"ellenmiş dillenmi ş"辞典でのトルコ語の意味

トルコ語でELLENMIŞ DILLENMI Şの発音

ellenmiş dillenmi ş

トルコ語でELLENMIŞ DILLENMI Şはどんな意味ですか？

トルコ語辞典でのellenmiş dillenmi şの定義

女性性が広がります（女性）。

ELLENMIŞ DILLENMI Şの翻訳

当社のトルコ語多言語翻訳者が翻訳した25ヵ国語のellenmiş dillenmi şを探してみましょう。

自動統計翻訳によって、このセクションで示されているトルコ語から他の言語へのellenmiş dillenmi şの翻訳を訳しました。この場合は、必須の翻訳単位はトルコ語で«ellenmiş dillenmi ş»という単語です。

• トルコ語翻訳家 - 中国語: 双手语言随访
• トルコ語翻訳家 - スペイン語: Se ha articulando las manos del mal
• トルコ語翻訳家 - 英語: It has been articulating the hands of evil
• トルコ語翻訳家 - ヒンディー語: हाथों भाषा पीछा किया गया था रहे थे
• トルコ語翻訳家 - アラビア語: وقد تم التعبير عن أيدي الشر
• トルコ語翻訳家 - ロシア語: были последовали язык руки
• トルコ語翻訳家 - ポルトガル語: mãos estavam linguagem foram seguidos
• トルコ語翻訳家 - ベンガル語: Dillen মন্দ হাত ছিল
• トルコ語翻訳家 - フランス語: Il a été articuler les mains du mal
• トルコ語翻訳家 - マレー語: Dillen adalah tangan jahat
• トルコ語翻訳家 - ドイツ語: Es hat sich zu artikulieren die Hände des Bösen
• トルコ語翻訳家 - 日本語: 手は言語が続いていたし、
• トルコ語翻訳家 - 韓国語: 손이 언어는 추적 관찰 하였다
• トルコ語翻訳家 - ジャワ語: Dillen ana tangan ala
• トルコ語翻訳家 - ベトナム語: tay được ngôn ngữ được theo dõi
• トルコ語翻訳家 - タミル語: Dillen தீய கைகளில் இருந்தது
• トルコ語翻訳家 - マラーティー語: Dillen वाईट हात होता
• トルコ語: ellenmiş dillenmi ş
• トルコ語翻訳家 - イタリア語: mani lingua sono stati seguiti
• トルコ語翻訳家 - ポーランド語: ręce język byli obserwowani
• トルコ語翻訳家 - ウクライナ語: були послідували мову руки
• トルコ語翻訳家 - ルーマニア語: mâinile au fost limba au fost urmate
• トルコ語翻訳家 - ギリシャ語: Έχει αρθρώνοντας τα χέρια του κακού
• トルコ語翻訳家 - アフリカーンス語: Dit is die artikulering van die hande van die bose
• トルコ語翻訳家 - スウェーデン語: händer språk följdes
• トルコ語翻訳家 - ノルウェー語: hender var språket ble fulgt

«ELLENMIŞ DILLENMI Ş»に関連するトルコ語の本

以下の図書目録からellenmiş dillenmi şの使いかたを見つけましょう。ellenmiş dillenmi şに関する本とトルコ語文献で使われた文脈を提供するための簡単な抜粋文。

Dilbilim yazıları - Sayfa 61

Nuh Nebi'den kalma, kulaktan dolma, yerden bitme m. at anası, para babası n. ağzı kalabalık 0. başına buyruk ö. çantada keklik p. aramakla bulunmaz r . görmüş geçirmiş, ellenmiş dillenmiş s. büyümüş de küçülmüş 3.3 Belirteç Öbekleri ...

Ayhan Sezer, ‎Sabri Koç, 1991

Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 142

Başkalarının katlandığı sıkmüya ben/ biz de yakınmadan göğüs gererim/gereriz. Ellenmiş dillenmiş: Dile düşmüş, namusu kirlenmiş kadın. Ellerde gezmek: 1) Elden ele dolaşmak. 2) Çok sevgi, saygı görmek Bak. El üstünde tutulmak.

Asım Bezirci, 1990

Ereğli yokken armudun adı neydi?: çalımlı sözler kitabı - Sayfa 42

Ellenmiş dillenmiş. Deneyimli yani. Emmim dayım kesem, elimi soksam yesem. Koçyiğit Köroğlu gibi, herkes kendi kesesinden yesin desem? Emret, fındık kabuğuna gireyim. Yok, o denli sıkıntı gerekmez, küçük bir şey benimki. Oğluma iş bul.

Ali Püsküllüoğlu, 2005

Örnekleriyle türkçemizin açıklamalı büyük deyimler sözlüǧü ...

ELLENMİŞ DİLLENMİŞ : Ünü kötü olan, iffeti olmayan kadm. ELLERİM YANIMA GELECEK : Ne zaman olsa öleceğim. Öldükten sonra da Tanrı'ya hesap vereceğim. Bundan ötürü doğruluktan ayrılmamalı. «Senin de ellerin yanma gelmeyecek ...

Hamidoğlu Fethi Gözler, 1975

Süleyman Nutki Bey'in hatıraları - Sayfa 155

Zira ertesi gün sen, ellenmiş dillenmiş hilekar bir kadını sokakta islamî geleneklere yakışmayacak bir surette şakalaşa şakalaşa peşine takıp eve kadar getirdiğin meydana çıktı. Bu, doğal olarak aileni ümitsizliğe düşürecek ve kahredecek bir ...

Süleyman Nutki, ‎Nurcan Bal, 2003

Alʼlı ile Fırfırı: masallar - 1. cilt - Sayfa 115

Büyüdükçe ellenmiş, dillenmiş yaramaz, sığmaz olmuş eve, yere. Karı, koca; dağdan, sırtlarında getirdikleri odunu, kentte satarak, zar zor sağlarlarmış geçimlerini. Yine bir gün, çocuklarını uyurken bırakıp oduna gitmişler. Anayla baba, dağ ...

Oğuz Tansel, 1985

Türkçede organ isimleriyle kurulmuş deyimler - Sayfa 218

... gözle görülür: Çok belirgin, çok açık (A.D.S.) Ellenmiş, dillenmiş: İffetsizliği herkesin dilinde (A.D.S.) Eller yukarı: Ellerini yukarı kaldırarak teslim ol (A.D.S.) Ellerde gez-: El üstünde tutulmak (A.D.S.) Makbul (L.O.) Elleri kaldır-: Dua (L.O.) Elleri ...

Hatice Şahin, 2004

Eski İstanbul yosmaları - Sayfa 248

... tarafı ne kadar tövbekâr olsak, biraz çürük oluyor ve böylelikle vardığımız erkeği yavaş yavaş pişiriyo- ruz. Zâten o erkek ellenmiş ve dillenmiş bir kadınla evlenmek suretiyle afaroz ediliyor Zaman geçip de muhabbet biraz pörsûdû.

Refî Cevad Ulunay, 1959

Bab-ı esrar

Jalāl al-Dīn Rūmī, Maulana, 1207-1273; fiction.

Ahmet Ümit, 2008

Türkçede Fiilimsiler

Turkish language; verb.

Nesrin Bayraktar, 2004