APA TEGESÉ LÂF OTURTMAK ING BASA TURKI?
Klik kanggo
deleng deifinisi asli saka «lâf oturtmak» ing bausastra Basa Turki.
Klik kanggo
deleng pertalan otomatis saka definisi ing Basa Jawa.
Definisi saka lâf oturtmak ing bausastra Basa Turki
kanggo ngucapake tembung ing panggonan ing ngendi perlu, ing kahanan sing ora dikarepake, adhedhasar ing sisih liyane. lâf oturtmak Gerektiği yerde, beklenilmeyen bir durumda, karşı tarafa esaslı ve gereken bir lâf söylemek.
Klik kanggo
deleng deifinisi asli saka «lâf oturtmak» ing bausastra Basa Turki.
Klik kanggo
deleng pertalan otomatis saka definisi ing Basa Jawa.
BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «LÂF OTURTMAK»
Temukaké kagunané saka
lâf oturtmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
lâf oturtmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Kıbrıs Türk atasözleri ve deyimleri sözlüğü - Sayfa 162
Lafı bilezik gibi oturtmak, (d) : Tam zamanında en uygun yanıtı vermek. Laf çevirmek, (d): Söylenenlere saygı kurallarına aldırış etmeden yanıt vermek. Lakdakı lakdak gelmek, (d) : İvedi işe oyalanarak ve çalımla gitmek. Lastik potinleri geymek ...
Mustafa Gökçeoğlu, Harid Fedai, 1988
2
Türk folklor araştırmaları - 13. cilt - Sayfa 5820
Ortaya attığımız atasözü, konuşulan ya da tartışılan konuyu tam manasıyla özetliyorsa biz buna "Taşı gediğine oturtmak" deriz. Bazan saatlerce lâf ebeliği yaparız da, iki üç kelimelik bir atasözü ile ifade edilecek bir sonuca varamayız. Bir sürü ...
Gerçi parlamentarizmden kurtulma yolu, temsili örgenlikleri ve seçim ilkesini yıkmaya değil, laf değirmenleri olan bu ... yani kazançlı ve saygın arpalıkların çevresine, sırayla, olabildiğince çok DevrimciSosyalist ve Menşevikleri oturtmak, öte ...
Vladimir İlyiç Lenin, 2015
4
Dutlar Yetişmedi: Bütün öyküler 1 - Sayfa 153
Hakikatte ben oturtmuş değilim haa... Laf gelişi yavrum! Onları oraya ekmek parası oturtmuş. Arkadaşlarını gammazlamaya nihayet karar verenler, sabahleyin pek erken gelir... Bu karan ne kadar zor yahut ne kadar kolay verdiklerini ben bilirim ...
5
GAGAUZ Türkçesinin sözlüǧü - Sayfa 164
Dizçe koymaa: Diz üstüne oturtmak. Nota koymaa: Not vermek. Köstek koymaa: Kös- tek vurmak, engel olmak. Imee koymaa: Yemege ahkoymak. Sofraya koymaa:Sofraya oturtmak. ... 2) Rüzgâr siperligi. kök: 1) Kök. Laf kökü: Kelime kökü.
Washington'da ambargoyu kaldırtmak, Şemdinli'de de, o unutulmuşlar dünyâsına yolu ve okulu oturtmak sevdâsında... Gören de güllük, baharlık bir zemin üzerinde ... Demeye kadar gidebilir lâf... Manzara, soğuktan donmak üzere bir adama ...
Necip Fazıl Kısakürek, 2014
Kısacası, yanılmıyorsam benim ağzımdan laf almaya çalışıyordunuz, efendim. Saçma sapan şeyler söylüyordunuz ki benileri geri konuşayım ... Beni bir sandalyeye oturtmak isteyerek elimi tutmuştu.Ben gelen yabancının adını söyler söylemez ...
Yok dinmiş, Atatürk'müş hepsi bahane. Bunların derdi kıçlarını en yüksek koltuğa oturtmak. ... Fiyakalı laf. Ama devlet var oldukça siyaset olacaktır. Devlet de hep var olmak zorunda olduğuna göre, siyaset hep var olacak.Birileri bazı hesaplarla ...
9
Işığın Göründüğü Ufuk - (Çağ ve Nesil 7):
... nesıhhatlidimağlar kategorisinde mütalâa etmek nedehasta ruhlar albümünde birçerçeveye oturtmak mümkündür. ... ve başkalarına boşverirler.. kendilerinden iş vehizmet beklendiği her zeminde hizmetten daha çok laf üretirler.. emniyet ve.
10
Özal'a laf söyletmen arkadaş - Sayfa 161
O da daha sonra, önceden birlikte çalıştığı birini Rahmi Turan'ın yerine oturtacak. Bunların olabilirliği fazlaydı. Bu yüzden de inandırıcı oluyordu. Yine de Asil Nadir'in ağzından kesin açıklama duyulmadan bu yorumların bitmeyeceği belliydi.
