BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «ETEKLEME»
Temukaké kagunané saka
etekleme ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
etekleme lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 304
Birinin e- Eteklemek 1 teğine varma , varmak, eteğini öperek tebrik ve tazim etme, etmek § Etekle yellemek, etekle havalandırma, havalandırmak § Etek etek alıp götürme, götürmek. / Buiser le pan de l'habit.] Eteklik (t. m-) Belden aşağı ...
2
Bırakalım da CeHaPe mi Gelsin?: - Sayfa 52
Mesela size bir örnek vereyim: Çarşıda mini etekle gezen bir bayana gidip: — 'Niçin bu eteği giyiyorsun? Bu câiz değildir!' dediğinizde, o kadın size: — 'Ne yani külotla mı gezeyim?' demiyor mu? Evet, külotla gezmek çok yanlış bir şeydir.
3
Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 397
El menim, etek senin Bir yalvarış, rica ifadesi. Etekaltı is. 1 - Gizlice toplanarak saklanan şey (para vs.) 2 - zar. Gizlice, gizli olarak. Etekdolusu sıf. Oldukça çok, haddinden fazla. Etek - etek zar. Bol bol, çok miktarda. Etekleme is. Eteklemek fiili.
4
Tarih meşheri: hatırat - 2. cilt - Sayfa 23
O zaman daha sepetlenmek sözü de icat olunmamıştı. Dehlendi denirdi! Meselâ, "dehle gitsin, çok söyletme" derlerdi. Nezâket meselesi... Kadıncağız etekleme merâsimini ifâdan sonra maaş senetlerini korka korka şöyle masanın üstüne bir ...
Ahmet Ragıp Akyavaş, 2002
5
Keşkelerin Gölgesinde Yaşamak: - Sayfa 161
“Kızım parka etekle gidilir mi hiç? Etekle kaydıraktan bile kayamazsın. Güneş ısıtmıştır kaydırağı, maazallah popuşkon yanar. Hadi git yeşil pantolonunu giy.” “Anne ya lütfen pembe eteğimi giyeyim. Daha hiç giyemedim onu.” “Yarın babanla ...
Böyle bir göz için: Abdülhakîm Efendi Hazretleri, basitlerin basiti gibi duran bir ifade içinde, bütün Arz küresini hasır koltuğunun yuvarlak yastığı kadar küçültüp üzerine oturmuş, etekleriyle sımsıkı peçelemiş ve bunu belli etmemeyi en büyük ...
Necip Fazıl KISAKÜREK, 2014
7
Yeni Türk lûgati - Sayfa 259
Eteklemek [f] Birinin eteğine varmak, eteğini öpetek tebrik ve tazim etmek. Etekle yellemek, etekle havalandırmak. Etek etek alıp götürmek. Eteklik [i] Belden aşasarkmak üzre giyilen ruba, fistan. Etem [s] Daha veya pek tam ve mükemmel, ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
8
Ecevit'ten Ecevit'e: 1977-1987 yılları arasında Sosyal ... - Sayfa 142
Her yeni önderi alkışlama ve etekleme yarışına girme acaba doğululara Özgü bir toplumsal hastalık mı diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Ecevit konuşmalarında hiç bir zaman halkı aşağılayıcı bir deyim kesinlikle kullanmıyor. Aksine ...
9
29 [i.e. Yirmi dokuz] yıl sonra Atatürk inkilâplarına bakış - Sayfa 107
Osmanlılıktan kalma etekleme, etek öpme, yerden selâm verme ve hele padişahların önünde, sadrazamların secdeye kapanması gibi riyakâr usuller vardır ki Bunlar Türk tarihinde asla yoktur. ATATÜRK bu riyakârlığı da bertaraf ederek köhne ...
10
Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 248
ten etek-le- mek/eteklemek (birinin eteğini öpmek, öper gibi yapmak, dalkavukluk etmek). ETEKLİK, tr. etek (bk.)ten etek-lik/etek- Uk (etek yapma işine yarayan nesne, etek olarak kullanılan giysi, belden aşağı giyilen giysi). ETENE, es. tr. etyin ...
İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991
