10 BÜCHER, DIE MIT «MÜCAMAA» IM ZUSAMMENHANG STEHEN
Entdecke den Gebrauch von
mücamaa in der folgenden bibliographischen Auswahl. Bücher, die mit
mücamaa im Zusammenhang stehen und kurze Auszüge derselben, um seinen Gebrauch in der Literatur kontextbezogen darzustellen.
1
Türkiye halkının kültür kökenleri: Tarım, hayvancılık, ...
Bu hikâyeyi Mısır'da totemciliğin varlığına delil olarak görenler çıkmış, hattâ M. A. Moret, daha da ileri giderek, normal totemcilikte hayvanla mücamaa (bestialite) ritusunun sadece evcil hay - vanlarla değil, aynı zamanda vahşî hayvanlarla, ...
2
Yeni Türk lûgati - Sayfa 769
Mücamaat. Mübaşir [i] Mahkeme veya resmî bir dairenin emrini tebliğ eden memur, mahkeme celpnamelerini dağıtan kisme. Mübayenet [i] İhtilâf, muhalefet, zıddıyet, ayrılık. Mübayin [s] Başka türlü olan, muhalif, zıt. Mübeceel [s]Ulu, muhtelem, ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
3
Almanca-Türkçe sözlük - Sayfa 253
(Sexualität) cinsiyet, cinsellik, seksüalite Geschlechts akt m cima, mücamaa; den ~ ausüben cima etm.; V: uçkur çözmek; tezgâh kurmak -bestimmung f cinsiyet tayini -hygiene /cinsi hijiyen 2krank zührevi bir hastaliga tutulmus olan -krankheit ...
4
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 151
[Calin,e.J Cima [a. s-] Çiftleşme, muka- renet, mücamaa. [Coit; copıda- tion-J Cimcime [a. s-] Küçük ve nefis bir cins karpuz. [Es- pece de petite pastegne-J Cimri [t- f] Pek hasis § Pinti, miskin. [ Avare-] Cimrilik [t. s- ] Pek hasislik, pintilik, miskinlik.
5
Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 47
... nefsi müdafaa saba egzotik çorba meşru müdafaa saba hazır çorba murafaa kaba saba torba mütalâa kasaba ağ torba mücamaa badısaba ip torba mezraa taba kâğıt torba şaşaa yaba zorba mukataa murabba urba mubayaa murabba turba ...
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu, Efrasiyap Gemalmaz, 2004
6
Manakıb-ı Hacı Bektâş-ı Velı̂, "Vilâyet-nâme" - Sayfa 149
Yağmurdan sonra damı düzeltmek için kullanılan ağır, üstüvâ- nî yuvarlak taş. Yoğlamak (Loğlamak): Yağmurdan sonra damı loğ taşiyle düzeltmek. Yağı: Düşman. Yağılık: Düşmanlık, eşkıyalık. Yakınlık: Buluşmak, birleşmek, cimâ, mücâmaa.
Abdülbâki Gölpınarlı, 1990
Sonra çift çift ayrılıyorlar, mukaddes mevkide mücâmaa ediyorlardı. Her birisi aralarında içtimâî işler taksim olunan cinsî zümrelerden birini temsil eden karşılıklı ve mütenâvib ahenk takımlarını birbirine kavuşturan bu sevinçli oyun, cemaatte ...
Ziya Gökalp, Şevket Beysanoğlu, M. Sabri Koz, 2007
8
Sapiklarla dinsizlerin cesitli mezhepleri - Sayfa 95
Böyle mücamaa ve ihtilam vukuunda gusl icabeder. Gusül, bu gibL. tahsillerden tevbeye; cünübü mescide girmekten menetmek, mezhebinin sırrını başkasına açan kimsenin tevbe etmeksizin imama yaklaşamıyacağına; hacc'daki mîkat ...
ʻUthmān ibn ʻAbd Allāh al-ʻIrāqī, 1962
9
Tarama dergisi: Osmanlıcadan Türkçeden söz karşılıkları
Çiftle§mek, Mücamaa. ÇiftçiHk, Felâhat. Çigalta, Zarar. Çig, Feryat, ham*, jale, napuhte, sebnem. Çige, Parça. Çigerme, Rikkat. Çigermek, Merhamet etmek. Çigirmek, tstikrah etmek, nefret etmek. Çigit, Nüve. Çignek, Güzergâh. Çignemek ...
10
Dil kılavuzu - Sayfa 392
... savajim- cilik0 mücodele etmek savasmak", ugrc}- makc mücadele mintikcui sos-a? bölgesi° mücahede savasma" rrücohlt savasçi", sava}imci° mücahitük sovosçilik" mücamaa çi^les/ne0 mücanebet, -ti çekinme", kaçinma" müconip сек;пегЛ ...
