WHAT DOES BURUŞUKÇA MEAN IN TURKISH?
Click to
see the original definition of «buruşukça» in the Turkish dictionary.
Click to
see the automatic translation of the definition in English.
Definition of buruşukça in the Turkish dictionary
wrinkled A little wrinkled, not very smooth. buruşukça Biraz buruşuk olan, pek düzgün olmayan.
Click to
see the original definition of «buruşukça» in the Turkish dictionary.
Click to
see the automatic translation of the definition in English.
8 TURKISH BOOKS RELATING TO «BURUŞUKÇA»
Discover the use of
buruşukça in the following bibliographical selection. Books relating to
buruşukça and brief extracts from same to provide context of its use in Turkish literature.
1
Ve Durgun Akardı Don - 2
İsteksiz isteksiz kalktı yatağından, üzerine temiz ama buruşukça bir subay ceketi geçirdi, kılıcını taktı, Nevski Prospect'e çıktı. Sokağın öbür yanına geçtikten sonra dönüp bölüğün yerleştirildiği yapıya baktı. Dış görünüşünde pekbir özellik yoktu.
2
Hayal ve ıstırap - Sayfa 297
Kürsüye dibi yosun tutmuş, içi bulanık suyla dolu bir sürahi, cam tabağına ters çevrilmiş bir de çatlak bardak bırakılmıştı. Hepsi de bir örnek — rengi atmış lâcivert takım, buruşukça beyaz gömlek, uçkur gibi bağlanmış kahverengi kravat.
3
Türkiye Türkçesinde niteleme sıfatları: örnekli niteleme ... - Sayfa 172
54 buruşukça buruşuksuz Buruşuksuz keten gömlekli hekim, onları selâmlamıştı H.EAdıvar busbulanık Gözleri busbulanık, rengi, kapaklar şiş şiş M. A. Ersoy buyurgan Karısının buyurgan bilgiçliğine, yukardan ilgisine katlanabilmesi, artık son ...
4
Çalismalar - 1-3. sayılar - Sayfa 154
Griechenland, Anatolien, Kaukasus, Persien, Syrien. Galium articulatum (L.) Roem. et Sdıuk. — Boiss. Fl. Or. IH, 81. Senelik 'haşişi bir nebat; sürgün; ibasit ve dik, yapraklar; ihalkavi, 4 ve ters beyzi, buruşukca, üst yapraklar kalp şeklinde, ...
Ankara (Turkey) Yüksek ziraat enstitüsü, 1935
5
Namık Kemalʼin hayatı - Sayfa 66
Vasfi Mahir Kocatürk. AVRUPA'DA Sakin ve serin bir akşam üstü. Hafif çağıltılarla akan Sen nehri kıyısındaki eski kitap sergileri önünde uzun zaman dolaştıktan sonra yorularak suya yakın bir sıra üzerine oturdu. Ceketinin buruşukça etekleri ...
Vasfi Mahir Kocatürk, 1957
6
Kaderin cilvesi (başımıza gelenler). - Sayfa 222
Solmuş fulya demeti gibi rengini atmış sarışın, pembe, fakat buruşukça, yanak kemikleri çıkık bir Rus veya Leh karısı, Türkçesi kıt olduğunu anlatır bir şive ile: _ Babam Selâhlı efendim buğda otugug.. suali çetrefil amma anlaşılmayacak gibi de ...
Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1964
7
Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 50
... kaçıkça kalabalıkça ılıkça bulanıkça dağınıkça sapıkça çarpıkça şımarıkça pısırıkça sıkça kısıkça sırnaşıkça yılışıkça mantıkça yırtıkça çokça Baskça çabukça çocukça oldukça soğukça Kumukça burukça buruşukça dalkavukça bozukça kalça ...
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu, Efrasiyap Gemalmaz, 2004
8
V. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi: Genel ... - Sayfa 181
Kısa ve ince eller: Hasislik, gevezelik ve oburluğa, - Üstü kabarık eller: Az çalışma ile başarıya, para ve hesap işlerine eğilme, - Yumuşak, solgun ve esmer eller: Hainliğe, - Yumuşak biraz buruşukça eller: İyilikseverliğe, hilm ve mü- layemete, ...
Turkey. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1997
