QUÉ SIGNIFICA MÜZMINLEŞTIRMEK EN TURCO
Pulsa para
ver la definición original de «müzminleştirmek» en el diccionario turco.
Pulsa para
ver la traducción automática de la definición en español.
definición de müzminleştirmek en el diccionario turco
para traer a la mente. müzminleştirmek Müzmin duruma getirmek.
Pulsa para
ver la definición original de «müzminleştirmek» en el diccionario turco.
Pulsa para
ver la traducción automática de la definición en español.
5 LIBROS DEL TURCO RELACIONADOS CON «MÜZMINLEŞTIRMEK»
Descubre el uso de
müzminleştirmek en la siguiente selección bibliográfica. Libros relacionados con
müzminleştirmek y pequeños extractos de los mismos para contextualizar su uso en la literatura.
1
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 300
Kullanarak Eskitmek} eski haline koma, komak, köhneletmek §Bırakıp eskimesini temin etmekş Bakmayarak eski haline gelmesine sebebiyet verme, vermek, müzminleştirme, müzminleştirmek. [User; dûtöriorer par Vu- sage, râper] Eskrim (c- ...
2
Liderlerimiz ve dış politika: bir diplomat gözüyle... - Sayfa 185
Zaman kazanmak, oyalama taktikleriyle görüşmeleri müzminleştirmek istedikleri ve arada, Türkler yeniden saldıracak diye etrafı gürültüye vermeyi düşündükleri açıkça belli oluyordu. Zaten süre verilip konferansa ara verilse, bu sefer ...
3
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 271
... mek, koğulamak, koskoslamak, kumsılamak, şıpdamak. müziç : ı illaki. müzik ile ilgili kelimeler : ayak (bir mâninin ezgisine uyan, mâniden önce ve sonra teganni edilen şarkı), gödeç (orkestra şefinin değneği). müzminleştirmek : azanlatmak.
4
İstanbul-Paris - Sayfa 76
Onun yolu şu : hasmının ilk saldırılarını dağıtmak, oyalamak, elenselerle ezmek, egemenliği kaptırmamak, güreşi uzatmak, pehlivanların dili ile söylemek gerekirse, güreşi müzminleştirmek, ondan sonra da leşe konmak. Zekiye Hanım ...
5
Yeni Türk lûgati - Sayfa 256
Bakmayarak eski haline gelmesine sebebiyet vermek, müzminleştirmek. Eskizanmanlar [i ] Tarihin ilk devresi. Kurunu kadime. Eskrim [i ] Kılıç ve meç talimi, silâhbazlık. slâf i Selefler. Ba: Selef. - lislem [s] Daha ve pek sağlam, emin, en sağlanı, ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930