Significato di "belermek" sul dizionario di turco

PRONUNCIA DI BELERMEK IN TURCO

belermek

CHE SIGNIFICA BELERMEK IN TURCO

definizione di belermek nel dizionario turco

dare (agli occhi) aprire la strada per vedere il flusso.

belermek (Göz için) Akı iyice belirecek biçimde açılmak.

TRADUZIONE DI BELERMEK

Conosci la traduzione di belermek in 25 lingue con il nostro traduttore turco multilingue.

Le traduzioni di belermek verso altre lingue presenti in questa sezione sono il risultato di una traduzione automatica statistica; dove l'unità essenziale della traduzione è la parola «belermek» in turco.

• Traduttore italiano - cinese: Beler到
• Traduttore italiano - spagnolo: Beler a
• Traduttore italiano - inglese: Beler to
• Traduttore italiano - hindi: करने के लिए Beler
• Traduttore italiano - arabo: Beler ل
• Traduttore italiano - russo: Beler в
• Traduttore italiano - portoghese: Beler para
• Traduttore italiano - bengalese: beler করতে
• Traduttore italiano - francese: Beler à
• Traduttore italiano - malese: untuk beler
• Traduttore italiano - tedesco: Beler zu
• Traduttore italiano - giapponese: Belerへ
• Traduttore italiano - coreano: 에 Beler
• Traduttore italiano - giavanese: kanggo beler
• Traduttore italiano - vietnamita: Beler để
• Traduttore italiano - tamil: beler செய்ய
• Traduttore italiano - marathi: beler करण्यासाठी
• turco: belermek
• Traduttore italiano - italiano: Beler a
• Traduttore italiano - polacco: Beler do
• Traduttore italiano - ucraino: Beler в
• Traduttore italiano - rumeno: Beler la
• Traduttore italiano - greco: Beler να
• Traduttore italiano - afrikaans: Beler om
• Traduttore italiano - svedese: Beler till
• Traduttore italiano - norvegese: Beler til

10 LIBRI IN TURCO ASSOCIATI CON «BELERMEK»

Scopri l'uso di belermek nella seguente selezione bibliografica. Libri associati con belermek e piccoli estratti per contestualizzare il loro uso nella letteratura.

XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ... - Sayfa 489

XVII. 59) § Türkmen lisanında yokuş olan yere hep belen jlj derler. (Ev. XVII. 3, 48) § Revad [Fa.] : Yüksek yer belen İİIj gibi. (Nuh. Tuh. XVII. 51-1) § Püşte oij [Fa.] : Belen ve depecik. (Nuh. Tuh. XVII. 177-1) Yarma belerdi ucası bir yığın Sımsıkı ...

Ömer Asım Aksoy, ‎Dehri Dilçin, 1963

Her yönüyle Yahyalı - Sayfa 61

Saç örgüsü. belermek □ Heyecan karşısında gö• zün büyümesi, korkmak. belermek • □ Bir işten yılmak. belermek : Meyvelerin olgunlaşmaya başlaması. berk a □ Katı, sert. berkişmek • Sertleşmek. berkitmek □ □ Sıkılamak, sertleştirmek.

Veli Türkmenoğlu, ‎Sami Köşker, 1992

Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 90

(Kam.) berekât: Bereket. berelmek, (belermek): (Göz) haddinden fazla açılmak ve açılıp kalmak. Hesap pusulasını görünce gözleri bereldi. Yemek boğazına durdu, gözü bereldi, § Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü berelir. (Gaz. Ata).

Ömer Asım Aksoy, 1946

Bâleybelen Muhyî-i Gülşenî: ilk yapma dil - Sayfa 642

... dî- de-gâh) fengaçem: göz belermek (çahîden) fenge: gözlik Caynek): FEN- §E fenîd: Ijatun (uzligi ('anber- bâris; zereçk) fenîç: göz boncugi (bur- mug, muhre-i çeçm) fenkipem: göz kapmak fenmez: çigir gözi çiçegi (behâr) fenmig: 'aynu'1-hir ...

Mustafa Koç, 2005

Langenscheidt Pocket Turkish Dictionary: Turkish-English, ... - Sayfa 47

-1/1. eloquence; 2. rhetoric. befah 1. troublesome, calamitous; 2. quarrelsome; 3. bully, pimp. Belcika /". n. Belgium. Belpikali Belgian. belde city, town. belediye municipality; ~ ba$kani mayor. belermek to stare (eyes), to be wide open. beles si.

Resuhi Akdikmen, 2006

Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 260

... tü- remek, ucukmak. meydana çıkmak : belermek, pıyel- mek. meydana gelmek : buranmak, dürü- mek, palazımak, töremek. meydana getirme (düzgün bir şekilde -) : çırpı. meydana getirmek : kaşdarmak, yetirmek. meydanlık : ören. meydan ...

Türk Dil Kurumu, 1957

Mucur - Sayfa 65

Belermek 34. Bassak 35. Bildir 36. Biyaz 37. Bisirgeç Hayvanlann ahinnda insanlann yatti- gi bir kose Yeni gelin ve lohusa kadinlann hayali korku ile hastalanmasi Çok büyük, iri yan Ne idügü belirsiz Yünü ip yapan iginin basi Çamasir Çivcili ...

Ali Rıza Güney, 1997

Dili, deyimleri, mahallı̂ oyunları, manzum bilmeceleri, ve ... - Sayfa 4

BELERMEK : Yılmak. «Gözü belerdi : Gözü yıldı.» BENDEK : Sadece tarlası olup, çifti, öküzü olmuyan fakir çiftçi. BERDİ : Bataklıklarda yetişen kamışın yumuşağı, kurutularak yakacak olarak kullanılan susamsı sazlık otu. Tadı kıt olan hoşaf ve ...

Yunus Emre Özulu, 1973

Memleketin Develi - Sayfa 119

BEL BAĞI : Kuşak, kemer. BELDE : Pamuk fitil. Lâmba ve idare fitili. BELEMEK : 1. Bulamak. 2. Çocuğu kundağa sarmak. BELENMEK : Bir şeye bulanmak. BELİK : Saç örgüsü. BELERMEK: Yılmak. «Gözü belerdi». BELLEMEK: 1. Öğrenmek.

Ahmet Gürlek, 1975

İmlâ kılavuzu - Sayfa 68

Belen belletici begenme belenmek belletmek begenmek belermek belli behemehal belertmek bembeyaz beher bele? bemol,-lü behey beleççi ben behimi beleççilik.-o'i bencil behre belge bencileyin beis,-e's belgeleme bencilik,-gi bej ...

Atatürk Kültür, Dil, ve Tarih Yüksek Kurumu (Turkey), 1988