10 BÜCHER, DIE MIT «KALTABANLIK» IM ZUSAMMENHANG STEHEN
Entdecke den Gebrauch von
kaltabanlık in der folgenden bibliographischen Auswahl. Bücher, die mit
kaltabanlık im Zusammenhang stehen und kurze Auszüge derselben, um seinen Gebrauch in der Literatur kontextbezogen darzustellen.
Kemal Tahir. yorum. Aslına bakarsan, buna düpedüz kaltabanlık derler. Geldik gidiyoruz, şu kaltabanlığı üstümüzden sıyırıp atamadık. Ciğerimiz beş para etmez bizim... Kadir haklı, evet... Geçen gün enikonu çekiştik... Sana açtı mı? — Hayır.
2
Esir şehrin insanları - Sayfa 57
Bundan utanç duyacak yerde gizlice zevkleniyor gibiydiler. Bu zevklenmede, kaltabanlık edip çeteyi zora düşürmüş ortaktan öç alma payı da olmalıydı. Sör Henri, Kâmil Bey'in aklından geçirdiklerini sezmiş gibi, "Bu iş kendiliğinden ateş almış ...
3
Kabusname: Bu eseri Mercimek Ahmet onbreş̂inci yüzyılın ...
Aldanmak, boş yere, boşuna güvenmek. Gidi. — Deyyus, kaltaban, kodoş, pezevenk. Gidiler gidisi. — Deyyuslar başı, kodoşlar başı, kaltabanlar başı, pezevenk başı. Gidilik. — Deyyusluk, kaltabanlık, kodoşluk, pezevenklik. Girdap. — Burgaç.
ʻUnṣur al-Maʻālī Kaykāvūs ibn Iskandar ibn Qābūs, 1966
4
Halide Edip, Yakup Kadri ve Reşat Nuri'nin romanlarında ... - Sayfa 236
Her şeyin akıl ve irade işi olduğunu kabûl ederek alın yazısını kendisi çizer- "Büyük Devlet Tiyatrosu "nun açılışında gösterilecek olan ilk eser yine Neşet Sabit'in "Kaltabanlar" isimli bir komedisidir. Kaltabanlar 'da genel olarak insan ve inkılâp ...
5
Mevlânâ dîvân-ı kebîr - 4. cilt - Sayfa 206
Âşıkların yolunu kesmeye uğraşan, bilgisizlik eder, kaltabanlık eder. Demir gibi ağırcanlılıkta bulunan, baş aşağı tuzlu suya dalar gider. 1660 Bu dil ne tatmıştır ki lezzetinden dilsizliğe özenir de susar? XLIII Dokuz gök de kul köle olsun âşıklara ...
Jalāl al-Dīn Rūmī (Maulana), Abdülbâki Gölpınarlı, 2007
6
Yeni Türk lûgati - Sayfa 483
Kaltabanlık (i) Peze - venklik, kurumsaklık, deyyusluk. Yalancılık, Namussuzluk, şaklabanlık, şarla - tanlık. Kaltalk [i] Eyer, at takımı. Eyerin tahtadan olan kısmı, kerestesi, deri kaplanmamışı. [c] Namussuz, müptezel karı, aşağı orospu. Kaltakkaşı ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
7
Osmanlı tarihinin maddesi - 1. cilt - Sayfa 186
Bu da, adı üstünde, kolaylık, havyar- kesicilik, kaltabanlık değil: zorluk, fedakârlık, yiğitlik işiydi. Geri kalan her iş orta malı idi. Ortada çözülecek düğüm açık konulurdu. «Devlet esrarı» denilen şey, ancak Tefeci-Bezirgân vurgunculuğunun, ...
8
Sanat Edebiyat - 4. cilt - Sayfa 72
Hoşgörürlük değil, kaltabanlık edip ıslıklaya- madık. Suç oynayanlarda değil, Nasrettin Hoca fıkralarından oyun, opera komik filan çıkarılamayacağını kendimiz de anlayamadığımız için kimselere anlatamamış olan biz yazarlardadır. Nasrettin ...
Kemal Tahir, Cengiz Yazoğlu, 1990
9
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 579
Kaltabanlık (t. s.)Pezevenklik, kurumsaklık, yalancılık, namussuzluk, şaklabanlık, şarlatanlık. [MMer de maquereau% Menterie; charlatanisme-] Kaltak (/. s-) Eyer, at takımı. Eyerin tahtadan olan kısmı, kerestesiş Namussuz müptezel karı, orospu.
10
Divan-i kebir - 4. cilt - Sayfa 178
Aşkı canlara eş olunca canların her kılı, bir sâhip-kırân kesilir. Görülmemiş armağanlar getirmiştir; o armağanları pay eder durur. Âşıkların yolunu kesmiye uğraşan, bilgisizlik eder, kaltabanlık eder. Demir gibi ağır canlılıkta bulunan başaşağı, ...
Jalāl al-Dīn Rūmī (Maulana), Abdülbâki Gölpınarlı, 1959
