BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «AZIMET ETMEK»
Temukaké kagunané saka
azimet etmek ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
azimet etmek lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
İngiliz Said Paşa ve günlüğü (jurnal) - Sayfa 150
(Yedinci mâdde) Müşârun-ileyhimâ merkez-i vilâyetce olan işlerini bir dereceye kadar yoluna koydukdan sonra vilâyet dâhilinde olup bi'z-zât azîmet etmek lâzım gelen mahallere heman azîmet ve ahalinin vâki' olan şikâyâtını istimâ ile suver-i ...
Burhan Çağlar, İngiliz Said Paşa,
2010
2
Kastamonu jurnal defteri: metin ve tıpkıbasım - Sayfa 7
Boyabad kazasına li-ecli's-sıla azîmet eden Der'aliyye'de Hasköy'de Südlüce mahallesinden numara 3 sinni 63 uzunca ... olan Ayandon kazasına azîmet etmek üzere râhrastı olan Kastamonu'da şehir müdürü Abdulhamid Ağa konağında iki ...
Abdulkerim Abdulkadiroğlu, İ. Hakkı Aksoyak, Necip Fazıl Duru,
1998
Yemin ettiler. Celaleddin'in önünde diz çöküp biat eylediler. Celaleddin ikisini de kucakladı. “Siz yanımdaolduğunuz müddetçe, billâh, ... “Artık savaşabilecek kadar kılıç oyunlarını belledim, gayri düşman üstüne azimet etmek için ne bekleriz?
4
Hanefî mezhebinde ictihad felsefesi - Sayfa 127
Nafileler ise başlangıcından beri meşru' işler olup hükümleri aynen devam etmektedir. Kuldan çıkan bir arıza sebebiyle bu nafilelerin değiştirilmeye ihtimalleri bulunmaz 18°. Hanefî Mezhebine göre, azimetle amel etmek evla (daha iyi)dir.
5
İslâm ansiklopedisi: Âşkı Ömer - Bâlâ külliyesi - Sayfa 330
L J Azîmet, "ısrarla istemek, kastetmek, kesin karar vermek" mânalarına gelen azm kökünden türetilmiş bir isimdir. Ha- nefiler azm kökünü, ifade ettiği tekit ve kuvvetten dolayı yemin mânası taşıyan lafızlardan saymışlardır. Azimetin karşıtı ...
Türkiye Diyanet Vakfı, İSAM Türkiye Diyanet Vakf ıİslâm Araştrımalar ıMerkezi,
1992
6
Yeni Türk lûgati - Sayfa 481
İbrahim Alâettin Gövsa. Kalkanotu [i ] Deve Hareket, azimet etmek, yo* = - - Kamaşmak – 4S4 – Kambur lçamaşımalı [f]. dikeni nev'inden öksürüğe yarayan bir ot. Kalkık [s]Kalkmış,dik, yüksek, kaim, yatık olma - yan. Kalkım [i] Kalkmak fiil ve ...
İbrahim Alâettin Gövsa,
1930
7
Tarama dergisi: Osmanlıcadan Türkçeden söz karşılıkları
Varhk, Hesti, mal, mevcudiyet, mülk, servet, vücut, yesar [Servet man.] Varhklar, Mevcudat. Varhkh, Gani, maldar, mütemevvil. Vanna, Azimet. Varmak, Azimet etmek, balig ol- mak, fehmetmek, ihraz etmek, intikal, isabet etmek, munsap olmak, ...
8
Letâ'if-i Hoca Nasreddin - Sayfa 159
Ayn-i hakîkat: Gerçek, gerçegin kendisi, tamamen dogru. Azâb-i vicdânî: Vicdan azabi. Âzâde: Нür, bagimsiz, ba§ibo§. Âzâde-mesreb: Нür, serbest yaratihsh; bacina buyruk. Azîm: Büyük, ulu, iri. Azîmet: Büyü, tilsim. Azîmet etmek: Yola çikmak, ...
Velet İzbudak, Burhan Paçacıoğlu,
1996
9
Azerbaycan yurt bilgisi - 1. cilt - Sayfa 250
Bundan aktem fermanı hüdavandigâr sebebile Macar fücarın defü izalesine teveccüh ve azimet olunup « Bendere * karip ... ortasından mahalli memura azimet etmek lâzım gelüp, Boğdan voyvoda sına adam gönderip zikrolunan yoldan mürur ...
Ahmet Caferoǧlu, Azerbaycan Kültürünü Tanıtma Derneği,
1932
10
Kırımî-zâde Mehmed Neş'et Efendi tarafından Sultan İkinci ... - Sayfa 26
Talebe-i ulûmun dersleri kesilip erzàk-i mukaddere istihsâli içûn taçra[ya] azîmet et- mekdeler iken Bâb-i Fetvâ 'dan men ... içün tasra[ya] azîmet etmis. ve bir ta- kimi da azîmet etmek üzre bulunmus iken birden bire mezkûr fî 15 Cumâdelâhire ...
Kırımî-zâde Mehmed Neş'et, Raşit Gündoğdu, Kemal Erkan,
2006