Significato di "yılgın yılgın" sul dizionario di turco

PRONUNCIA DI YILGIN YILGIN IN TURCO

yılgın yılgın

CHE SIGNIFICA YILGIN YILGIN IN TURCO

definizione di yılgın yılgın nel dizionario turco

Fortunatamente affamato.

yılgın yılgın Ürkerek.

TRADUZIONE DI YILGIN YILGIN

Conosci la traduzione di yılgın yılgın in 25 lingue con il nostro traduttore turco multilingue.

Le traduzioni di yılgın yılgın verso altre lingue presenti in questa sezione sono il risultato di una traduzione automatica statistica; dove l'unità essenziale della traduzione è la parola «yılgın yılgın» in turco.

• Traduttore italiano - cinese: 气馁灰心
• Traduttore italiano - spagnolo: intimidado desalentados
• Traduttore italiano - inglese: daunted discouraged
• Traduttore italiano - hindi: daunted हतोत्साहित
• Traduttore italiano - arabo: متهيب بالإحباط
• Traduttore italiano - russo: пугает рекомендуется
• Traduttore italiano - portoghese: assustados desencorajado
• Traduttore italiano - bengalese: বের হলেন
• Traduttore italiano - francese: intimidé découragés
• Traduttore italiano - malese: Sudah haus
• Traduttore italiano - tedesco: entmutigen entmutigt
• Traduttore italiano - giapponese: 落胆ひるみます
• Traduttore italiano - coreano: daunted 낙담
• Traduttore italiano - giavanese: daunted daunted
• Traduttore italiano - vietnamita: nản lòng nản
• Traduttore italiano - tamil: daunted daunted
• Traduttore italiano - marathi: daunted daunted
• turco: yılgın yılgın
• Traduttore italiano - italiano: daunted scoraggiato
• Traduttore italiano - polacco: daunted zniechęceni
• Traduttore italiano - ucraino: лякає рекомендується
• Traduttore italiano - rumeno: descurajat descurajat
• Traduttore italiano - greco: πτοείται αποθαρρύνονται
• Traduttore italiano - afrikaans: afgeskrik ontmoedig
• Traduttore italiano - svedese: daunted avskräckt
• Traduttore italiano - norvegese: daunted motet

10 LIBRI IN TURCO ASSOCIATI CON «YILGIN YILGIN»

Scopri l'uso di yılgın yılgın nella seguente selezione bibliografica. Libri associati con yılgın yılgın e piccoli estratti per contestualizzare il loro uso nella letteratura.

En Gerçek Dünya:

Yılgın Adam özlüyordu, Yılgın Adam mutsuzdu, Yılgın Adam isyankârdı... Yılların biriktirdiği onca hüzünlü ayrılık ve kavuşma hikâyesinden özellikle biri,zihnini rahat bırakmıyordu: Kızını birkaç aylıkbir bebekken bırakmak zorunda kalışı ve bu ...

Soner Işıksal, ‎Özgün Muti, 2015

Yedicinar Yaylasi - Sayfa 125

Şimdi biz ne halt edelim bre Davavekili, senin bu Kenan oğlun, gitsin de yılgın bir herif mi olsun? Herkes tepelerse senin onuruna dokunmaz mı? — Neden yılgın oluyor sipsivri? Göz pekliği yalnız silah oyununda mı var? — Yalnız silah ...

Kemal Tahir, 2013

Emmioglu: roman - Sayfa 257

Bir yılgın bakıyorlardı önlerindeki toprağa. — Siz çok ters adama çatmışsınız, dedi Muhsin usta. Allah sonunuzu iyi getirsin. — Hasaan! Ne dinelip durursun orada? Gelmiyeyim yanına ha! Hasanın eniştesi arkadan fırladı. — Çalışsana lan, dedi ...

Talip Apaydın, 1961

Ortakçının oğlu: roman - Sayfa 139

Kemâl evin balko- r undaydı. Şezlonga uzanmış gazete okuyordu. Bizi görmemişti daha. Göz ucuyle Nebahat'a baktım. Bir duraklamıştı, yılgın yılgın bakıyordu balkona. Ne -edeceğini düşünüyordu belliki. Kemâl ağabey- sinden korkuyordu ...

Talip Apaydın, 1964

Gün ola harman ola - 1. cilt - Sayfa 112

Çocuklara hadi böyle değer veriyoruz, neden gençlere yılgın yılgın bakıyoruz? Onlar dünkü çocuk değil mi? Kimlerin çocukları? Sizin değil mi? Tutukevleri, cezaevleri analar - babalarla dolu. Küçücük çocuklar, onlara ziyarete gidiyorlar.

Mustafa Ekmekçi, 1976

Cumhuriyet dönemi edebiyatı: 1923 - 1950 - Sayfa 791

Mahmut, ortakçının evine gittiğinde kendisini "bir deri bir kemik ve içleri korku dolu iki kocaman gözden ibaret kalmış" bir çocuk karşılar ve kim olduğunu söyleyince "çocuk yılgın yılgın bir iki adım gerilyerek içeriye 'toprağa ağası geldi' der"*39).

Ahmet Oktay, 1993

Ateş düşünce: hikâyeler - Sayfa 132

Kırçıl sakalının ortasından yılgın yılgın bakıyor. Ekinler sabah yelinde hafifçe sallanıyorlar. Sarı bir bulut gibi. Uzaklarda başka çalışanlar var. Birisi ekin biçmeğe başlamış bile. «Sayıırt sayıırt» diye tâ buraya geliyor tırpanın sesi. Veli eğe taşını ...

Talip Apaydın, 1967

Aganta burına burınata! - Sayfa 193

Hiç de korkunç bir adam olmadığım halde altı çift göz bana yılgın yılgın bakıyorlardı. Ben bir gemici parçası, ne korkulmaya, ne de bu kadar pohpohlanmaya alışmıştım. Orada, pek sıkılıyor, dışarıya can atıyordum. İçlerinde yalnız en küçük ...

Halikarnas Balıkçısı, 1983

Toprağa basınca - Sayfa 39

Yardım ettim, indi. Ağaca yılgın yılgın bakıyordu. Yorulmuştu demek. Hasan yukarıdan bağırıyordu, — Cevizlere bak cevizlere, abooo... Koparıp koparıp ceplerine dolduruyordu. — Bize de at biraz Hasan! dedim. — Bekleyin atacağım, dedi.

Talip Apaydın, 1966

Öte yakadaki cennet: hikâyeler - Sayfa 85

İki seferde götür. Kızdım. «Karışma» dedim içimden. Bunu da çıkaramazsam neye yararım ben yani? Dayandım. Düşe kalka vardım düzlüğe. Off... Ter yürümüştü her yerimden. Aşağı doğru yılgın yılgın baktım. İkinci bir seferi gözüm kesmiyordu ...

Talip Apaydın, 1972