"ağırşaklanma" शब्दकोश में तुर्क का अर्थ

तुर्क में AĞIRŞAKLANMA का उच्चारण

ağırşaklanma

तुर्क में AĞIRŞAKLANMA का क्या अर्थ होता है?

तुर्कशब्दकोश में ağırşaklanma की परिभाषा

काम या परिस्थिति को झुकाव

का अनुवाद AĞIRŞAKLANMA

हमारे तुर्क बहुभाषी अनुवादक के साथ ağırşaklanma का 25 भाषाओं में अनुवाद ढूंढ़ें।.

इस अनुभाग में प्रस्तुत तुर्क इस अनुभाग में प्रस्तुत ağırşaklanma अनुवाद स्वचालित सांख्यिकीय अनुवाद के माध्यम से प्राप्त किए गए हैं; जहां आवश्यक अनुवाद इकाई तुर्क में «ağırşaklanma» शब्द है।

• अनुवादक तुर्क - चीनी: 重型仓储
• अनुवादक तुर्क - स्पैनिश: ağırşaklan Hasta
• अनुवादक तुर्क - अंग्रेज़ी: ağırşaklan Up
• अनुवादक तुर्क - हिन्दी: भारी भंडारण
• अनुवादक तुर्क - अरबी: ağırşaklan أعلى
• अनुवादक तुर्क - रूसी: тяжелые хранения
• अनुवादक तुर्क - पुर्तगाली: armazenamento pesado
• अनुवादक तुर्क - बांग्ला: ağırşaklan আপ
• अनुवादक तुर्क - फ़्रेंच: ağırşaklan Up
• अनुवादक तुर्क - मलय: ağırşaklan Up
• अनुवादक तुर्क - जर्मन: ağırşaklan Up
• अनुवादक तुर्क - जापानी: 重いストレージ
• अनुवादक तुर्क - कोरियन: 무거운 저장
• अनुवादक तुर्क - जैवेनीज़: ağırşaklan Up
• अनुवादक तुर्क - वियतनामी: lưu trữ nặng
• अनुवादक तुर्क - तमिल: ağırşaklan அப்
• अनुवादक तुर्क - मराठी: ağırşaklan अप
• तुर्क: ağırşaklanma
• अनुवादक तुर्क - इटैलियन: stoccaggio pesante
• अनुवादक तुर्क - पोलिश: ciężkiego składowania
• अनुवादक तुर्क - यूक्रेनियन: важкі зберігання
• अनुवादक तुर्क - रोमेनियन: depozitare grele
• अनुवादक तुर्क - ग्रीक: ağırşaklan Up
• अनुवादक तुर्क - अफ़्रीकांस: ağırşaklan Up
• अनुवादक तुर्क - स्वीडिश: tung lagring
• अनुवादक तुर्क - नॉर्वेजियन: tung lagring

तुर्क किताबें जो «AĞIRŞAKLANMA» से संबंधित हैं

निम्नलिखित ग्रंथसूची चयनों में ağırşaklanma का उपयोग पता करें। ağırşaklanma aसे संबंधित किताबें और तुर्क साहित्य में उसके उपयोग का संदर्भ प्रदान करने वाले उनके संक्षिप्त सार।.

Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 12

Ağırşaklanmak/yumrulanıp kabarmak, yumrulanmış ve ağırşaklanmış kız memesi, taze kız memesi turunç gibi tümüp ağırşaklanmak, kızın memesi ağırşaklanmak, yumrulanmak gibi manaları lisanı- mızda muteber ve müstamel değildir (Tar.

İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991

Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 66

... varaklanma meraklanma yapraklanma saklanma yasaklanma savsaklanma başaklanma ağırşaklanma kuşaklanma pataklanma yaltaklanma tartaklanma kostaklanma duvaklanma ayaklanma dayaklanma uzaklanma tuzaklanma gıcıklanma ...

Belgin Tezcan Aksu, ‎Abdurrahman Tariktaroğlu, ‎Efrasiyap Gemalmaz, 2004

Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 57

... ağustos ahitname aka ağırküre ağustosböceği, ahiz, -lı/i akabe ağırlamak -ni ahize akabinde ağırlaşmak ağyar ahkâm akaç ağırlık ağzamak ahlâf akaçlama ağırsamak ak ahlâk, -kı akademi ağırşak ahali ahlâkçı akademisyen ağırşaklanmak ...

Türk Dil Kurumu, 1965

Türkçe sorunları kılavuzu - Sayfa 13

... ağırbaşlı, ağırküre ağırsemai (Son A ve İ uzun), ağırsıklet, ağırsu, ağıryağ ağırşak <ağırşağa <ağırşağı <ağırşaktan, ağırşaklanmak ağış, ağmak ağıt <ağıta <ağıtı <ağıttan, ağıtçı ağız <ağza <ağzı, ağızbirliği, ağızlık, ağızlıkçı, ağızotu ağkepçe, ...

Necmiye Alpay, 2000

Trabzon Maçka etimoloji sözlüğü - Sayfa 32

DS ayrıca memenin etli, şişkin kısmı, ağırşaklanmak çıban kızararak sertleşmek, katılaşmak, meme büyümeye başlamak. Divan: agurşak. Al beni uşağiken yüzüm yumuşağiken Daha bıyık burmadan memen ağırşağiken Bknz. yaban ağrışaği ...

Kudret Emiroğlu, 1989

Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 57

... ağıl ağılamak ağılıböcek ağıllanmak ağım Ağın ağınmak ağıotu, -nu ağır ağırayak ağır başlı ağırküre ağırlamak ağırlaşmak ağırlık ağırsamak ağırşak ağırşaklanmak ağıryağ ağış ağıt ağıtçı ağız, -ğzı ağızbirliği, -ni ağızlamak ağızlaşmak ağızlık ...

Türk Dil Kurumu, 1970

Yeni Türk lûgati - Sayfa 9

Güçleştirmek. Ağırlatımak[f] Ağırlığını İkram ve hürmet ettirmek. Ağırşak[i] İplik bükülen alet. Yuvarlak ve tümsek şey. Ağırşaklanmak[fl]Ağırşak gibi yuvarlaklık ve tümsek peyda etmek, şişip yuvarlak olmak. Ağız[i] Canlı mahlûkatın müteahhirin.

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ...

En-nühud j^JI [Ar.] : Taze kız memesi turunç gibi tümüp ağırşaklanmak. (Kam. XV1II-XIX. 1, 701 ) § El-kurne *! ^iJI [Ar.] : Kılıcın ve temrenin ağzına denir ve bir nesnenin tümüp çıkan ucuna denir. Meselâ kur- netü'l-cebel, dağın domalıp çıkan ...

Ömer Asım Aksoy, ‎Dehri Dilçin, 1971