Significado de "yüzlemece" en el diccionario de turco

PRONUNCIACIÓN DE YÜZLEMECE EN TURCO

yüzlemece

QUÉ SIGNIFICA YÜZLEMECE EN TURCO

definición de yüzlemece en el diccionario turco

contra el rostro de alguien, vicahen. / Cara a cara, vicioso.

yüzlemece Birinin yüzüne karşı, vicahen. / Yüz yüze yapılan, vicahî.

TRADUCCIÓN DE YÜZLEMECE

Conoce la traducción de yüzlemece a 25 idiomas con nuestro traductor multilingüe.

Las traducciones de yüzlemece presentadas en esta sección han sido obtenidas mediante traducción automática estadística a partir del idioma turco.

• Traductor turco - chino: yüzleme通过
• Traductor turco - español: yüzleme por
• Traductor turco - inglés: yüzleme by
• Traductor turco - hindi: द्वारा yüzleme
• Traductor turco - árabe: yüzleme من قبل
• Traductor turco - ruso: yüzleme по
• Traductor turco - portugués: yüzleme por
• Traductor turco - bengalí: দ্বারা yüzleme
• Traductor turco - francés: yüzleme par
• Traductor turco - malayo: yüzleme oleh
• Traductor turco - alemán: yüzleme durch
• Traductor turco - japonés: によってyüzleme
• Traductor turco - coreano: 에 의해 yüzleme
• Traductor turco - javanés: yüzleme dening
• Traductor turco - vietnamita: yüzleme bởi
• Traductor turco - tamil: மூலம் yüzleme
• Traductor turco - maratí: करून yüzleme
• turco: yüzlemece
• Traductor turco - italiano: yüzleme by
• Traductor turco - polaco: yüzleme przez
• Traductor turco - ucraniano: yüzleme по
• Traductor turco - rumano: yüzleme de
• Traductor turco - griego: yüzleme από
• Traductor turco - afrikáans: yüzleme deur
• Traductor turco - sueco: yüzleme av
• Traductor turco - noruego: yüzleme av

8 LIBROS DEL TURCO RELACIONADOS CON «YÜZLEMECE»

Descubre el uso de yüzlemece en la siguiente selección bibliográfica. Libros relacionados con yüzlemece y pequeños extractos de los mismos para contextualizar su uso en la literatura.

Türkiye Türkçesinde niteleme sıfatları: örnekli niteleme ... - Sayfa 429

67) yüz kızartıcı yüz kızartıcı suç; Meşhur bir edibimizin cinsî hayatına dair yüz kızartıcı sözler söylenirdi y.Z. Ortaç yüzlemece yüzlemece hüküm; yüzlemece muhakeme yüzlü mec. (Çok) yüzlü bir çocuk yüzsüz mec. Arkasından en yüzsüz ...

Engin Yılmaz, 2004

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 1199

1 bir kimsenin yüzüne karşı. ör. Ben her şeyi yüzlemece söylemekte/ı yanayım. 2 s. yüz yüze yapılan, ör. Yüzlemece görüşme iyi sonuç verir. yuzlemek (-i) 1 kusurunu ya da suçunu yüzüne karşı söyleyerek birini utandırmak, yüzüne vurmak, ör.

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Açıklamalı hukuk ve sosyal bilimler sözlüğü - Sayfa 484

VİCAHEN Yüzüne karşı, yüz yüze. VİCAHİ Yüzünde, yüze karşı, yüzlemece. VİCAHİ HÜKÜM Yüze karşı okunmuş (bildirilmiş) hükümdür. Bunun aksi ise gıyabi hükümdür. Kural olarak gıyapta verilen hükümlerin ilgilisine tebliği gerekir, krş.

Şakir Altay, 1983

Sade Türkçe kılavuzu - Sayfa 173

Tartı, ağırlık. 2. (Şiirde) Ölçü. VEZARET Vezirlik. VEZNEDAR Vezneci. VİCAHEN Yüz yüze, yüzüne karşı. VİCAHİ Yüzlemece. VİFAK Geçim, iyi geçim, bağdaşım. VİKAYE ETMEK Korumak, esirgemek. VİLÂDİ Doğuştan, yaradılıştan. VİLÂYET İl.

Türk Dil Kurumu, 1953

Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 95

böylece şöylece seçmece içmece yüzlemece imece çekmece çelmece bilmece silmece gülmece şişirmece kestirmece görmece dürmece kesmece yüzleşmece örtmece düzmece nece Çingenece kahpece züppece idarece derece derece ...

Belgin Tezcan Aksu, ‎Abdurrahman Tariktaroğlu, ‎Efrasiyap Gemalmaz, 2004

Türkçeʾde Eş ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü - Sayfa 16

... beyan -kör kör pormagim gö- züne. bkz -AÇIKÇA, BASiT, BELiRGiN, BELLI, k : -BELiRSiZ, GiZLl, 'kapali, KARISIK. a ç i k ç a -alenen -asikâre -düpedüz -saratiaten -vl- cahen -yüzlemece. d : -açi'ktan açiga -dobra do'b- ra -göz göre -göz göre ...

Ülkü Yalım, ‎Özcan Yalım, 1983

XX. [i.e. Yirminci] yüzyılda Osmanlı Devleti - Sayfa 177

Mahkeme sonunda 37 sanıktan sekizi beraat etmiş 14 kişi gıyaben, 12 kişi yüzlemece idama mahkûm olmuştur. idam edilen 12 kişi (2) Ş. S. Aydemir, Enver Paşa, 2. cilt, 394: Mahmut Şevket Paşa Harbiye nezaretinden Babıâli'ye giderken ...

Fahri Belen, 1973

Almanca-Türkçe sözlük - Sayfa 310

haben F bçi hazir bulundurmuç olm. in praesentla jur. vicahí, yüzlemece in praxi fiiliyatta in puncto . . . hususunda, hakkmda; -e gelince; — - puneti en mühim hususta lnquisition / hist. Enkizisyon 1nsasse m 1. içinde bulunan, oturan 2.

Karl Steuerwald, 1974