BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «KAVLANMAK»
Temukaké kagunané saka
kavlanmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
kavlanmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Türkçenin üreme yolları ve "dil devrimciliğimiz". - Sayfa 10
... kök sözcüğü^ «kavmak» olmalıdır. Bugün Anadolu köylerinde, bir nesne kurudukça kabuklaşıp kabuğu kalkarsa ona, «kavlamak», ya da «kavlanmak» denir. Çakmak taşıyla, ateş yakmaya yarayan kurutulmuş mantar parçasına «kav» denir.
2
Artvin yöresi folkloru - Sayfa 649
Kavlanmak: Kabuk atmak, kabuğu soyulmak. Kavlatma: Tifo Hastalığı. Kavrakan: Bedevreyle örtülü çatılarda bedevreleri enlilemesine kavrayan, üzerine taşlar konan dar bedevere. Kavut: Genellikle ahlatın fırında ya da güneşte kurutularak ...
3
Dil kılavuzu - Sayfa 306
kavkili kavlak kavlamak kavlanmak kavlatmak kavlatmak kavlen sözle° kavliç fitik° kavlik kavli sözlü" kavmantan, -ni kavmi budunsol0 kavmiyat, -«i (TS: kavmiyot) budun- betim0 kavmiyet, -ti kavroc kavrak (kuru yaprak) kavram0 mefhum, ...
4
XIII. [i. e. On üçüncü] asırdan günümüze kadar kitaplardan ...
( Bürh. XVIII- XIX.) Hayye [Ar.] vu sûban [Ar. ] : yilandir, kavlamak da : insilâh [Ar.]. (Asim. XVIII -XIX.) Kavlanmak : Tüy, den, kabuk degistirmek, kavlamak § Lengeç, yilda alti gez kavlanur. (Hay. XV.) Kavsunnak : (El) baglamak. (Bk. El kavçurmak).
Türk Dil Kurumu, Ömer Asım Aksoy, Dehri Dilçin, 1943
5
Ebū Ḥayyān, Kitābu'l-Idrāk li lisāni'l-Etrāk: fiil : ... - Sayfa 298
II 1692 haşla- "(Osm.) varit', pomorozit' (rasteniya), sil'no otkolotit'". 30. Kİ kavla- "derisinden soyulmak" (V25b3) - Osm. kavla- "tüyü dökülmek, derisi ve kabuğu soyulmak, kavlanmak, tüy deri, kabuk değiştirmek, kavlamak" (TTS IV, 2358-59).
6
Türkiye halkının kültür kökenleri: Giriş, beslenme teknikleri - Sayfa 508
Gavlak da yine «kavlanmak», yani kabuğu, derisi kabarıp dökülmekle; diğerleri de sırasıyla «soymak» ve «yalamak»la ilgili olmalıdır, içine yalamuk konulan, çam kabuğundan yapılmış torbaya da Iç'de gavcar adı verilir. Bu yalamuk'u Sv'ta, ...
7
Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 386
... (içini oymak, boşaltmak)dan gelen Hint-Av- rupa dillerinde ortak bir içerik taşıyan cavus-cavum (içi boş, oyuk) sözcüğüyle, eşkökenli kavuk (bk.) karıştırılmamalı. Bu lat. sözcüklerle gr. koilos eşkökenli- dir... Kavlanmak, kavlaşmak, kavlatmak.
İsmet Zeki Eyuboğlu, 1991
8
Berdel: öyküler - Sayfa 106
Kavlanmış gibi yanan kollarına, yüzüne, kuyudan çektiği sudan çarpan Şevket «Ohh» diyerek ilişti 3'anlarına. Hemen bitişiklerinde etrafı çoluk çocuk, hindi tavuk cücükleriyle dolu Ali'nin savrulan küçük harmanına bakmaya başlıyorlar.
9
Yanarlar: Afyon yöresinde bir hitit mezarlığı - Sayfa 23
Kahverengi astarı kavlanmış. Yumurta gövdeli. Yuvarlak dipli. Omuza simetrik olarak bağlanan iki dik kulbunun biri noksan. 2 No.lu mezar küpü. Afyon Müzesinde. Yn. 76/Et-ı (Şek. 44) Y. 80, g. 48 cm. Kırmızı astarlı, perdahlı. Dışa çekik ağız ...
10
İşgal ve protesto: İzmir'in işgali ile ilgili protesto ... - Sayfa 201
Heva-yı acizi ile muhat olduğu zaman mezar en mukaddes ve en uhrevi mekânı olan bir milletin ölümle yenecek a'zâmi fedakârlığa kavlanması zarurîdir. Bu hal karşısında her Müslüman müdafaa-i meş- ru'aya mecbur olduğu cihetle ...
