Significato di "salıntılı" sul dizionario di turco

PRONUNCIA DI SALINTILI IN TURCO

salıntılı

CHE SIGNIFICA SALINTILI IN TURCO

definizione di salıntılı nel dizionario turco

oscillante, oscillante, oscillante con qualsiasi influenza. / (Per la passeggiata) Ondeggia da un lato all'altro.

salıntılı Herhangi bir etkiyle sarsılabilen, sallanabilen. / (Yürüyüş için) İki yana salınan.

TRADUZIONE DI SALINTILI

Conosci la traduzione di salıntılı in 25 lingue con il nostro traduttore turco multilingue.

Le traduzioni di salıntılı verso altre lingue presenti in questa sezione sono il risultato di una traduzione automatica statistica; dove l'unità essenziale della traduzione è la parola «salıntılı» in turco.

• Traduttore italiano - cinese: salıntıl的
• Traduttore italiano - spagnolo: salıntıl la
• Traduttore italiano - inglese: salıntıl the
• Traduttore italiano - hindi: salıntıl
• Traduttore italiano - arabo: salıntıl لل
• Traduttore italiano - russo: salıntıl
• Traduttore italiano - portoghese: salıntıl o
• Traduttore italiano - bengalese: salıntıl
• Traduttore italiano - francese: salıntıl la
• Traduttore italiano - malese: salıntıl yang
• Traduttore italiano - tedesco: salıntıl die
• Traduttore italiano - giapponese: salıntıl
• Traduttore italiano - coreano: salıntıl
• Traduttore italiano - giavanese: salıntıl ing
• Traduttore italiano - vietnamita: salıntıl sự
• Traduttore italiano - tamil: salıntıl
• Traduttore italiano - marathi: salıntıl
• turco: salıntılı
• Traduttore italiano - italiano: salıntıl il
• Traduttore italiano - polacco: salıntıl
• Traduttore italiano - ucraino: salıntıl
• Traduttore italiano - rumeno: salıntıl
• Traduttore italiano - greco: salıntıl η
• Traduttore italiano - afrikaans: salıntıl die
• Traduttore italiano - svedese: salıntıl den
• Traduttore italiano - norvegese: salıntıl den

10 LIBRI IN TURCO ASSOCIATI CON «SALINTILI»

Scopri l'uso di salıntılı nella seguente selezione bibliografica. Libri associati con salıntılı e piccoli estratti per contestualizzare il loro uso nella letteratura.

Türkiye Türkçesinde niteleme sıfatları: örnekli niteleme ... - Sayfa 358

6 salatalık Salatalık domates salçalı Salçalı makama salçalık Salçalık domates saldırgan Saldırgan devlet; Saldırgan hayvan; Saldırgan kimse saldırıcı salgılayıcı salgın Salgın hastalık salıntılı Salıntılı bir ev; Salıntılı yürüyüş salkımsı sallapati ...

Engin Yılmaz, 2004

Makaleler - Sayfa 222

Ağaçları görmeye, akan sularla, göllerle, çoban çeşmeleriyle, merhabalaşmaya başladık, kıvırcık kuzular, rahat salıntılı sığırlar, Trakya'nın sütlere emsalsiz lezzeti veren çayırlarında otluyorlardı. Biz iki arkadaş çocukluğun sevgi ve güven ruhu ...

Safiye Erol, 2002

Ve Durgun Akardı Don - 1

Gün yine parlaktır ekinin üstünde, ekin yine rüzgârda salıntılı. Geceleri Aksinya kocasını hırsla sevip okşarken aklı başkasındaydı. Yüreğinde nefret, sevgi birbirine dolanmıştı. Yine bir rezalet kuruyordu kadın: Sevginin ne acısını çekmiş, ne de ...

Mihail Şolohov, 2013

Esir şehrin mahpusu - Sayfa 52

Salıntılı yürüyüşü, diri, çevik olduğunu gösteriyordu. Sedire yaslandı, kaşlarını çatarak koğuşu gözden geçirdi. Canı sıkkın gibiydi. Alt dudağını dargın dargın sarkıtmıştı. Kâmil Bey: "Tiryakiyse, cigarasızlıktan somurtuyordur," diye düşündü.

Kemal Tahir, 2007

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 1046

Salıntılı (/•/.) Dalgalı, oynak, metin ve oturaklı olmıyan, muallak. [Chancelant,e] Salıverme 1 (/. m.) Tutulmuş Salıvermek! veya bir yere kapatılmış olanı koyverme, koyvermrk, bırakmak, çıkarma, çıkarmak § Kendi halinde bırakma, bırakmak § Bir ...

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

Mor Salkımlı Ev: Selim İleri'nin Sonsözüyle

Bir günhoroz şiirinisöylemek için masayatırmanırken, etrafındaki eşyanın salıntısı o kadar şiddetlendi, başıokadar döndüki bunun farkına varan Elenionu kucağına alarak evine götürdü. Artıkgünlerce yatak veo bulantı, tavanın, yerin birbirine ...

Halide Edib Adıvar, 2014

Bütün eserleri: Tercümeler 2 : Düello, Âdem oğlu, bir ...

Yol gitgide öyle bir duruma girdiki piyade taburları, top arabaları, kızılay arabaları, süvari atları, mekkâre katırları, salıntılı develer onu, hiçbir elin çözemeyeceği kördüğüm bir yumak hâline getirdi. Kişi kendine yol açabilmek için âdeta zor ...

Ruşen Eşref Ünaydın, ‎Necat Birinci, ‎Nuri Sağlam, 2002

Kadınlar tekkesi; roman - Sayfa 77

İster istemez oynak havaya vücut ve ayak uyduruyordu; memnun, salıntılı bir çalışma idi bu! Yüzünde anormal zevklere düşkün olmıyan alelâde, kâfi duygulu insanların başkalarına da rahatlık veren mânen de kırışıksız tazeliği, serinliği, ...

Refik Halit Karay, 1964

Servetifünunun dönemi Türk edebiyat: antolojisi - Sayfa 196

diyerek salıntı olduğu zaman binilemiye- ceğini anlatıyordu. Süreyya da geldi. "Yemek yiyelim de Beykoz'a sandalla gideriz," diyordu. Sandalı kışa kadar tutmuştu. Şimdi oturup bir küçük bayrak dikmek için meşgul oldular. Bu meşguliyetleri ...

Şemsettin Kutlu, 1972

Geçirdiğim günlerin hesabına ait dağınık yapraklar - Sayfa 105

Binaenaleyh büyük denizlere çıkarsa salıntı çok olacaktı. Biz adadan ayrılırken kıç üstünde Mösyö Rodaç ile görüşüyorduk. Ben onun sözlerinden teselli bekliyordum. O bana, beni deniz tutar mı tutmaz mı diye soruyordu. Ben ona cevaben: ...

Ubeydullah Efendi, ‎Ahmet Turan Alkan, 1989

NOTIZIE DOVE SI INCLUDE IL TERMINE «SALINTILI»

Vedi di che si parla nei media nazionali e internazionali e come viene utilizzato il termine ino salıntılı nel contesto delle seguenti notizie.

Çocuk, kedi ve deniz

Mendirekteki tembel salıntılı balıkçı tekneleri, yatlar, beton büyük iskeledeki demirli daha büyük tekneler, adalara işleyen feribot ve Zeytinli Ada bu mavi aynanın ... «Milliyet, giu 15»