«PEKITME»に関連するトルコ語の本
以下の図書目録から
pekitmeの使いかたを見つけましょう。
pekitmeに関する本とトルコ語文献で使われた文脈を提供するための簡単な抜粋文。
1
Anadolu Selçuklu mimarisinde tonoz ve kemer - Sayfa 86
1.8 İŞLEVİ Atkı kemerleri şimdiyedek yapılan yayınlarda "kaburga", "destek", "pekitme" ve "payanda" kemeri olarak isimlendirilmiştir. Hepsi tonoza ek bir taşıma görevi imâ etmektedir. Yukarıda incelenen kemerlerden, tonozun tamamen altında ...
2
Türk grameri - 1. cilt - Sayfa 187
D. PEKİTME VURGULARI 234. Kelime, öbek ve cümlelere ait ve sözün yapısından olan yukarıdaki vurgu çeşitlerinden başka söze yer yer kuvvet veren kullanışa bağb vurgular da vardır. Bunlara pekitme vurguları (accent intensif) deriz. Bunlar ...
3
Prof. Doğan Kuban'a armağan - Sayfa 102
lde bir pekitmeyi gerektiren bir yapı, tabanı yüksekliğine oranla az olan bir yapı, yani olasılıkla kulevari bir yapı olmalıdır. Kaldı ki, pekitme için kullanılan demir çemberlerin, ne eski resimlerin gösterebildiği kadarıyla yan kanat ...
Zeynep Ahunbay, Deniz Mazlum, Kutgün Eyüpgiller, 1996
4
Tarama dergisi: Osmanlıcadan Türkçeden söz karşılıkları
Peki§mek, Kavilesmek, takabbuz etmek, tasallüp etmek. Peki§tirmek, tkmal etmek, tahkim etmek, takviye etmek, tarsin etmek. Pekitme, thticaç. Pekitmek, Hapsetmek, kavilestir- mek, tahkim etmek, takviye etmek, tarsin etmek, tasallüp ettir- mek, ...
5
Nez Perce Dictionary - Sayfa 434
Cf. nipe K. pekitme (referential) younger brothers (woman's). Cf. nipe K. pike-me (referential) mothers. Cf. 5i-c K. pisitme (referential) fathers. Cf. to-t K. qani-ma (vocative) younger sisters (man's)! Cf. qanis K. tato?6sma (abs pi), tato5sma-m (np ...
6
Ebū Ḥayyān, Kitābu'l-Idrāk li lisāni'l-Etrāk: fiil : ... - Sayfa 387
... (TOP ARLI 1992, 510). Çağdaş Kıpçak: Tat.-, Başk.-, Kırg. beki- "tahkim etmek, pekitmek, pekitilmek, tahkim edilmek, pekiştirmek, örtmek, örtülmek, kapatılmak, tasdik etmek (resmen meriyete geçecek hâle komak" (YUDAHtN, 105), Kzk.
7
Türkiye Türkcesindeki Türkc̦e sözcüklerin köken bilgisi ...
*bekmek pekitmek, gözetmek, saklamak, korumak (xi)< berk/bek -» РЕК bekmez , bk. pekmez = ОТ. bekmes, pekmes (DLT) An.agl.: bekmez, behmez, be- pez, betbez 'pekmez' (DSM, 604) Tü. > Kürt, bekmez (РАО, 68); Kbr. bekmez (Î. Dogan, ...
8
Divanü lûgat-it-Türk tercemesi - 4. cilt - Sayfa 80
Maḥmūd Kāshgarī, Besim Atalay. -tur - I, 455-21 ; — bekeç = tekinlerin sanı. I, 357-26 ; bekif — = pekişmek, sağlamlaşmak. Bk : bekttf — . II, 105-6; — di II, 105-5 ; — ür D, 105-6 ; bekit — = pekitmek, sağlamlaştırmak. Bk : bekttt — . [Rad., Çağ.
Maḥmūd Kāshgarī, Besim Atalay, 1986
9
Kırgız sözlüğü: sözlük 25000 sözü içine almaktadır - Sayfa 766
'yi orten keçeler (ki dort parçadan ibarçt olurlar); bosogo tuurduk: iki taneden ibaret ön tu- ourduk; törkö tuurduk: iki tane arka tuurduk; tuurduk kala-: oba- yi kurarken tuurduk'u pekitmek; ti'iurduk iboo: tuurduk'u pekitmek, baglamak için ...
Konstantin Kuzʹmich I︠U︡dakhin, 1945
10
Yûnus Divanı: - Sayfa 299
Pekitmek. Berr: Karatoprak. Berye: Çöl,kır,sahra. Bes: Yeter,kâfi, yetişir;sadece. Beşe/ peşe: Paşa, ağabey. Beşaret: Sevindiren haber, müjde, muştu, muştuluk. Bezirgân/bâzirgân: Tüccar, tacir Bezm: Meclis. Bidâr: Uyanık. Bigi: Gibi, benzer.
