Significado de "ağıllanmak" no dicionário turco

PRONÚNCIA DE AĞILLANMAK EM TURCO

ağıllanmak

O QUE SIGNIFICA AĞILLANMAK EM TURCO

definição de ağıllanmak no dicionário turco

Reunir-se para ficar juntos. Para chamar a dobra ao redor, para se destacar.

ağıllanmak Toplanıp bir arada durmak. / Çevresinde ağıl denen hale oluşmak, halelenmek.

TRADUÇÃO DE AĞILLANMAK

Conheça a tradução de ağıllanmak a 25 línguas com o nosso tradutor turco multilíngue.

As traduções de ağıllanmak a outras línguas apresentadas nesta seção foram obtidas através da tradução automática estatística; onde a unidade essencial da tradução é a palavra «ağıllanmak» em turco.

• Tradutor português - chinês: 为了适应
• Tradutor português - espanhol: ağıllan a
• Tradutor português - inglês: ağıllan to
• Tradutor português - hindi: समायोजित करने के लिए
• Tradutor português - arabe: ağıllan ل
• Tradutor português - russo: Для размещения
• Tradutor português - português: para acomodar
• Tradutor português - bengali: ağıllan করতে
• Tradutor português - francês: ağıllan à
• Tradutor português - malaio: untuk ağıllan
• Tradutor português - alemão: ağıllan zu
• Tradutor português - japonês: 対応するために、
• Tradutor português - coreano: 수용 하려면
• Tradutor português - javanês: kanggo ağıllan
• Tradutor português - vietnamita: để thích
• Tradutor português - tâmil: ağıllan செய்ய
• Tradutor português - marata: ağıllan करण्यासाठी
• turco: ağıllanmak
• Tradutor português - italiano: per ospitare
• Tradutor português - polonês: aby pomieścić
• Tradutor português - ucraniano: для розміщення
• Tradutor português - romeno: pentru a se potrivi
• Tradutor português - grego: ağıllan να
• Tradutor português - africâner: ağıllan om
• Tradutor português - sueco: För att tillgodose
• Tradutor português - norueguês: For å imøtekomme

10 LIVROS EM TURCO RELACIONADOS COM «AĞILLANMAK»

Descubra o uso de ağıllanmak na seguinte seleção bibliográfica. Livros relacionados com ağıllanmak e pequenos extratos deles para contextualizar o seu uso na literatura.

Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 12

AĞILLANMAK II., tr. ağıl (aklaşan)dan ağıllanmak (ışımak, aklaşarak parlak duruma gelmek), güneşin, ayın yöresinde ışıltılı bir çevrenti oluşmak. AĞIR-AGIR, tr. ağ (yükselme, yukarı çıkma, büyüme bildiren kök)dan ağır (ünlü, anlı sanlı, saygın, ...

İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991

Fal kitabı: melhemeler ve Türk halk kültürü - Sayfa 254

Buna göre Ayın ağıllanması, kışın sert ve uzun geçeceğine işaret ediyor olmalı ki "Ağılını büyüt." şeklinde bir öğüt veriliyor. Güneş'in ağıllanması ise havaların iyi gideceğine delalet ediyor olmalı ki "Koyununu güt.", yani "Onları otlağa ...

Şeref Boyraz, 2006

XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ... - Sayfa 34

4, 639) ağıllanmak, (ağullanmak) : Aym etrafı çevrilmek, ay harmanlanmak, hâlelenmek. Sebzede ağıllanıcak j»^i*l ay yüzü Değmeye bir arpa bu harman değil (Şeyhi. XV. 122) Gün ağıllansa l— ilUl bu ay ey şehsüvar Tâcire vardır meşakkat ...

Ömer Asım Aksoy, ‎Dehri Dilçin, 1963

Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 57

... ır ahval, -li ahzüita ağdırmak ağniya âhır aidat, -tı ağı (ağu) ağrandisman ahırlamak aidiyet, -ti ağıağacı, -nı (agrandisman) Ahi aile ağıl ağılamak ağraz ağrı ahibba ailevî ait ağıllanmak Ağrı ahır ahren ajan ağım ağrımak ahit, -hdi ajanda A rf.,.

Türk Dil Kurumu, 1965

Eski Türk edebiyatı makaleleri - Sayfa 312

35/12a), ağıllanmak (I12/4b). ağızlanmak (486/2a), yocunmak (222/4a), ısınmak (217/3a, 351/7a "alışmak" anlamında), yarsımak (871/lb), ayıtmak (362/6b), içürmek (387/lb), izi tozı (390/2a, 405/4a vb.), öşünmek (34! /5b), yiger (403/7b), dekeş ...

Hasibe Mazıoğlu, 2009

Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 57

... ağaçkakan ağaçkavunu, -nu ağaçkesen ağaçlamak ağaçlandırmak ağaçlık ağaçsıl ağalanmak ağan ağanlar ağarmak ağartı ağartmak ağda ağdalı ağdırmak ağı ağıağacı, -m ağıl ağılamak ağılıböcek ağıllanmak ağım Ağın ağınmak ağıotu, ...

Türk Dil Kurumu, 1970

Bilinen ve bilinmeyen yönleriyle Beypazarı - Sayfa 278

Ağıllanmak- Zehirlenmek. Ağzı gevşek- Yerli yersiz her şeyi konuşan Ağşak- Nallan delmekte kullanılan çelik alet. Ağzının girimi- İfade etmek istediği, dilinin altındaki bakla. Ahır sekisi- Ahırın bir kenanna yapılan oda. Ahırşak- Yün bükmeye ...

Ethem Torun, 2004

Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 391

(Ç. L. ) harman : Harman. harmanda : Bir kimsenin yük hayvanlarına bakan ve bunlarla eşya taşıyan uşak. harman namcak : (Harmanlamak) (Ay) halden mek, ağıllanmak, etrafında sanki sisten bir halka peyda olmak. Ay harmannamış. harp ...

Ömer Asım Aksoy, 1946

Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 133

Al bastı. Al karısı. Al kızı. Al terliği. Arap. Ateş. Ay ağıllanmak. Ay anası koynunda. Ay harmanlanmak. Ayna. Ay üzüğü. Beşik. Bıngıldak. Çamaşır yıkama. Çenci. Çocuğu alnından öpme. Çocuğun denizden geçmesi. Çocuğun uykuda gülmesi.

Türk Dil Kurumu, 1957

100 [i.e. Yüz] soruda Türk folkloru: inanışlar, töre ve ... - Sayfa 98

... güneşin çevresinde görünen haleden yorumlara varıldığını belirtse gerek: ayın ağıllanması, kışın uzun ve sert olacağına, güneşin ağıllanması da havaların iyi gideceğine, koyunları yaymağa götürmekten kor- kulmayacağına işaret sayılıyor.

Pertev Nailî Boratav, 1984