 idiomas con nuestro traductor multilingüe.

Las traducciones de ciğer kebapçısı presentadas en esta sección han sido obtenidas mediante traducción automática estadística a partir del idioma turco.

• Traductor turco - chino: 肝脏烤肉串
• Traductor turco - español: El kebab de hígado
• Traductor turco - inglés: The liver kebab
• Traductor turco - hindi: जिगर कबाब
• Traductor turco - árabe: كباب الكبد
• Traductor turco - ruso: шашлык печени
• Traductor turco - portugués: O kebab fígado
• Traductor turco - bengalí: লিভার কবিতা
• Traductor turco - francés: La brochette de foie
• Traductor turco - malayo: The kebab hati
• Traductor turco - alemán: Die Leber kebab
• Traductor turco - japonés: 肝ケバブ
• Traductor turco - coreano: 간 케밥
• Traductor turco - javanés: The kebab ati
• Traductor turco - vietnamita: Các kebab gan
• Traductor turco - tamil: கல்லீரல் கபாப் உணவகங்களுக்கு
• Traductor turco - maratí: यकृत कबाब
• turco: ciğer kebapçısı
• Traductor turco - italiano: Il kebab fegato
• Traductor turco - polaco: kebab wątroby
• Traductor turco - ucraniano: Шашлик печінки
• Traductor turco - rumano: kebab ficat
• Traductor turco - griego: Το ήπαρ κεμπάπ
• Traductor turco - afrikáans: Die lewer kebab
• Traductor turco - sueco: Levern kebab
• Traductor turco - noruego: Leveren kebab

10 LIBROS DEL TURCO RELACIONADOS CON «CIĞER KEBAPÇISI»

Descubre el uso de ciğer kebapçısı en la siguiente selección bibliográfica. Libros relacionados con ciğer kebapçısı y pequeños extractos de los mismos para contextualizar su uso en la literatura.

Yılların taniğı üç yazar: H.V. Velidedeoğlu, Muzaffer ... - Sayfa 104

Yağ Camii'nin yanından Daşçıkan'a (Genelev) dönen yolda ciğer kebapçisı dumanından geçilmezdi. İsteyene dürüm, isteyene tabak, kafayı bulmak isteyenlere şarap. Şarap yasak, ama şarap gezgin kebap arabasının bir yanına el yıkama ...

Hikmet Çetinkaya, 1986

Üç nesil, üç hayat: kronik - Sayfa 38

... limonataya batırdığı gevreği gevelemekle meşgul. İşte kapı açıldı; bir bardak şıkırtısı ve bir acayip tıslama: "Suu!" Bu sucudur; arkasından ciğer kebapçısı giriyor, bıyıkları kulaklarında, poturlu, cepkenli, beyaz fesli, tam milli kıyafettedir ...

Refik Halit Karay, 2009

Mührün gücü: ilk Türk-İslam devletlerinde ve Osmanlılarda ... - Sayfa 529

bu sucudur; arkasından ciğer kebapçısı giriyor, bıyıkları kulaklannda, poturlu, cepkenli, beyaz fesli, tam millî kıyafettedir: yalnız belinden, fazla olarak murdar bir salaşpur sarkıyor. Odaya girerken yemenilerini kapı önünde çıkarmayı ihmal ...

Necati Gültepe, 2009

Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 173

sünger avcısı görme açısı tepe açısı bakış açısı görüş açısı saat açısı şarap fıçısı barut fıçısı vergi kaçakçısı halk yardakçısı ciğer kebapçısı sinema sanatçısı folk sanatçısı köşe kadısı tarih yanılgısı karın zarı yangısı ak kan yangısı göz yangısı ...

Belgin Tezcan Aksu, ‎Abdurrahman Tariktaroğlu, ‎Efrasiyap Gemalmaz, 2004

Köroğlu: Antep rivayeti - Sayfa 154

Ciğer kebapçısı esnafa gadar geldiler, on şişte bir şiş ocağa koyup pişirdiler, yediler, parasını vermediler. Gürcüstan şehrini böylece yağma ettikten sonra, hepsi birden Pulad Hana girdiler. Hepsi geyinmiş guşanmış, som sırma elbise içinde ...

Hüseyin Bayaz, 1981

Orhan Kemal'in babası Abdülkadir Kemali Bey'in anıları - Sayfa 4

Beş altı şiş ciğer kebabı ile bir parça ekmeğin bir metelik olduğu zamanlardı. O zamanlar ki bununla benim gibi bir çocuk değil, koca bir adam doyardı. Ali Banda ismiyle anılan ciğer kebapçısının yanına giderek tahtadan yapılmış, eyer takımı ...

Abdülkadir Kemali, ‎Işık Öğütçü, 2009

Hiciv ve mizah edebiyatı antolojisi: on dördüncü yüzyıldan ... - Sayfa 275

Sirkeci'de bir ciğer kebapçısının önünde durmuş. Dayanamamış, içeri girmiş ve karnını iyice ciğerle doyurmuş... Sonunda kebapçıya: «Bak hemşerim, demiş, benim param yok. Şimdi sen beni tabiî döveceksin. Haydi döv de gideyim.» Kebapçı ...

Hilmi Yücebaş, 1976

Türk nüktecileri - Sayfa 15

Sirkeci'de bir ciğer kebapçısının önünde durmuş. Dayanamamış, içeri girmiş ve karnını iyice ciğerle doyurmuş. Sonunda kebapçıya : «Bak hemşerim, demiş, benim param yok. Şimdi sen beni tabiî döveceksin. Haydi döv de gideyim.» Kebapçı ...

Necdet Rüştü Efe, 1967

Osmanlı Devletinin son yıllarında Gaziantep'te sanat ve ... - Sayfa 56

119 — CEARTLAK KEBAPÇILARI : Ciğer-kırtlak sözcükleri Ceartlak olmuştur. Ciğer, böbrek yağı ve bezden kebap yapıp satanlara ceartlak kebapçıları derler. Bunlar çarşıda yada mahalle aralarında boş bir dükkân önünde yada bir köşesinde ...

Hasan Remzi Çitçi, ‎Şakir Sabri Yener, 1971

Şiir ve hakikat: yazılar - Sayfa 319

Üdebâ-yı atîka "yandı ciğer oldu ke- bâb" ve "ciğer-sûz" gibi bazı ta'bîrât kullanırlardı, halbuki üde- bâmızdan bir zât (galiba zât-ı âlileri) böyle ta'bîrâtı gördükçe kebapçı dükkânının önünden geçiyorum zannediyorum demesi üzerine yine ...

Beşir Fuat, ‎Handan İnci, 1999