Significado de "bıngıldamak" no dicionário turco

PRONÚNCIA DE BINGILDAMAK EM TURCO

bıngıldamak

O QUE SIGNIFICA BINGILDAMAK EM TURCO

definição de bıngıldamak no dicionário turco

Dobrando (para carne e líquido) Brincar, balançar devido a suavidade ou obesidade.

bıngıldamak (Et ve sıvı için) Yumuşaklık veya şişmanlık sebebiyle oynamak, titremek.

TRADUÇÃO DE BINGILDAMAK

Conheça a tradução de bıngıldamak a 25 línguas com o nosso tradutor turco multilíngue.

As traduções de bıngıldamak a outras línguas apresentadas nesta seção foram obtidas através da tradução automática estatística; onde a unidade essencial da tradução é a palavra «bıngıldamak» em turco.

• Tradutor português - chinês: 要bıngıld
• Tradutor português - espanhol: para bıngıld
• Tradutor português - inglês: to bıngıld
• Tradutor português - hindi: bıngıld करने के लिए
• Tradutor português - arabe: ل bıngıld
• Tradutor português - russo: Для bıngıld
• Tradutor português - português: para bıngıld
• Tradutor português - bengali: bıngıld করতে
• Tradutor português - francês: pour bıngıld
• Tradutor português - malaio: untuk bıngıld
• Tradutor português - alemão: um bıngıld
• Tradutor português - japonês: bıngıldするには
• Tradutor português - coreano: bıngıld 하려면
• Tradutor português - javanês: kanggo bıngıld
• Tradutor português - vietnamita: để bıngıld
• Tradutor português - tâmil: bıngıld செய்ய
• Tradutor português - marata: bıngıld करण्यासाठी
• turco: bıngıldamak
• Tradutor português - italiano: per bıngıld
• Tradutor português - polonês: aby bıngıld
• Tradutor português - ucraniano: для bıngıld
• Tradutor português - romeno: pentru a bıngıld
• Tradutor português - grego: Για bıngıld
• Tradutor português - africâner: om bıngıld
• Tradutor português - sueco: till bıngıld
• Tradutor português - norueguês: til bıngıld

10 LIVROS EM TURCO RELACIONADOS COM «BINGILDAMAK»

Descubra o uso de bıngıldamak na seguinte seleção bibliográfica. Livros relacionados com bıngıldamak e pequenos extratos deles para contextualizar o seu uso na literatura.

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 112

[Caille] Bıngıldak //. s.] Yeni doğmuş çocuğun kafasının .yumuşak olan üst tarafı ki tepesi ile alnı arasındadır. [ Fou- tanellcs dit erane- ] Bıngıldama I f t. m. ] Hafif Bıngıldamak! surette oyna- yup titreme, titremek. ] Se mouvoir tigerement-] Bınsır ...

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

Kelimebaz: - Sayfa 165

Devinim 27 Haziran 2009 Arap asıllı hareket etmek fiiline ırkçı ideolojiye uygun bir karşılık bulmak gerektiğinde bakın neler önermişler 1934 yılında: bıcıramak, bıngıldamak, çaylamak, çemremek, çirenmek, çırpınmak, davranmak, deprenmek, ...

Sevan Nişanyan, 2013

Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 426

... katnamak, tökemlen- mek. ziynet altını : kürek. ziynet eşyası : avadanlık, dulukluk. eşe, takı. ziynet eşyası takan : cıda. zonklama : çimiş. zonklamak : bıngıldamak, çımkışmak. lonkmak, sohurdanmak, sohulda- mak, sokkuldamak, şokurdamak, ...

Türk Dil Kurumu, 1957

Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 74

... -m bezletmek bezm bezmek beztüyler bezzaz bıcıl bıcılgan bıcırgan bıçak bıçakçı bıçaklamak bıçkı bıçkıcı bıçkın bıdık bıkkın bıkmak bıktırmak bıldır bıldırcın bıllık bıllık bıngıl bıngıl bıngıldak bıngıldamak bırakı bırakınızcılık bırakışmak bır akı t, ...

Türk Dil Kurumu, 1970

Yeni Türk lûgati - Sayfa 97

Bıngıldamak [f] Hafif surette oynayıp tepremek. Bingözotu [i Mahmude, Sakmanya. Binici [s | Ata binmede mahir adam, süvari. Binicilik [i] Ata binmek mahareti, süvarilik. Binihaye [s] Nihayetsiz, sonsuz, tükenmez. Binilmek [f Rükûp edilmek ...

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Dil yazıları - Sayfa 229

... gıdaklamak / gıdık gıdık gıdıklamak / mıncık mıncık mıncıklamak / mızık mızık mızıklanmak / vıcık vıcık vıcıklamak / viyak viyak viyaklamak l: bıngıl bıngıl bıngıldamak / cumbul cumbul cumbuldamak / cıvıl cıvıl cıvıldamak / çağıl çağıl çağıldamak ...

Kerime Üstünova, 2002

Kelimebaz: 29 Nisan 2009-14 Aralık 2009 tarihleri arasında ...

Devinim Arap asıllı hareket etmek fiiline ırkçı ideolojiye uygun bir karşılık bulmak gerektiğinde bakın neler önermişler 1934 yılında: bıaramak, bıngıldamak, çaylamak, çemremek, çirenmek, çırpınmak, davranmak, deprenmek, ırgalanmak, ...

Sevan Nişanyan, 2009

Bir yazarın notları - 2. cilt - Sayfa 14

... 'Boklarl' dedi; 'Bıngıldayan bir kadın memeleri bunlar,' dedi, kol kola, ellerindeki kitaplarla yürüyen gençlerden biri, 'öyle dirençsiz. Dokununca çöken. Kendilerine yaslanılamayan. Kaçaklarl'. 'Cellatl' Solukları yeryüzüne bu sözcüğü boşalttı.

Nuri Pakdil, 1980

Gençlik denizlerinde - Sayfa 117

Karnı aç kadına baktıkça, pancar bük- lümlü ensesinin ve bıngıldayan göbeğinin kat kat zevkine varıyordu. Onun gözleri önünde, ağzını şapırdata şapırdata, sulandıra sulandıra bir bonfile yemenin tadına doyum mu olurdu ya? Lokantada ...

Halikarnas Balıkçısı, ‎Şadan Gökovalı, 1983

Buz Prenses

Kriminalroman som udspilles i den lille skærgårdsby Fjällbacka i Tanum nord for Göteborg.

Camilla Läckberg, 2012