BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «EDEPLENME»
Temukaké kagunané saka
edeplenme ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
edeplenme lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Peygamberimiz'in Kur’ân-ı Tefsîri:
Tedebbür: Bir şeyin sonunudüşünme, nereyevaracağını düşünmek. Teeddüpetmek: Edeplenme, utanma,çekinme. Teemmül:Enine boyuna düşünme. Tefâvüt: İki şey arasındaki farklılık. Tefe'ül etmek: Uğur sayma, fal açma. Teferru': Dallanma ...
Prof. Dr. Suat Yıldırım, 2014
2
Dünyada Ahiret Yörüngeli Yaşama Gayreti Zühd:
Kendilerinden istenilen makbul insan seviyesini kazanma, İslâmî terbiye ile edeplenme gibi faziletlerden habersizdirler. Böyle bir dertlerihiçolmaz. Onuniçin de farkında olmasalarbile bunlarkendilerine zulmetmiş, yazık etmiş insanlar olarak ...
İmam Gazali. kuvveti ve nefisle yapılan bir mücadeleyle dinin izin verdiği halin dışında şehvetini kontrol altına alma, şeriatın edebiyle edeplenme sonrasında ortaya çıkar. Dinî hisleri onu kuşattığı için, şehveti sakinleşir. Böyle birkimse, şehvetin ...
4
Klasik Türk şiirinde lâle - Sayfa 191
Teeddiib: Edeplenme, edebini takinma, edepli davranam. Tehi: Bos. Tehniyet: Tebrik etme. kutlama. hoç geldin deine. Tekye: Tekke. Ten-pщ: Bedenine giyinmiç. Tesne: Susamiç; çok istekli. Teçvîç: Kanslirma, karmakansik etme. Tirâr.
5
Osmanlıca - 2. cilt - Sayfa 164
... başkalaşma, bozulma) gibi. lclâli: Mehmûz-ül-fâ* larda bir değişiklik yoktur: <-i-^* müteessif (esef- lenen, kederlenen) - «-*- » teessüf (eseflenme, kederlenme), vJ" mü- teeddib (teeddüb eden, utanan) - v»» teeddüb (edeplenme, utanç duyma ...
Faruk Kadri Timurtaş, 1964
6
Osmanlıca grameri: eski yazı ve imlâ, Arapça, Farsça, Eski ... - Sayfa 164
mü- teeddib (teeddüb eden, utanan) - çol» teeddüb (edeplenme, utanç duyma, edepli davranma), J*^. müteehhil (evlenmiş olan, evli) - J*^" te- ehhül (evlenme), f^* müteellim (elemlenen) - p* teellüm (elemlenme), J*t» müteemmil (derin ...
7
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 279
J Edeplenme | ( A m- ) Edep ve Edeplenmekj terbiye kazanmak, terbiye olunmak. [ Se moraliser.J Edepli (i. f.) Terbiyeli, zarif, nazik. [AJodeste; poli,e,chaste; pudigue] Edepsiz (/./.) Terbiyesiz, utanmaz, arsız, hayasız § Çok bağırıp çağıran, sert ...
8
Azerbaycan Türkçesi'nden Türkiye Türkçe'sine Büyük Sözlük
Edl-cdalct (Ar. ) : Adalet. Edcblcndirmck : Terbiyesini vermek, us- Edli-düdiü : Yerli yerinde. landirmak. Edliyyc (Ar.): Adliye. Edcblcnme : Uslanma, edeplenme. Edliyyc nazirliyi : Adâlet bakanligi. Edcblcnmck : Uslanmak, edeplenmek. Edna (Ar.) ...
9
Vuslata davet: - Sayfa 160
Öyleyse derviş, tasavvuf ehli ve ehlullâh demek o zât-ı şerife layıktır ki, o kimse zâhir ve bâtın edebiyle edeplene. Zâhir edebi, abdest, namaz, oruç ve Allah Teâlâ'nın emrini tutup, nehyinden kaçmak, [3a] helalı helal, haramı haram bilmektir.
Selim Baba, İsa Çelik, 2004
