BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «NASIRLANMAK»
Temukaké kagunané saka
nasırlanmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
nasırlanmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Resimli yeni ...: A-K: - Sayfa 920
[Calleux, euse-J Nasırlanma 1 ( /. m. ) Nasır Nasırlanmak! peyda etme, etmek, nasırlı olma, olmak. [Devenir calleux,euse § Se durcir.] Nasiye (a. s- ) Alın, cephe § Çehrenin vaziyeti umumiyesi. [Front, apparence-] Nasp (a- s.) Dikme, saplama ...
2
Doğu Rodop türk ağızlarının sözlüğü: turc-français - Sayfa 286
Nasilıat veren kimse, öğütçü// conseilleur, conseiller. nasa'tçdık/nasa'tçdık is. Nasihat verenin durumu// etat du conseilleur. "nası zf. Nasıl// comment. DI, KD, ST, GBA naşı. nasılTân- f. Nasırlanmak// devenir calleux. nasırrândır- f. Na•ır yapmak// ...
Mefküre Riza Mollova,
2003
3
Kutadgu Bilig Grameri: fiil - Sayfa 74
... elig bert — «el nasırlanmak» : sav al tun bile bertse begler elig (313 - 3042). elig sun — «idâre etmek»: idi artuk erdem kerek ög bilig- ajun tutğuka ötrü sunsa elig (43-281). elig tart — «el uzatmak» : sav altun bile tartsa begler elig (B224-6).
4
Türk dilinin etimoloji sözlüğü - Sayfa 491
Nasırlanmak, nasırlaşmak, nasırlıTM NASİP, ar. nasb (üleş, bölüm, pay)dan na- sib-nasip (bir kimseye üleşmekte düşen nicelik). Anlam genişlemesiyle: alınyazı- sı, yazgı gereği olacak olan. NASRANİ, ibr. nasıra (bir ilin adı)dan, ar. nasranî ...
İsmet Zeki Eyuboğlu,
1991
5
Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 176
... nargiller narh narin narinlik narkotik narkoz narkozcu narsisizm narsislik nas, -ssı nasbetmek nasıl nasılsa nasıp, -sbı nasır nasırlanmak nasihat, -ti nasip Nasranî naşi naşir natamam natıka natıkalı natır nativizm natron natuk, -ku natura N ...
6
Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 175
... nem nasbolmak nazım, -zmı nedbe nema nasıl nâzım neden , nemcil nasılsa Nazımiye nedenbilim Nemçe (Nemse) nasıp, -sbı nazır nedense nemelazımcı nasır Nazi nedensel nemelâzımcılık nasırlanmak nazik, -ki nedensellik nemf nasihat, ...
7
Yeni Türk lûgati - Sayfa 812
Nasbetmek (f) Dikmek, Nasırlanmak f i N* saplanak, rekiz. Koymak, sır peyda etmek, nasıl tayin etmek, kayırmak. olmak. Naseza [s] Lâyık olma- Nasıye [i ] Alın, cephe yan. Çehrenin vaziyeti umumi Nasih İsl Lağiv ve iptal yesi. eden. Bir kitabın ...
İbrahim Alâettin Gövsa,
1930
8
Cahit Sıtkı Tarancıʼnın hikâyeleri üzerine bir inceleme - Sayfa 182
daima yirtik, dügmesiz, eski mintamnin en sevimli tarafi, killi, geni§, erkek gögsünü açikta birakmasiydi. Kürek çekmekten nasirlanmis kocaman ellerine daima saygi ile bakardim. Pantolonla salvar arasi bir sey, ancak dizlerine kadar iner, ...
9
Atatürk'e 100. yıl armağanı
Henüz konuşmaya nereden haşlamam lazım geldiğini düşünmeye vakit Kalmadan yakınımda bulunan genç bir kadın bana doğru eğildi. Nasırlanmış ve talazlanmış olan elleri ile evvela sol ve sonrada sağ ayağımın çorapları üzerinde gezindi.
10
Osmanlı seyyahlarının gözüyle Avrupa - Sayfa 350
Romence adeta "haylice nasırlanmış bir İtalyanca"dır. İtal- yancaya çok benzeyen bu dilde bol miktarda yabancı kelime vardır. Romenler lisanlarının sadeliğini muhafaza edememiş, münasebette bulunduğu hemen her kavimden pek çok ...