तुर्क में OMUZLARI ÇÖKMEK का क्या अर्थ होता है?
ध्यान दें: परिभाषा का तुर्कमें स्वचालित अनुवाद किया गया है। तुर्क में «omuzları çökmek» की
मूल परिभाषा देखने के लिए क्लिक करें।
हिन्दी में परिभाषा का
स्वचालित अनुवाद देखने के लिए क्लिक करें।
तुर्कशब्दकोश में omuzları çökmek की परिभाषा
कंधों को समाप्त करने के लिए, थका हुआ और ढह गई स्थिति में omuzları çökmek Bitkin, perişan ve yıkılmış bir durumda olmak.
ध्यान दें: परिभाषा का तुर्कमें स्वचालित अनुवाद किया गया है। तुर्क में «omuzları çökmek» की
मूल परिभाषा देखने के लिए क्लिक करें।
हिन्दी में परिभाषा का
स्वचालित अनुवाद देखने के लिए क्लिक करें।
तुर्क किताबें जो «OMUZLARI ÇÖKMEK» से संबंधित हैं
निम्नलिखित ग्रंथसूची चयनों में
omuzları çökmek का उपयोग पता करें।
omuzları çökmek aसे संबंधित किताबें और तुर्क साहित्य में उसके उपयोग का संदर्भ प्रदान करने वाले उनके संक्षिप्त सार।.
1
Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 287
Omuzdan atmak: 1) Sorumluluğu üzerine almamak, sorumluluğu üzerinden atmak. 2) Sıyrılıp kurtulmak. Omuzları çökmek: Bitkin, perişan ve yıkılmış bir durumda olmak. Omuz omuza: 1) Yan yana, çok sıkışık bir durumda. 2) Dayanışarak.
2
Türkçenin nakısları: atasözleri, deyimler, tekerlemeler, ... - Sayfa 145
... hissen rahatsız olmuş ve işte bu yüzden de geri çekilmişti. " D, s. 33, 5; BT, s. 115 ' • Omuzları çökmek. Yorgun, bitkin, perişan ve yıkılmış durumda olmak. "Bu haksızlığı düzeltmezse, vatandaşın omuzlarının çökmemesi kabil değil." MGS, s.
Kâzım Yetiş, Sâmiha Ayverdi, 1993
3
Resimli Türkçe sözlük - Sayfa 433
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm. § Omuz omuza I) çok sıkışık bir durumda; 2) mec. dayanılarak, birlikte. Omuz silkmek aldırmamak, önem vermemek, önemsiz bulmak. Omuzları çökmek bitkin, perişan bir durumda olmak.
Türk Dil Kurumu, Kemal Demiray, Muammer Bakr, 1977
Sarıklı, küçük, gençbir zât ise, Hulûsi'yle omuz omuzaverecek, belkigeçecek birisidirki, nâşirler ve talebeler içine girmeye ... Belki de Hulûsi ileomuz omuza vermek demek, aynı kaynağın önüne bir talebe gibi omuz omuza diz çökmek demekti.
5
Bir imparatorluk çökerken--: anılar : yaşantı - Sayfa 247
Omuzları genişti. Başı ile omuzları arasındaki boynu da uzundu. Cahit salonun her tarafını gözden geçirmişti. Hakkı Bey dayısı yanına geldiğinde oyun masasının önündeydi. "Hakkı Bey dayıcığım, bu oyun masasının bilmecesini çözer misiniz ...
6
Üç oyun (piyesler). - Sayfa 19
DOKTOR — Tanımadığınız birisini dövmek veya ona küfür etmek gibi. ARİF — (Omuzları çökerek) Hiç!. Yalnız!. Nasıl söyleyeyim? YOLCU — Sıkılma be evlâdım; karşındaki doktor, ben de artık yabancı sayılmam. İçini dök de anlayalım derdini.
7
Özgürleşme eylemi: köy enstitüleri - Sayfa 109
Zorlu yıllar içinde omuzları çökmeye, belleri bü- külmeye başlamış olanlar yaşamın örsünde sertleşmiş istençleriyle, acıları bağırlarına basarak, Enstitü günlerinin coşkusuyla hesap verdiler birbirlerine. Balıkesir'in 70 kilometre ötesindeki ...
8
Nahit Sırrı Örik: hayatı, sanatı, eserleri - Sayfa 126
Uzak ve kenar mahallelerin izbe kahvelerinde bir türlü geçmek bilmeyen saatleri geçirmeğe giden kocası, Ramiz'den Eyüp'e inen kır yollarında sırtı gittikçe kamburlaşıp omuzları çökerek uzaklaşırken, kadın ona gözlerinde toplanıp inmeyen ...
9
Zaman Katibi: Gizemli Binici - Sayfa 10
Düşük omuzları ve kambur oturuşu nedeniyle yaşlı görünse de batan güneşin belirginleştirdiği siluetine bakılırsa yirmili yaşlarında ... Çakallar, salyalar saçan uzun dişleri, çocuk ağlamasını andıran tiz sesleri, çökmek üzere olan gecenin içinde ...
10
Tuz ve ekmek - Sayfa 103
Hele eller arkadan kelepçeli olunca yere çökmek olanaksız görünüyordu... Kapı üzerine kapatıldı. Yarım saat sonra omuzları uyuşmağa başladı. Ot yatağın üzerindeki uyku, artık ona yaklaşmıyordu... Oysa orada hiç olmazsa karanlık bir denize ...
