BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «NIMETI AYAĞIYLA TEPMEK»
Temukaké kagunané saka
nimeti ayağıyla tepmek ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
nimeti ayağıyla tepmek lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 282
Nimeti ayağıyla tepmek: Bak. Kısmetini ayağıyla tepmek. Elde edeceği iyi bir durumu -değerini bilmeyerek- istememek. Nispet etmek: İki şeyi birmiş gibi görmek, eşit tutmak. Nispet kabul etmemek: Eşit tutulamamak, bir say ılamamak.
2
Her yönüyle Yahyalı - Sayfa 84
Bol keseden atıyorsun. neye uğradığını bilememek: Beklenmeyen bir şeyle karşılaşıp şaşırmak. nimeti ayağıyla tepmek: Kavuşturulacağı iyi bir durumu geriye çevirmek. numara yapmak: Yalancıktan çeşitli tavırlar takınmak. nutgu (nutku) ...
Veli Türkmenoğlu, Sami Köşker, 1992
3
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 773
Is bir nimettir, değerini işi olmayanlar bilir. 6 nimet çarpsın (ya da nimet çarpsın ki) ekmek üzerine içilen bir ant nimet hakkı (yada nimet hakkı için) yenilen içilen şeyler, özellikle ekmek üzerine içilen bir ant sözü. nimeti ayağıyla tepmek eline ...
4
Resimli Türkçe sözlük - Sayfa 561
Yeni bir madde oluşturmak için iki ya da daha çok madde arasındaki etkileşim. tepkimek (nzs) (Bir cisim) Etkisini aldığı şeye karşı tepki göstermek. tepmek (-i) I. (Hayvan) Ayağıyla vurmak. 2. Geri çevirmek: Kısmetini tepmek. Bu nimet tepilir mi?
Türk Dil Kurumu, Kemal Demiray, Muammer Bakr, 1977
5
Sade Türkçe kılavuzu - Sayfa 128
Tepmek: Ayağma Selen nimeti redc'letti = Ayağına gelen nimeti tepti. Teklif edilen yardımı red detti = Teklif edilen yardımı tepti. 2. Gen' çevirmek: Gel en ziyaretçiler reddedilmez — Gelen ziyars.tçÜer geri çevr Hmez. 3. Kabul etmemek: Oraya ...
6
Sultanlarin aṣki: büyük tarihî roman - Sayfa 175
inci tanesi gibisin, yabuz biraz utangaçlığı bırak, ayağına kadar gelen nimeti tepme. Hazinedar, bir taşla iki kuş vurmuş olacaktı. Hem Padişahın gözüne girecek, hem de efendisini bir güzel eğlediği için Nurbânu Sultandan bol bol ihsan ...
Feridun Fazil Tülbentçi, 195
7
Sokak lambaları: öyküler - Sayfa 46
Bir gün senin için uykusu kaçtı da, «Arkadaş 'bu gece senin işi düşündüm, uyuyamadım)» mı dedi?.. Bir ıgün elini omuzuna dayayıp, «Sen yoksan bu işte, ben de yokum» diyerek, senin uğruna ayağına gelmiş bir nimeti tepmeyi mi igöze aldı?
8
Diccionario español-turco - Sayfa 317
Nil ['nIl] S. el río Nilo. nililfer [nIlY'fel] S. BOT. nenúfar (Nymphaea alba). nimbus ['nImbus] S. nimbo (tipo de nube). nimet, -ti [ni:'met] S. beneficio, favor, ventaja. -i ayagiyla tepmek desdeñar la buena suerte. nimetsinas [ni:mst]`i'nas] a.
Carmen Uriarte, Sonsoles Taltavull Cañete, Bilge Cerah Sunal, 2011
9
Büyük halk ṣàiri Karaca Oǧlan'm aṣk mâceralari - Sayfa 73
Çok geçmeden de göze görünmez oldu. Zeynep; ayağına gelen saadeti, nimeti tepmekle çok büyük bir hata işlemişti. Bu hatanın cezasını çekmeğe mahkûm ve lâyıktı. Nice zaman sonra aklım başına toplayıp göğüs geçirdi... — Gitti mi, Emine?
Muharrem Zeki Korgunal, 1970
10
Dik bayır: roman - Sayfa 178
Kış boyunu gösterir göstermez «soğuğa kapı olmasın» diye ocak bacalarına eskimiş çul çuval tepmek akıl olarak evden eve dağıldı. Köy iyisinden sobanın keyfine erişti. «Şu soba mübareğinin sıcağı bedenin her bir yönüne birlik dağılıyor.
