Signification de "belertmek" dans le dictionnaire turc

PRONONCIATION DE BELERTMEK EN TURC

belertmek

QUE SIGNIFIE BELERTMEK EN TURC

définition de belertmek dans le dictionnaire turc

pour ouvrir les yeux, de sorte que le flux soit très visible.

TRADUCTION DE BELERTMEK

Découvrez la traduction de belertmek dans 25 langues grâce à notre traducteur turc multilingue.

Dans cette section, les traductions de belertmek dans d'autres langues ont été obtenues par traduction automatique statistique, où l'unité essentielle de la traduction est le mot «belertmek» en turc.

• Traducteur Français - chinois: belert到
• Traducteur Français - espagnol: Belert a
• Traducteur Français - anglais: belert to
• Traducteur Français - hindi: करने के लिए belert
• Traducteur Français - arabe: belert ل
• Traducteur Français - russe: belert в
• Traducteur Français - portugais: belert para
• Traducteur Français - bengali: belert করতে
• Traducteur Français - français: belert à
• Traducteur Français - malaisien: untuk belert
• Traducteur Français - allemand: belert zu
• Traducteur Français - japonais: にbelert
• Traducteur Français - coréen: 에 belert
• Traducteur Français - javanais: kanggo belert
• Traducteur Français - vietnamien: belert để
• Traducteur Français - tamoul: belert செய்ய
• Traducteur Français - marathi: belert करण्यासाठी
• turc: belertmek
• Traducteur Français - italien: belert a
• Traducteur Français - polonais: belert do
• Traducteur Français - ukrainien: belert в
• Traducteur Français - roumain: belert la
• Traducteur Français - grec: belert να
• Traducteur Français - afrikaans: belert om
• Traducteur Français - suédois: belert till
• Traducteur Français - norvégien: belert til

10 LIVRES EN TURC EN RAPPORT AVEC «BELERTMEK»

Découvrez l'usage de belertmek dans la sélection bibliographique suivante. Des livres en rapport avec belertmek et de courts extraits de ceux-ci pour replacer dans son contexte son utilisation littéraire.

Deyimler Sözlüğü: Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi

... gözüñi akcartmak:Gözünü ağartmak,gözlerini belertmek, akı çok görünecekbir şekildegözlerini açmak, öfkeyle bakmak, öfkeli görünmek,birini bakışlarıyla korkutmaya çalışmak. gözüñi alartmak: Gözlerini belertmek, gözünü ağartmak,akı çok ...

Mehmet Kara, ‎Mehmet Nebioğlu, ‎Cihan Dinar, 2014

Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 91

Ömer Asım Aksoy. § Eş-şuhus [Ar.] : Gözleri açıp kirpikleri oynatmıyarak ve bakmıyarak dikip durmak manasınadır ki beleri kalmak tâbir olunur, tfrat-ı hayretten ve dehşetten neşet eder. Muktezır bakışı gibi. (Kam.) bereltmek, (belertmek): ...

Ömer Asım Aksoy, 1946

Türkiyede halk ağzindan söz derleme dergisi - 2. cilt - Sayfa 670

Göz basmiç [S.], Göz deymis çocuk (Kayseri) Göz bayci ve Göz bayici [Is.] , Hok- kabaz, sihirbaz, göz boyayici (Gazi- antep) Göz belertmek [F.], Hiddetle gözle- rinin akmi göstererek bakmak(Oyle gözlerini bêler tti ki hep kaçtilar: Çankiri; Develi ...

Türk Dil Kurumu, 1939

Beydağ, "Balyambolu", "Palaipolis" - Sayfa 230

Göz ağırtmak, belertmek: Birine sert bakmak. Gözü karartmak: Karar vermek. Gözden düşmek: İtibarını kaybetmek. Göze girmek: İtibar kazanmak, Kendini beğindirmek. Göze batmak: Dikkati üstüne çekmek. Gök zengin: Sonsuz zengin.

Mestan Yapıcı, 1995

Eski Türkçeden Eski Anadolu Türkçesine anlam değişmeleri - Sayfa 145

Kaş. belertmek -göz-, yan bakmak TS alardu bak- = alan alan bak-: dikkatli dikkatli, sert sert bakmak "Ömer Arfece'nin yüzüne alan alan baktı." (TS I 87) alçak Taradığımız kaynaklarda Eski Anadolu Türkçesine kadar 'yumuşak huylu, alçak ...

Hülya Arslan Erol, 2008

İmlâ kılavuzu - Sayfa 68

Belen belletici begenme belenmek belletmek begenmek belermek belli behemehal belertmek bembeyaz beher bele? bemol,-lü behey beleççi ben behimi beleççilik.-o'i bencil behre belge bencileyin beis,-e's belgeleme bencilik,-gi bej ...

Atatürk Kültür, Dil, ve Tarih Yüksek Kurumu (Turkey), 1988

Hakas destanı: Altın Çüs : (giriş-metin-aktarma-dizin) - Sayfa 204

3106 Pölert- (gözQ) belertmek. iyice açmak p.-e 3144. 3175. 3354, 3524. 3649, 3875 pörlk börk, sapka 856, 1038, 1916 p.+ïn (pörlgïn) 335, 1996 pöris çekil, biçim p.+ï (pörlzl) 1993 pözlk yüksek; büyük; zirve 507, 2127 p.+! (pözïgl) 3, 19, 116, ...

Erdal Şahin, 2007

Gramofonlar, radyolar, teypler: öyküler - Sayfa 136

dedi askerî savcı, gözlerini belerte belerte. «Bu düzen değişecek, demişsin!» «Dedim!» dedim. «Kompozisyon derslerinde de İlhan Selçuk'un, Çetin Altan'ın, Oktay Akbal'ın yazıları üstünden metin çalışması yapıyor- muşsun!» dedi. «Doğru!

Necati Mert, 1979

Sürgünler: Öyküler - Sayfa 17

Dazlak kafa, gözlerini belerte belerte : «Ya, Muharrem Efendi dedi, bu iş burada biter. Zamanında böyle olmaz, kalite lazım dedik ama dinletemedik sivri akıllılara... «Anlıyamadım efendim. Anlıyamazsın ya, o zaman biz de anhyamıyor- duk.

Mehmet Başaran, 1970

Oyuncu - Sayfa 150

Ondaki bu değişiklikleri önce annesi ayrımsamış ve kocasına anlatmış olmalıydı. Turgut bey, bir akşam yine kamçısını sallaya sallaya eve gelmiş, Kerim Turgut'u bir köşeye çekmiş, gözlerini belerte belerte, suratı kıpkırmızı kesilerek, erkeklik ve ...

Erhan Bener, 1981