Tegesé saka "budaklanmak" ing bausastra Basa Turki

PANGOCAP SAKA BUDAKLANMAK ING BASA TURKI

budaklanmak

APA TEGESÉ BUDAKLANMAK ING BASA TURKI?

Definisi saka budaklanmak ing bausastra Basa Turki

Budakmak Budak nyopir, ngepruk.

PERTALAN SAKA BUDAKLANMAK

Weruhi pertalan saka budaklanmak menyang 25 basa nganggo Basa Turki pamertal multi basa kita.

pertalan saka budaklanmak saka Basa Turki menyang basa liyané kang kasuguhaké ing perangan iki kajupuk saka pertalan statistik otomatis; ing ngendhi inti unit pertalan yaiku tembung «budaklanmak» ing Basa Turki.

• Pamertal Basa Turki - Basa Cina: budaklan到
• Pamertal Basa Turki - Basa Spanyol: budaklan a
• Pamertal Basa Turki - Basa Inggris: budaklan to
• Pamertal Basa Turki - Basa India: करने के लिए budaklan
• Pamertal Basa Turki - Basa Arab: budaklan ل
• Pamertal Basa Turki - Basa Rusia: budaklan в
• Pamertal Basa Turki - Basa Portugis: budaklan para
• Pamertal Basa Turki - Basa Bengali: budaklan করতে
• Pamertal Basa Turki - Basa Prancis: budaklan à
• Pamertal Basa Turki - Basa Malaysia: untuk budaklan
• Pamertal Basa Turki - Basa Jerman: budaklan zu
• Pamertal Basa Turki - Basa Jepang: にbudaklan
• Pamertal Basa Turki - Basa Korea: 에 budaklan
• Pamertal Basa Turki - Basa Jawa: kanggo budaklan
• Pamertal Basa Turki - Basa Vietnam: budaklan để
• Pamertal Basa Turki - Basa Tamil: budaklan செய்ய
• Pamertal Basa Turki - Basa Marathi: budaklan करण्यासाठी
• Basa Turki: budaklanmak
• Pamertal Basa Turki - Basa Italia: budaklan a
• Pamertal Basa Turki - Basa Polandia: budaklan do
• Pamertal Basa Turki - Basa Ukrania: budaklan в
• Pamertal Basa Turki - Basa Romawi: budaklan la
• Pamertal Basa Turki - Basa Yunani: budaklan να
• Pamertal Basa Turki - Basa Afrikaans: budaklan om
• Pamertal Basa Turki - Basa Swedia: budaklan till
• Pamertal Basa Turki - Basa Norwegia: budaklan til

BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «BUDAKLANMAK»

Temukaké kagunané saka budaklanmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening budaklanmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.

Türkçe ikilemeler sözlüğü: tanıklı - Sayfa 195

Nazmi olsaydı. Bırakır mıydı karısını düşmana?... tek başına dalıp dağıtıp, kızı bileğinden tutarak çekip çıkarmaz mıydı? (Kemal Tahir, Yorgun Savaşçı, s. 143) dallanıp budaklanmak Karmaşıklaşıp yayılmak; herkesin öğrenmesi. Şaka bir yana ...

Necmi Akyalçın, 2007

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 202

budaklanmak buğdaycıl parçası. 3 dalın gövde içindeki başlangıç yeri olan ve tahtalarda görülen, koyuca renkte sert bölüm. 0 budak gözü tahtalarda, budakların düşmesiyle açılan delik. budaklanmak (nsz) (ağaç) budaklı bir duruma gelmek, ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Dobrucaʼdaki kırım türklerinde atasözleri ve deyimler - Sayfa 138

D Daldan dalga konmak. Daldan dala konmak. (duraksiz, sebatsiz) Dalina basmak. Dahna basmak. Dallanip budaklanmak. Dallanip budaklanmak. Dama dedï. Dama dedi. Darïsï basiña ilaci bajina. (birisine olan iyi bir sey hakkinda söylenir).

Müstecib Ülküsal, 1970

Örnekli Hakasça-Türkçe sözlük - Sayfa 61

(birlikte) Beslemek, yetistir- mek. azos azirat- Besletmek, yemek verdirmek. aziray- Dallanip budaklanmak, ayris- mak: "Çar altmdagi tifiar paza haziñnar azirayizibisçathannar." I. Kotyusev (Yar altmdaki melez a- gaçlan ve kaymlar dallanip ...

Ekrem Arıkoğlu, 2005

Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 110

Dallanıp budaklanmak, Dal budak salmak. Dallanıp budaklanmak: Genişleyip büyüyerek, yayılarak karmaşık bir durum almak. Bak. Dal kol salmak. Dalb budaklı: Ayrıntısı çok, çapraşık, karmaşık. Dalyan gibi: Boylu boslu. Uzun boylu.

Asım Bezirci, 1990

Langenscheidt Pocket Turkish Dictionary: Turkish-English, ... - Sayfa 55

... nook; 2. subdistrict; ~ - here and there, high and low. bucuk and a half. budak knot (in timber). budaklanmak to become knotty; to send forth shoots; dallamp~fig. to become complicated. budakli knotty, gnarled. budala 1. foolish, imbecile, fool; ...

Resuhi Akdikmen, 2006

Bıçak Yarası: - Sayfa 208

Oysa hayata yeniden başlamak vardı. Tıpkı annesinden körpecik doğmuş bir bebek gibi tertemiz ve cennet kokulu! Filizlenip büyümek, büyüdükçe dallanıp budaklanmak istedim. Söküp aldılar kalbimi zalim bir hançerin kana susayan öfkesiyle.

Tezcan Çetin, 2013

Tirebolu çocukluk hatıraları - Sayfa 126

Dallanıp budaklanmak: Ağızdan ağza yayılmak. "Lâfı gizli tutmak istemişler, ama kısa sürede dallanıp budaklanmış" Dereyi gözünden bağlamak: En önemli kişiyle irtibat kurup, işi sağlama almak. Dertli derdine ağlar, değirmenci suyunu ...

Reyhan Vural, 2010

Dergisi - 18-20. ciltler - Sayfa 105

budaklanmaktadır. Bilhassa içtimaî kuruluştaki kadının durumunu değiştiren hâdiseler arttıkça böyle problemler de artmakta ve mürekkepleşmektedir. Meselâ iki cihan harbi ve bu arada geçen zaman içinde vukubulan diğer birçok hâdiseler ...

Ankara Üniversitesi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 1960

Türkçede mecazlar sözlüğü: 700 sınıfa ayrılmış 5000 madde - Sayfa 75

Dalla- niр budaklanmak (Bir is - ), genkjleyip kansmak. Gürültüye gelmek, tel⧠ve kan§ikliga raslamak. Gürültüye gitmek, tel⧠ve kariíjikliga kurban olmak. It izi at izine karismak, i§ler kansmak. Patirdiya vurmak, tel⧠ve kari§ikhga düsürmek.

Mehmet Ali Ağakay, 1949

BABAGAN WARTA KANG NGLEBOKAKÉ ARAN «BUDAKLANMAK»

Weruhi yèn pawarta nasional lan internasional wis ngomongaké lan kepriyé aran budaklanmak digunakaké ing babagan warta iki.

Gelelim şu 'süper Türk erkeği' efsanesine

... bir dekoratif öge veya bir tür mülkiyet" olarak bakan erkek oğlu erkeklerin ne tür kıskançlıklar yaptığı üzerine iyice dallanıp budaklanmak var ya, olmaz şimdi. «T24, Mar 13»