"çığırtmacı"辞典でのトルコ語の意味

トルコ語でÇIĞIRTMACIの発音

çığırtmacı

トルコ語でÇIĞIRTMACIはどんな意味ですか？

トルコ語辞典でのçığırtmacıの定義

クロッカークロッカー。

çığırtmacı Çığırtma çalan kimse.

ÇIĞIRTMACIの翻訳

当社のトルコ語多言語翻訳者が翻訳した25ヵ国語のçığırtmacıを探してみましょう。

自動統計翻訳によって、このセクションで示されているトルコ語から他の言語へのçığırtmacıの翻訳を訳しました。この場合は、必須の翻訳単位はトルコ語で«çığırtmacı»という単語です。

• トルコ語翻訳家 - 中国語: çığırt最多
• トルコ語翻訳家 - スペイン語: çığırtmac la
• トルコ語翻訳家 - 英語: çığırtmac the
• トルコ語翻訳家 - ヒンディー語: çığırt ऊपर
• トルコ語翻訳家 - アラビア語: çığırtmac لل
• トルコ語翻訳家 - ロシア語: до çığırt
• トルコ語翻訳家 - ポルトガル語: çığırt Up
• トルコ語翻訳家 - ベンガル語: çığırtmac
• トルコ語翻訳家 - フランス語: çığırtmac la
• トルコ語翻訳家 - マレー語: çığırtmac yang
• トルコ語翻訳家 - ドイツ語: çığırtmac die
• トルコ語翻訳家 - 日本語: アップçığırt
• トルコ語翻訳家 - 韓国語: çığırt 최대
• トルコ語翻訳家 - ジャワ語: çığırtmac ing
• トルコ語翻訳家 - ベトナム語: çığırt Up
• トルコ語翻訳家 - タミル語: çığırtmac
• トルコ語翻訳家 - マラーティー語: çığırtmac
• トルコ語: çığırtmacı
• トルコ語翻訳家 - イタリア語: çığırt Up
• トルコ語翻訳家 - ポーランド語: çığırt górę
• トルコ語翻訳家 - ウクライナ語: до çığırt
• トルコ語翻訳家 - ルーマニア語: çığırt Up
• トルコ語翻訳家 - ギリシャ語: çığırtmac η
• トルコ語翻訳家 - アフリカーンス語: çığırtmac die
• トルコ語翻訳家 - スウェーデン語: çığırt Upp
• トルコ語翻訳家 - ノルウェー語: çığırt Up

«ÇIĞIRTMACI»に関連するトルコ語の本

以下の図書目録からçığırtmacıの使いかたを見つけましょう。çığırtmacıに関する本とトルコ語文献で使われた文脈を提供するための簡単な抜粋文。

Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 140

... t ırmacı karşı laştırmacı araştırmacı dondurmacı uydurmacı soruşturmacı kavurmacı basmacı taş basmacı uzlaşmacı çalışmacı dayanışmacı yarışmacı tartışmacı konuşmacı dayatmacı tanıtmacı yanıltmacı abartmacı çığırtmacı kışkırtmacı umacı ...

Belgin Tezcan Aksu, ‎Abdurrahman Tariktaroğlu, ‎Efrasiyap Gemalmaz, 2004

Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 144

Çığırmak'la çağırmak sözcükleri eşkö- kenlidir, çağ/çığ seslerinde beliren dö- nüşme-değişme bunların ayrı kaynaklı olduğu sanısını uyandırmıştır. Çığırtı, çığırtkan, çığırtkanlık, çığırtma, çığırtmacı, çığırtmak, çığrışmak... Çığırtmak/çağırmak ...

İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991

Eşkiya ininde: roman - Sayfa 78

Tanburacı arkasını bir ağaca dayayarak ayaklarını uzatmış, çığırtmacı ayakta duruyordu. Telin titrek sedasiyle düdüğün haşebi ve düz sesi birbiriyle kaynaşmağa uğraşıyorlardı. Çığırtma bir (Lâ) gösterdi. Tanburanın teli tın, tın, tın inip çıkarak o ...

Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1963

İmlâ kılavuzu - Sayfa 80

... çigirtkan çentik,-gi çeçnicibasi,-m çigirtkanlik,-gi çentiklemek çeçnilenmek çigirtma çentilmek çeçnilik,-gi çigirtmaci çentmek çete çigirtmak çepçevre çeteci çiglik,-gi çepeçevre çetecilik,-gi çignçmak çepel çetele çikagelmek çepellenmek çetin ...

Hasan Eren, 1985

Gagauzlar - Sayfa 116

Bunla- n icra edenlere çigirtmaci, kemençeci, gaydaci, davulcu vs. denilir.257 Gagauzlar daha cok türkü söylerler. Eski- den oldugu gibi günümüzde de bu türkülerin çogunun temasi "kahirh, kasvetli ve hüzünlüdür."258 Halk Oyunlan Gagauz ...

Harun Güngör, ‎Mustafa Argunşah, 1998

İmlâ kılavuzu - Sayfa 86

... çigirtma çeper ce tin çigirtmaci çigirtmak - çiçeksime 87 çigirtmak çildir çudir çir çir çiglik,-gi.

Atatürk Kültür, Dil, ve Tarih Yüksek Kurumu (Turkey), 1988

İstanbul ve Bodrum barları - Sayfa 207

Zil İzzet çığırtma denilen bir tür kavalı da üfle- mekte şöhretliymiş, hatta Çığırtmacı İzzet diye de anılırmış. Zil İzzet'ten yaklaşık 200 yıl önce yaşayan Kâşifin dizelerini de yabana atmamak gerek: " Kim ki İstanbul içre tövbe edip Derse bir daha ...

Jak Deleon, 1994

Eski İstanbul yaşayışı - Sayfa 189

Uzunçarşı'da parmaklıkçılar, zurnacılar, çığırtmacılar, dü- dükçüler; öreke, çıkrık, elemye, dama, satranç, tavla ve pullarını yapanlar; hamur açmak için merdaneler, oklavalar, hamur tahtaları, nakış gergefleri, suzenî işlemek için kasnaklar, sırma ...

Musahipzade Celâl, 1992

Şehir fotoğrafları: denemeler - Sayfa 58

deyince ortaya fırlayıp döne oynaya "Çeribaşının gelini" türküsünü söyleyen ve "Hampurr hampurr haytiki ham- purr" çeken oğlanlar, manici keten helvacılar, kör çığırtmacılar; Muharrem hangi mevsime denk gelirse gelsin, uzun paltolar giyip ...

Beşir Ayvazoğlu, 1995

Sosyo-kültürel değişme sürecinde Türk ailesi - 2. cilt - Sayfa 783

manici keten helvacılar, kör çığırtmacılar; Muharrem hangi mevsime denk gelirse gelsin, uzun paltolar giyip ayakta yüzyüze durarak, hususi bir makamla okudukları "Gökte melek yerde her ağlar/ Hoy goy goy cânım" teranesiyle güya aşurelik ...

Ezel Erverdi, 1992