«ÇARPINMAK»に関連するトルコ語の本
以下の図書目録から
çarpınmakの使いかたを見つけましょう。
çarpınmakに関する本とトルコ語文献で使われた文脈を提供するための簡単な抜粋文。
1
Türkçede ses yansımalı kelimeler: inceleme, sözlük - Sayfa 382
TSöz çarpim çarpim çarpinmak Kendini çok yormak. (-Gaz) DS çarpinlamak Badana topragi ile badana yapmak. (Kisikli Üsküdar -1st) DS çarpinma 1. Çarpinmak ici 2. Kimi agir hastalann sikintidan söylenerek birtakim an- lamsiz davranijlarda ...
2
Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 132
tan çar- p-ı-l-mak/çarpılmak (çarpık duruma gelmek, çarpma işleminin konusu olmak, eğilmek). Çarpıtılmak, çarpıtılmış» ÇARPIM, tr. çarpmak (bk.)tan çar-p- ım/çarpım (çarpma işleminin sonucunu gösteren sayı.).. ÇARPINMAK, tr. çarpmak (bk.) ...
İsmet Zeki Eyuboğlu,
1991
3
Gaziantep ağzı: Sözlük ve kullanılmıyan kelimeler - Sayfa 150
(D. D.) çarpım çarpım: Çarpınmak fiilinin mânasını kuvvetlendirmek için kullanılan bir zarf. Çarpım çarpım çarpmıyor. çarpınmak: 1. Kendi kendini dövmek, kendi kendine vurmak. 2. Çırpınmak. çarpmak : 1. Duvardaki kapı boşluğunun ...
4
Türk Tarih Kurumu yayınları - Sayfa 468
Şimdi, iztırap ile çarpınır gönül denmez mi diyorsun. Denir, fakat oradaki iztırap bizim Türkçe'nin isti'mâlâtından olan sıkıntı mânâsınadır. O cihetle iztırap ile çarpar bir gönül ibâresinde, asla ircâ'-i fikr olunduğu zaman yalnız za'f-i te 'lif bulunur.
5
Nâmık Kemal'in Türk dili ve e edebiyatı üzerine görüsleri ... - Sayfa 492
Paul de Kock ile Moliere'in hiç münasebeti yok... Komedi başkadır, edeb- sizlik başka.. «Heyecan ile çarpar bir gönül»de yalnız za'f-ı te'lif yok, âdetâ tekerrür veya ta'bîr-i âherle haşv-i kabîh var. Şimdi, «ıztırab ile çarpınır gönül» denmez mi ...
Nâmık Kemal, Kâzım Yetiş,
1989
6
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 192
... [t- f.J Yazma yemenileri basıldıktan sonra soğuk suya batırıp çırparak yıkayan adam. [Fonlon-J Çırpınma j [t- m.J Oynama, Çırpınmak/ oynamak § Titreme, titremek § Telâşa düşmek § Çarpınma, çarpınmak. [Se mouvoir, se de'battre; s'agiter.] ...
7
Türkçe ikilemeler sözlüğü: tanıklı - Sayfa 170
81) çarpım çarpım (çarpınmak) (DS-III) Kendini çok yormak. çarpınıp çırpınmak Sürekli bir devinim içinde bulunmak, dövünmek. Afifeyi görünceye kadar geçen iki gün içinde ben de böyle mütemadi bir çarpınıp çırpınma ihtiyacıyla kuduran bir ...
8
Ali Şir Nevaî: hazılayan Agâh Sırrı Levend - 2. cilt - Sayfa 242
Talpınmak = oynayıp sıçıramak, telaşlanmak, çarpınmak. Tam =--- dam. Tamızmak — damlatmak, damlamak. Tanımak = damlamak. Tamuğ = cehennem. Tang = şaşma, tan yeri açılmazdan önceki vakıt. Tang atkuça — şafak sökünce. Tangla ...
9
Ebū Ḥayyān, Kitābu'l-Idrāk li lisāni'l-Etrāk: fiil : ... - Sayfa 648
Krş. Osm. dalabı- "çarpınmak, çırpınmak, oynayıp sıçramak" (TTS II, 978-980); talabı- id. (TTS V, 3704). Çağdaş Kıpçak: Fiilin dönüş, çatılı şekli vardır: Tat. talpın- "maxaf krıl'yami, silit'sa, pıtat'sa, tyanut'sa, rvat'sa, stremit'sa" (TatRSl. 512), Başk.
10
Doğu Rodop türk ağızlarının sözlüğü: turc-français - Sayfa 38
ol- korkarak çarpınmak// en s'effrayant attrapper une attaque d'apoplexie. beygir is. At// cheval. TS beygir yük taşıyan, araba çeken at. beygirya'si is. (Galega) denilen toprakta yatık olan, sığır dili büyüklüğünde yaprağı (ki altı pütürlüdür), ...
Mefküre Riza Mollova,
2003