Tegesé saka "kubur sıkmak" ing bausastra Basa Turki

PANGOCAP SAKA KUBUR SIKMAK ING BASA TURKI

kubur sıkmak

APA TEGESÉ KUBUR SIKMAK ING BASA TURKI?

Definisi saka kubur sıkmak ing bausastra Basa Turki

remet, gunakake senjata.

PERTALAN SAKA KUBUR SIKMAK

Weruhi pertalan saka kubur sıkmak menyang 25 basa nganggo Basa Turki pamertal multi basa kita.

pertalan saka kubur sıkmak saka Basa Turki menyang basa liyané kang kasuguhaké ing perangan iki kajupuk saka pertalan statistik otomatis; ing ngendhi inti unit pertalan yaiku tembung «kubur sıkmak» ing Basa Turki.

• Pamertal Basa Turki - Basa Cina: 挤kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Spanyol: exprimir kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Inggris: squeeze kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa India: kuburan निचोड़
• Pamertal Basa Turki - Basa Arab: ضغط kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Rusia: выжать kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Portugis: espremer kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Bengali: kuburan আলিঙ্গন
• Pamertal Basa Turki - Basa Prancis: presser kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Malaysia: memerah kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Jerman: Squeeze kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Jepang: kuburan絞ります
• Pamertal Basa Turki - Basa Korea: kuburan 짠다
• Pamertal Basa Turki - Basa Jawa: remet kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Vietnam: bóp kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Tamil: kuburan கசக்கி
• Pamertal Basa Turki - Basa Marathi: kuburan पिळून
• Basa Turki: kubur sıkmak
• Pamertal Basa Turki - Basa Italia: squeeze kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Polandia: wycisnąć kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Ukrania: вичавити kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Romawi: stoarce kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Yunani: αποσπάσουν kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Afrikaans: druk kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Swedia: pressa kuburan
• Pamertal Basa Turki - Basa Norwegia: presse kuburan

BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «KUBUR SIKMAK»

Temukaké kagunané saka kubur sıkmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening kubur sıkmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.

Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 668

Topkapı Sarayı içinde, Osmanlı vezirlerinin toplanıp devlet işlerini görüştükleri yer. kubur a. 1 ayakyolu deliği ve bu deliği lağıma bağlayan boru. 2 boru biçiminde kap. 3 esk. bir çeşit tabanca. 0 kubur sıkmak tabanca sıkmak, silah atmak, ...

Ali Püsküllüoǧlu, 1994

Kayseri ağzı - 1. cilt - Sayfa 299

Kubur sikmak. (atmak) tKubuduk atmak.» tKubuzlan yuvarlamak.» (argo) Asli-arasi olmnyan seyleri kendi yapmis gibi lcf etmek; yük:ek- ten atip tutmak, yalan söylemek. (kubur: Eskiden kullanilan bir çesit tabanca. Türkçe Söz'üfc. TDK.

Kâzım Yedekçioğlu, 1989

Ölüm bir kurtuluş mudur ?: roman (Tam metin) - Sayfa 37

Onu görmeden her ne söylesem karanlığa kubur sıkmak gibi bir şey olur? Kızınızı buraya getirebilir misiniz? — Niçin getirmeyeyim efendim? — Muayene sırasında siz hazır bulunmamalısınız. Baba- sısınız. Sizden sıkılır, sorularıma serbest ...

Hüseyin Rahmi Gürpınar, 1971

El-munkizu min-ad-dalâl [yazan] Gazalî, çeviren Hilmi Güngör - Sayfa 26

Anladım ki bir mezhebi iyice anlamadan, özüne vâkıf olmadan reddetmek karanlığa kubur sıkmak gibidir. Bu sebeple felsefe tahsiline ciddiyetle sarıldım. Bu bapta yazılmış kitapları bir üstattan yardım görmeğe muhtaç olmadan müta- leaya ...

Ghazzālī, 1960

Bizim mahalle - 2. cilt - Sayfa 248

Ben karanlığa kubur sıkmak itiyadında değilim de ondan... Evli bir kadına karşı daima hürmetkârım... — Server, sana bir sual soracağım, dedim. Sündüsle arandaki münasebetlerin anahtarı bu sualime vereceğin cevaptadır. Sündüs hoşuna ...

Kemal M Altinkaya, 1943

Üç tehâfüt bakımından felsefe ve din münasebeti - Sayfa 37

Anladım ki bu mezhebi iyice anlamadan, özüne vâkıf olmadan reddetmek karanlığa kubur sıkmak gibidir. Bu sebeple felsefe tahsiline ciddiyetle sarıldım. Bu bapta yazılmış kitapları mütalâaya koyuldum. Şer'i ilimlerin tedris ve tasnifinden boş ...

Mubhat Türker, 1956

Mütareke ve işgal anıları - 65. cilt - Sayfa 84

Necati Bey'in evinde, ecnebinin beni gelip götüreceği güne kadar intizar etmek karanlığa kubur sıkmak gibi bir hal idi. Uzun müddet düşündüm, ve ertesi günü evden çıkarak İzmir'den uzaklaşabilmek için başka çareler taharri etmeğe karar ...

Haydar Rüştü Öktem, ‎Zeki Arıkan, 1991

Halk plaji - Sayfa 96

Siz bunu, karanlığa kuru-sıkı kubur sıkmak mı zannettiniz. Haydi Bırak şunu Sadık, geberse bağlı kalacak... Bayan Fatma, kelimeleri arayarak bir müddet durdu: — Suratınıza aynada bir baksanız, dedi, ben ömrümde bu kadar vahşi bir yüz ...

Samim Askin, 1954

El-munkizu min-ad-dalâl - Sayfa 14

Anladım ki bir mezhebi iyice anlamadan, özüne vâkıf olmadan reddetmek karanlığa kubur sıkmak gibidir. Bu sebeple felsefe tahsiline ciddiyetle sarıldım. Bu bapta yazılmış kitapları bir üstattan yardım görmeğe muhtaç olmadan müta- leaya ...

Ghazzālī, 1948

Keşanlı Ali Destanı:

Keşanlı Ali Destanı dilden dile çevrilerek dünyanın pek çok ülkesinde sahnelenmiş; oyuncusu ve seyircisiyle bütünleşmiş; dahası, Türk tiyatrosuna yıllarca öncülük etmiş bir başyapıt.

Haldun Taner, 2015