तुर्क किताबें जो «KULAK KIVIRMAK» से संबंधित हैं
निम्नलिखित ग्रंथसूची चयनों में
kulak kıvırmak का उपयोग पता करें।
kulak kıvırmak aसे संबंधित किताबें और तुर्क साहित्य में उसके उपयोग का संदर्भ प्रदान करने वाले उनके संक्षिप्त सार।.
1
Türk folklor araştırmaları - 9. cilt - Sayfa 3922
... çanağına dönmek Kara haber Kambur kambur üstüne Kalburla su taşımak Kalem kulaklı Kalın kafalı Kanına susamak ... kabartmak Kulak kulağa Kıvır kıvır Kulağa küpe olmak Kulağı delik Kulak dolgunluğu Kulak kesilmek Kulaktan kulağa ...
2
Uc̣an daireler - Sayfa 58
Fakat Huriye kulak asmıyordu böyle şeylere. Hava sıcakmış, yollar ... kalçaymış, arama... Ama o yine de doktorun karısı gibi kıvırmak sevdasındaydı... Kıvırmaya çalışırken ayakları birbirine dolaştı, sendeledi, düşmemek için güç zaptetti kendini.
... döşemelereuzatıp, görünmeyen gökyüzünü, sözümona belirlemeye savaşarak,kulak kesilirlerdi büyükanneler uzunuzun. Bunamış yoksul anacıklarımız diye acınırdı babalar. Burun kıvırıp yüzlerini ekşiterek, biraz da kalçalarını sallayarak, ...
A parody of the spy novel, this book details the struggle between super assassin Nicholaï Hel and the "Mother Company," a conspiracy of energy companies that controls much of the western world.
5
Deyimler, atasözleri, beyitler ve anlamdaş kelimeler - Sayfa 504
kulak asmamak ("Kurum ilmin sesine kulak asmaz"), hiçe savmak ("Rakibimizi hiçe saydık, yenildik"), aldırmamak ... takımda artık oynamayacağını nazar-ı Itlbaro almalıyız"), burun bükmek (kıvırmak) ("Biz o zaman bunları söylerken onlar burun ...
6
Burgazada, sevgilim-- - Sayfa 66
Önceleri çok gür olan gri saçlannı, başına taç gibi taktığı ince bir lastiğin içine kıvıra kıvıra bir kulaktan bir kulağa çepeçevre toplardı. Soma tarağın arka tarafıyla alnının sol yanına "kule" dediği bir dalga yapardı. Yıllar geçtikçe, lastiğin içine ...
7
Osmanlı hukukunda suçlar ve cezalar - Sayfa 124
"Tevrat'ta onlara şöyle yazıldı: Göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılık ve cezadır) yaralar da kısastır. ... Vurmak, iteklemek, çekmek, sıkmak, sıkıştırmak, saç veya kıl yolmak veya kesmek, yaralamak, ısırmak, kol kıvırmak vb.
8
Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 395
2- Burmak, kıvırmak. 3 - Parmakla hazırlamak, sarmak (tütün vs.). Papiros eşmek ... 1 - Tek tırnaklı hayvanlardan attan küçük, ince bacaklı, iri başlı, büyük kulaklı binek ve yük hayvanı. 2 - İnşaatta bir şeyi durdurmak için altına vurulan, konan ...
Köy hekimi Goran amca, poturunun paçalarını dizkapağına değin kıvırmış, omzunda küçük torbası, eğilmiş, dereiçinde sülük topluyordu. Ağırağır yürüyor, durgun ... Delikanlı çayırlar arasında durdu, kulak kabartıp döndü. Goranamca el salladı.
10
Karılar koğuşu - Sayfa 37
Başparmağını kıvırıp gözlerini derin derin sildi. Gözleri trahomdan harap olmuş, ufalmıştı. Alt dudağının tam ortasında incecik bir yeşil ... Dur bakalım... Karı demedi mi? "Bu yapmadı, ben yaptım" deseydi. — Demez mi, dedi. Kulak asmadılar.