Significado de "şakramak" en el diccionario de turco

PRONUNCIACIÓN DE ŞAKRAMAK EN TURCO

şakramak

QUÉ SIGNIFICA ŞAKRAMAK EN TURCO

definición de şakramak en el diccionario turco

Shakamak Shakimak.

TRADUCCIÓN DE ŞAKRAMAK

Conoce la traducción de şakramak a 25 idiomas con nuestro traductor multilingüe.

Las traducciones de şakramak presentadas en esta sección han sido obtenidas mediante traducción automática estadística a partir del idioma turco.

• Traductor turco - chino: 脉轮，以
• Traductor turco - español: chakras a
• Traductor turco - inglés: chakras to
• Traductor turco - hindi: करने के लिए चक्रों
• Traductor turco - árabe: الشاكرات ل
• Traductor turco - ruso: чакры
• Traductor turco - portugués: chakras para
• Traductor turco - bengalí: şakre করতে
• Traductor turco - francés: chakras à
• Traductor turco - malayo: untuk şakre
• Traductor turco - alemán: Chakren zu
• Traductor turco - japonés: チャクラへ
• Traductor turco - coreano: 에 차크라
• Traductor turco - javanés: kanggo şakre
• Traductor turco - vietnamita: luân xa để
• Traductor turco - tamil: şakre செய்ய
• Traductor turco - maratí: şakre करण्यासाठी
• turco: şakramak
• Traductor turco - italiano: chakra per
• Traductor turco - polaco: czakry do
• Traductor turco - ucraniano: чакри
• Traductor turco - rumano: chakrele la
• Traductor turco - griego: τσάκρα να
• Traductor turco - afrikáans: chakras om
• Traductor turco - sueco: chakran till
• Traductor turco - noruego: chakraene til

10 LIBROS DEL TURCO RELACIONADOS CON «ŞAKRAMAK»

Descubre el uso de şakramak en la siguiente selección bibliográfica. Libros relacionados con şakramak y pequeños extractos de los mismos para contextualizar su uso en la literatura.

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 986

... neşeli, şen, keyifli. şakrakkuşu, -nu b. a. hayb. ispinozgillerden, başı siyah, boynu kırmızı, güzel ötüşlü bir kuş. şakramak (nsz) şakımak. şakşak a. genellikle hokkabazların, ortaoyuncularının kullandığı, hafifçe vurulduğunda hızlı vurulmuş gibi ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Türkçenin grameri - Sayfa 221

... hayvan sesleri veren fiiller : anramak (arşları) tnramak (köpek) okramak (at) kökremek (sığır) şakramak (kuş) çok- ramak çıhramak çihremek gibi. b. Bazı hareketleri gösteren fiiller : titremek tepremek ktpraşmak kıvramak YAP1BİLGİSİ 221.

Tahsin Banguoğlu, 1986

Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 210

... -kı şak, -kkı şaka şakacı şakacıktan şakadan şakak şakalaşmak şakayık, -kı, şakımak şakırdamak şakır şakır şakır şukur şakırtı şakıt, -tı şaki şakirt şakkadak şaklaban şaklamak şakrak şakrakkuşu, -nu şakramak şakşak şak şak şakşakçı şakul, ...

Türk Dil Kurumu, 1970

Risâlei Nur: muazırı [i.e. muarızı] yazarların isnadları ... - Sayfa 36

«Evet, iman güzel huy ve seciyeler vermekle merhamet hissini, zarar vermekten şakramak meylini verir. İşte iman ilminden ibaret olarak Risâlei Nur külliyatı tuuâyet ve asayişi bu suretle temin ve> tesis eder.» «Elhasıl Risâlei Nur eseflerinin, ...

Eşref Edib, 1965

Resmi yazışma kuralları, noktalama işaretleri ve yazım ... - Sayfa 314

... şakadan şakak şakalaşmak şakayık,-kı,-ğı şakımak şakır şakır şakır şukur şakırdamak şakırdatmak şakırtı şakıt ,-tı şaki şakirt şakkadak şaklaban şaklabanlık şaklamak şaklatmak şakrak şakrakku- şu,-nu şakramak şakşak şakşakçı şakşakçılık ...

Hülya Pilancı, 2001

Kamyon: roman - Sayfa 139

Çocuğun ağlaması karışıyordu ağıt ile türküye. Türkü şakramak istiyordu. Ağıttan kan damlıyordu. Kadın ağlıyordu, çocuk ağlıyordu. Adam gülemiyordu... Koşuyordu adam... Kadın koşuyordu. Çocuk ortalarda idi. Çocuk şaşkındı. Emeklemişti.

Tahir Kutsi Makal, 1979

Resimli-motifli Türk edebiyatı tarihi: Cumhuriyetten günümüze

Denizkızlannın şakrayan sesi, /Yaktı kalbimdeki eski hevesi ;/Bilmem hangi sihir vardı bu seste.» BİR GEMİ YELKEN AÇTI Bir gemi yelken açtı hayâl iklimlerine, Civarından çığlıkla yorgun martılar kaçtı; Rüzgâr sürüklenirken derinlerden derine.

Seyit Kemal Karaalioğlu, 1982

Aganta burına burınata! - Sayfa 81

Gözüme uyku girmiyordu. Gök ve deniz baştanbaşa bir pırıltı ve çalkantı idi. Yıldızlar kıpır pıkır kıpırdadıkça, köşeleri kırpılmış parıltı kırpıntıları milyon kere milyarca şakrayan yağmur damlalar gibi harıl harıl boşanıyor ve denize düşüyorlardı.

Halikarnas Balıkçısı, 1983

Muhabbet tılsımı - Sayfa 64

Pervin kafesine atılmağa hazırlanan yılanın varlığından habersiz bir kanarya masumluğu ile izbe yerlerde hüzünlü hüzünlü şakrayıp dolaşıyordu. Kız birkaç defa çatı arasına çıktı, indi. Orada ne yapıyordu? Kalfaya pek merak oldu. Onu, başka ...

Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1969

Mustafanin romani (Hürriyet pervanesi). - Sayfa 182

Evvelden ziyaretçi, ricacı. vekilharç, kâtip, aşçı, uşak, hizmetçi, bahçivart bir sürü insanın hareket ve sesi ile daima şakrayan sokak. şimdi, sakit ve tenha idi. Konak ile beraber âdeta koca bir sokak ta ölmüştü. Macar kadanalarının kişnemeleri ...

Zeki Mesud Alsan, 1943