Tegesé saka "kalıplatmak" ing bausastra Basa Turki

PANGOCAP SAKA KALIPLATMAK ING BASA TURKI

kalıplatmak

APA TEGESÉ KALIPLATMAK ING BASA TURKI?

Definisi saka kalıplatmak ing bausastra Basa Turki

Kanggo Die Die To Die.

kalıplatmak Kalıba vurdurmak.

PERTALAN SAKA KALIPLATMAK

Weruhi pertalan saka kalıplatmak menyang 25 basa nganggo Basa Turki pamertal multi basa kita.

pertalan saka kalıplatmak saka Basa Turki menyang basa liyané kang kasuguhaké ing perangan iki kajupuk saka pertalan statistik otomatis; ing ngendhi inti unit pertalan yaiku tembung «kalıplatmak» ing Basa Turki.

• Pamertal Basa Turki - Basa Cina: kalıplat到
• Pamertal Basa Turki - Basa Spanyol: kalıplat a
• Pamertal Basa Turki - Basa Inggris: kalıplat to
• Pamertal Basa Turki - Basa India: करने के लिए kalıplat
• Pamertal Basa Turki - Basa Arab: kalıplat ل
• Pamertal Basa Turki - Basa Rusia: kalıplat в
• Pamertal Basa Turki - Basa Portugis: kalıplat para
• Pamertal Basa Turki - Basa Bengali: kalıplat করতে
• Pamertal Basa Turki - Basa Prancis: kalıplat à
• Pamertal Basa Turki - Basa Malaysia: untuk kalıplat
• Pamertal Basa Turki - Basa Jerman: kalıplat zu
• Pamertal Basa Turki - Basa Jepang: kalıplatへ
• Pamertal Basa Turki - Basa Korea: 에 kalıplat
• Pamertal Basa Turki - Basa Jawa: kanggo kalıplat
• Pamertal Basa Turki - Basa Vietnam: kalıplat để
• Pamertal Basa Turki - Basa Tamil: kalıplat செய்ய
• Pamertal Basa Turki - Basa Marathi: kalıplat करण्यासाठी
• Basa Turki: kalıplatmak
• Pamertal Basa Turki - Basa Italia: kalıplat a
• Pamertal Basa Turki - Basa Polandia: kalıplat do
• Pamertal Basa Turki - Basa Ukrania: kalıplat в
• Pamertal Basa Turki - Basa Romawi: kalıplat la
• Pamertal Basa Turki - Basa Yunani: kalıplat να
• Pamertal Basa Turki - Basa Afrikaans: kalıplat om
• Pamertal Basa Turki - Basa Swedia: kalıplat till
• Pamertal Basa Turki - Basa Norwegia: kalıplat til

BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «KALIPLATMAK»

Temukaké kagunané saka kalıplatmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening kalıplatmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.

Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 576

[Fire mis, e â la formes-] Kalıplatma 1 (t. m- ) Kalıba Kalıplatmak! geçirtmek, kalıba koydurmak, kalıyta şeklini düzelttirmek. [Faire mettre â la forme.] Kalkan (/. s.) Eski muharebelerde kılıca ve oka karşı | J tahaffuz için kullanılan siper. [Bouclier-] ...

Ali Seydi, ‎Mihran, 1929

İzmir'de bir Manastır çınarı - Sayfa 62

Çünkü; fes satan dükkanlara sürekli giderek feslerini kalıplatmak için önceden ısıtılmış kalıplara koydurarak ütülenmelerini; fesler kalıptayken sökülen püskülünün yeniden yerine takılmasını beklerlerdi. Babası ise fötr şapka giyiyordu.

Yücel İzmirli, ‎Zühal İzmirli, 2008

Resmi yazışma kuralları, noktalama işaretleri ve yazım ... - Sayfa 219

... kalfalık kalgımak kalhane kalıcı kalım kalın kalın kafalı kalınbağırsak kalınlaştırmak kalıntı kalınyağ kalıp kalıpçı kalıplamak kalıplaşmak kalıplatmak kalıt,-tı kalıtım kalıtsal kaliboritti kalibre kalifiye Kaliforniya kaliforniyum kaligrafi kalinis kalinos ...

Hülya Pilancı, 2001

Türkiye hikâyeleri: hikâye - Sayfa 58

Arife günleri fesimizi kalıplatmak için, onun tezgâhının karşısında kuyruğu dizilirdik. Bayram Ağa artık tası tarağı toplamış ve hemen şapka kalıpçılığına göre âlet edevat edinmek için İzmir'e gitmişti. Fes satan hazır elbiseciler için zaten mesele ...

Fahri Erdinç, 1976

Bir zamanlar Antalya: tarih, gözlem ve anılar : yakın ... - 2. cilt - Sayfa 348

Fes Kalıpçıları: Şapka Kanunu çıkmadan önce, hemen hemen tüm Antalyalı Türk ve Rum erkeklerinin giydiği fes, bir süre giyildikten sonra yağmurda şekli bozulur, kalıplatmak gerekirdi. Bu iş için kalıpçı dükkânları vardı. Dört ayak üzerinde ...

Hüseyin Çimrin, 2007

Nasıl okudum - Sayfa 38

Başçavuşlannla üç, çavuşlarınki iki şeritti. Onbaşılann da bir şeritli işaretleri vardıysa da onlar bu işareti takmazlardı. Başta tabii fes. Mektepte bir de fes kalıpçısı vardı. Perşembe sabahları feslerini kalıplatmak için talebe kalıpçının önüne ...

Tevfik Sağlam, 2010

Yeni Türk lûgati - Sayfa 480

Kalıplatmak [f] Kalıba geçirtmek, kalıba koydurmak, kalıba çektirerek şeklini düzelttirmek. Kalkan [i ] Eski muharebelerde kılıca ve oka karşı tahaffuz için kullanılan siper. Kalkanbalığı [i ] Kalkan gibi yassı ve yuvarlak, dikeni nev'inden öksürüğe ...

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 366

Kalıptan: kalıpçı, kalıpçılık, kalıplamak, kalıplanmak, kalıplatmak, kalıplı, kalıpsız, kalıpsızlık~ KALKAN.tr. kal'dan kal-ka-nğ/kalkan. Sözcüğün köküne eklenen mak ekiyle kal-k-mak/kalkmak eyleminden kan takısıyla kalkan. Sondaki ğ sesi ...

İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991

30 sene evvel İstanbul: 1900'lü yılların başlarında şehir ... - Sayfa 241

Haylazlıktan derileri kemiklerine yapışır. Benizleri karardıkça kararır. Mektebe, medreseye devam çoktan cicozu çekmiş. Yavaş yavaş torbadan yeni yeni turfandalar çıkmaya başlar: Her gün saç taramak, fes kalıplatmak, potin boyatmak; semte ...

A. Sermet Muhtar Alus, ‎Faruk Ilıkan, 2005

Doğu Rodop türk ağızlarının sözlüğü: turc-français - Sayfa 130

Kalıplanmak // etre mis â la forme. galıplat-/galıpbau/galıppat-, galıplatdır-/gaüplattır-/galıpbatdır-/galıpbattır-/galıppatdır-/galıppattır- f. Kalıplatmak// faire mettre â la forme. galıplı/galıpbı/galıppı s. Kalıplı// mis â la forme. = fes// fez mis â la forme.

Mefküre Riza Mollova, 2003