BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «KOLALATMAK»
Temukaké kagunané saka
kolalatmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
kolalatmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 687
e-J Kolalatma \ (t. m.) Gömlek, Kolalatmak! yaka, v. s. yi kola ettirmek. Kola ile ya- pişUrtm'dk.fFaireamidomter; faire empeser-J Kolalı s-) Kola edilmiş, kola ile yapıştırılmış. [Etn- pesâ,e-J Kolan s-) Örme ve enli kuşak. Hayvanın belinin altından ...
2
Veysel Çavuş - Sayfa 202
Onların yaşayışlarını, Fransızca bilişlerini beğeniyor. Onların yanlarında küçük düşmekten korkuyor. Madam'ın yıkattığı çamaşır, ütülettiği ütü, kolalattığı yakalıklar çok kötü idi. Bunları kimbilir kaç paraya yaptırıyor da Muslih'e kaç paraya satıyor.
Memduh Şevket Esendal, 1984
3
Türkçedeki yabancı sözcükler sözlüğü - Sayfa 210
T. kolalamak eylemine konu olmak. kolalatmak (-i, -e) İt. T. kolalamak eylemini yaptırmak, kolalamasını ya da kolalanmasını sağlamak. kolalı (I) s. İt. T. 1 kolalanmış olan. 2 kolalanarak kullanılan. kolalı(II) s. içinde kola (II) bulunan (içecek).
4
Yeni Türk lûgati - Sayfa 583
Kolağası [i Eskiden mevcut olan yüzbaşı ile binbaşı arasındaki rütbe, Kolalamak [f] Kolaya batırılıp ütülemek. Kola veya tutkal ile yapıştırmak. Kolalanmak [f] Kola ya batırılıp ütülenmek. Kola ile yapıştırılmak. Kolalatmak [f] Yaka ve gömlek v. s. yi ...
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
5
Dil kılavuzu - Sayfa 328
kolalamak koiolanmak kolalatmak kolali kolan kolan sahncagí kolan vurmak kol atmak kolay° asan, basit Kolay kolayca kolaycocik kolayca olan° müyesser kolayda kolay gele kolay gelsin kolay kolay kolaylamak kolaylanmak kolaylasmak ...
6
30 sene evvel İstanbul: 1900'lü yılların başlarında şehir ... - Sayfa 30
Kolalı gömleği erbabına kolalatmak. Fese mükemmel kalıp; potinlere boya; gümüş, altın yaldızı, nikel her ne ise, baston sapını, sigara tabakasını, gözlük çerçevesini, saat kösteğini, ucundaki şakşukayı8 ayna gibi parlatmak. Yüze sinekkaydı ...
A. Sermet Muhtar Alus, Faruk Ilıkan, 2005
7
Toplumsal tarih - 10. sayı
Mektep ayrıca elbise diktirmek, gömlek kolalatmak ya da resim yaptırmak isteyen hanımların siparişlerini de kabul eder. Hayat Hanım açtığı salonda talebelerine resm-i kabul, âdab-ı muaşeret öğretir; onları zarif birer hanım yapmaya çalışır.
8
Aci zafer. (Aṣk hikâyeleri). - Sayfa 32
Aile içinde her fert ufak tefek işlerini Nâlâna yaptırmıya ,öyle alışmıştı ki, kız kazara evde bulunmasa yahut hasta olsa eksikliği derhal anlaşılırdı. Nâlân, genç kızlık yaşına gelince, küçükler dişlerini başlatmak için, oğlanlar yakalarını kolalatmak, ...
9
Diccionario español-turco - Sayfa 273
etmek /-i/ hacer una rápida inspección de (un sitio). kolagasl, -nl ['kola:sï] S. oficial de la armada otomana. kolaj [ko'la3] S. ART. colage. kolalamak /-i/ [kolalamak] t. almidonar. kolalanmak [kolalanmak] i. ser almidonado. kolalatmak /-i, ...
Carmen Uriarte, Sonsoles Taltavull Cañete, Bilge Cerah Sunal, 2011
10
Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 78
... fosurdatma foşurdatma budatma karafatma yadırgatma katma tıkatma yıkatma çalkatma zımbalatma bombalatma cumbalatma bocalatma parçalatma fırçalatma damgalatma yakalatma çalkalatma cilalatma kolalatma badanalatma tornalatma ...
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu, Efrasiyap Gemalmaz, 2004
