BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «KEYFETMEK»
Temukaké kagunané saka
keyfetmek ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
keyfetmek lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Deyimler Sözlüğü: Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi
Çok küçük,işeyaramaz, faydasız, lüzumsuz. keyik sırtına gurtdüşdi: Kargaşa, karışıklık, düzensizlik, şaşkınlık, telâş. keyp bermek: Keyif vermek, sevindirmek, mutlu etmek, neşelendirmek. keypçekmek: Keyifçatmak, keyfetmek, hoş ve eğlenceli ...
Mehmet Kara, Mehmet Nebioğlu, Cihan Dinar, 2014
2
Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 147
keyfetmek — 147 — kırlangıçdönümü kırlangıçfırtınası — 148 — kızböceği kırlangıçfırtı- nan, -ru kırlaşmak kırma. keyfetmek kıldırmak keyfî kılgı keyfiyet, -ti kılgılı keyif, -yfi kılgın keyiflenmek kılıbık keyifli kılıcına keyifsiz kılıç keyifsizlenmek ...
3
Cumhuriyet dönemi Türk eğlence kültürü - Sayfa 27
Keyfetmek, keyif çatmak, keyif yetiştirmek her türlü kaygılardan uzaklaşarak eğlenmek. Keyif sürmek sürekli olarak keyfetmek. Oyalanmak sıkılmamak veya avunmak için rastgele bir şey yapmak. Avunmak, bir zaman için acısını unutup ...
4
Örnekleriyle türkçemizin açıklamalı büyük deyimler sözlüǧü ...
KEYİF ÇATMAK : Keyfetmek, hoş ve eğlenceli bir biçimde vakit geçirmek. Rahat ve iyi bir durumda olmak. «Ben, iyice, yiyip içtikten sonra evde artık herkes keyif çatman.» A. V. Paşa. KEYİF HALİ : içki içmiş, sarhoş halde. KEYİF SORMAK ...
Hamidoğlu Fethi Gözler, 1975
5
Resimli Türkçe sözlük - Sayfa 332
Kevser gibi (içecekler için) tatlı, lezzetli. keyfetmek Ar. T. (nsz) Hoş ve eğlenceli vakit geçirmek. keyfi s. Ar. Yoluna, kuralına bakmadan birinin kendi isteğince yaptığı, keyfe göre : Keyfi davraniş. keyfiyet, -ti o. Ar. I. Nitelik. 2. Durum. keyif, -yfi a.
Türk Dil Kurumu, Kemal Demiray, Muammer Bakr, 1977
6
Turkish: Basic Course: Graded reader - Sayfa 55
İnsan keyfetmek için vapura, trene, öyle yavaş giden taşıtlara binebilir. Bizim çocukluğumuzda öküz arabasına binip kırlara gidilirdi. Onun gibi bir şey Yoksa iş için uçağa binilir. Buna razı değilseniz, zamanınızın dışında yaşıyorsunuz demektir.
Foreign Service Institute (U.S.), Lloyd Balderston Swift, Selman Ağrali, 1970
7
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 654
Keyfetme \(t. m.) Eğlenmek, Keyfetmek! zevketmek. [ Se distraire.] * Keyfî (a. s.) Hiçbir adet ve nizama uymayan, heves ve arzuya tâbi. [A son aise.] Keyfiyet (a. s.) Hal, mes'ele, bir şeyin nasıl olması ciheti, bir hadisenin tafsilatı, madde, iş, husus, ...
8
Mustafanin romani (Hürriyet pervanesi). - Sayfa 56
Orada yer bulamıyanlar civardaki kahvehanelere Divanyolu üstündeki kıraathanelere geçerlerdi. Büyük talebeden bir kısmı da, biraz keyfetmek maksa- dile, Tavukpazarmın ucuz meyhanelerine giderler hem yerler, içerler, hem de eğlenirlerdi.
9
Jewish and Non-Jewish Creators of "Jewish" Languages: With ...
The Karaite material at our disposal is too sparse to allow of any more precise characterization. 22 In Turkish, 'have a good time' is expressed without a reflexive infix, e.g. keyfetmek, but evlenmek 'get married' takes the passive-reflexive -n-.
10
Rahnama Turkish-English-Persian Dictionary - Sayfa 278
kecke kecke ke§mekes keten ketentohumu ketmetmek ketum ketumiyet kevgir kevser keyfetmek keyfî keyfiyet keyif keyif keyiflenmek keyifli keyifsiz kez keza kezzap ki kibar 278 would that, I wish great confusion, disorder linen, flax linseed ...
BABAGAN WARTA KANG NGLEBOKAKÉ ARAN «KEYFETMEK»
Weruhi yèn pawarta nasional lan internasional wis ngomongaké lan kepriyé aran
keyfetmek digunakaké ing babagan warta iki.
Sabırsızlık zamanının çocukları
Evi barkı olmak nedir? dedim; Biraz keyfetmek için Yıllar yılı dert çekmek, dedi. Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim; Kurt, köpek, çakal, makal, dedi. Ne dersin ... «Milliyet, Feb 10»
Hayatın kullanma klavuzu Nietzsche'deydi.
İşte içlerinde vahşi hayvan taşıyan, keyfetmek ve kendini yemekten başka bir şey yapamayan korkunçlar. Onların keyifleri de, bir kendini yemedir.Bu korkunçlar ... «Milliyet, Agus 09»
