«TAZALLÜM»に関連するトルコ語の本
以下の図書目録から
tazallümの使いかたを見つけましょう。
tazallümに関する本とトルコ語文献で使われた文脈を提供するための簡単な抜粋文。
1
Klasik Türk şiirinde anlam dünyası: edebi türler ve tarzlar - Sayfa 254
Zahidler (sofiler), zenginler ve yoksullardan sonra sözü kendine getiren şair, Ahvâl-i fukara der-ân eyyam başlığı (631-636. byt) ve Ma'ziret-i Ş'irî (637- 645. byt) başlıklı metinlerle tazallum örneği vermiştir. Fuzuli'nin Şikayetname olarak ...
2
Divanlardaki şikâyet şiirleri - Sayfa 3
Bu tür tazallüm şiirleri arasında Lamîî'nin Bursa Şelıreııgizfndeki “Ahvâl-i fukarâ der-ân eyyâm” başlıklı bölüm, Fuzûlî Divanfndaki 37. kasidenin (Akyüz-Beken vd.1990: 115-116) tazallüm üslubunda şairin yaşamındaki olumsuz gelişmelerden ...
Hanife Dilek Batislam,
2009
Fakat her seyden önce gelip tazallüm etmelidir (halinden yakinmalidir)." Tazallum kelimesinin asil bir mànasi bir baskasina veya insanin bizzat kendisine zulüm etmesi, yahut da birinin zulmünden dolayi o zâlimden sikâyet etmesi anlamina ...
Sait Paşa (Küçük), Şemsettin Kutlu,
1977
4
Osmanlı Devleti'nin Makedonya meselesi: Balkanlar'ın kördüğümü
Bunları yaptığı için gelir, tazallüm eder! Ben de yazdığı lâyihayı istersem kendisine veririm; istersem yanımda alıkorum. İstifasını kabul etmeği de geldikten sonra düşünürüm; fakat evvel beevvel gelip tazallüm etmelidir" dedi. Abdülhamid'in ...
Süleyman Kâni İrtem,
1999
Fakat her şeyden önce gelip tazallüm etmelidir (halinden yakınmalıdır)." Tazallum kelimesinin asıl bir mânası bir başkasına veya insanın bizzat kendisine zulüm etmesi, yahut da birinin zulmünden dolayı o zâlimden şikâyet etmesi anlamına ...
6
Sarayın ve Cumhuriyetin dişçibaşısı: Sami Günzberg - Sayfa 336
No: 11 (1) Ankara'da Büyük Millet Meclisi Riyâset-i Celîlesi'ne [Yüce Başkanlığı' na] Tazallüm-nâme İstanbul-İkdâm Matbaası 1341 (1925) (2) Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyâset-i Celîlesine [Yüce Başkanlığı'na] Ma'rûz-ı ta 'zîmkârânemdir ...
7
Kayseri ağzı: Sözcükler - Sayfa 849
Zırıncıtıp durmak (birinin) Sürekli olarak sızlanmasına, yakınmasına, "tazallüm-ü hal etmesine" neden olmak. * Zırıncıyıp durmak. Sürekli olarak sızlanmak, yakınmak, "şikayetçi" olmak, "tazallüm-ü hal etmek". * Zibil gibi İşe yaramaz kırıntı, ...
8
Ahlâk-i alâî - Sayfa 435
Ve adâlet ri'âyet olmaylnca bu sekvâ vü tazallüm mürtefï ‚ о1та2. Mahdûm. hâdimden hidmette devâm ve hazrette kiyâm ve ihmâl ü tekâsülden gáyet ictinâb не fehm-i garaz ve tahsîl-i merâmda nihâyette ihtimâm ister. Hâdim ri'âyeti me 'âkil ü ...
Kınalızade Ali Çelebi, Mustafa Koc̦,
2007
9
Nedim-i Kadim ve Divançesi: inceleme-tenkidli basım - Sayfa 136
kî bir kadeh-i la'l- pûş gül 4 Bî-gânegî-i hüsn-i tegâfül-pesendi gör Bülbül terâne-senc-i tazallüm hamuş gül 5 Ruhsâr-ı yâra benzer 'aceb mi Nedîmiyâ Bülbül-veş eylese beni âşüfte-hûş gül 19 Ül. 177a, Ü2.99b, Ü3.182a, D.44a, ...
10
Sehı̂, Latı̂fı̂, Âşık Çelebi tezkirelerine göre 16. ... - Sayfa 361
Son olarak burada şikayet çerçevesine girmek üzre Atâyî'nin Latîfî'de «tazallüm ve şekvâ» olarak nitelenen bir beytini de vereceğiz. Atayî bunu, anlatıldığına göre, kendisini «Sarây-ı Âmireye almak murâd» edinen II. Murad'a sunmuştur.