BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «ŞIKIRDAMA»
Temukaké kagunané saka
şıkırdama ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
şıkırdama lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Dillerdeki şarkılar Türk musikisi: "Güfteler" - Sayfa 386
Usûlü: Düyek Beyoğlu'nda gezersin Gözlerini süzersin Sevdiceğim, yavrucağım Niçin niçin beni üzersin Alı âh fikır fikır fikırdama Sen bana gel Ah âh şıkır şıkır şıkırdama Sen bana gel Sahibi Meçhul Kâkülünü dökersin Aldırmayıp geçersin ...
2
Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 55
... tangırdama zangırdama çıngırdama şıngırdama tıngırdama zıngırdama kakırdama sakırdama şakırdama takırdama fıkırdama kıkırdama lıkırdama şıkırdama tıkırdama şapırdama tapırdama kıpırdama şıpırdama tıpırdama haşırdama fışırdama ...
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu, Efrasiyap Gemalmaz,
2004
3
Karagöz ve plâstik tekniği - Sayfa 123
BEBE RUHÎ - (Türkü başlar ve zıplayıp-oynayarak gelir.) Makâmı:Mâhur Beyoğlu 'nda gezersin, Aldırmayıp geçersin! Sevdiceğim, yavrucağım, Niçin niçin beni üzersin! Of of fıkır fıkır fıkırdama gel bana gel! Of of şıkır şıkır şıkırdama gel bana gel!
4
Bir dünyanın eşiğinde - Sayfa 200
Bu da bir başka sevdalı: Göğsünde şıkırdayan bir gerdanlık, Cıvıldayan bir kemer kalçalarında. Ayaklarında çın çın halhallar. İnsan davul çalarak mı koşar, Âşıkı ile buluşmaya? Neden bakışların ufka çevrildi ansızın. Neden telaşlandın?
Cemil Meriç, Mahmut Ali Meriç,
1994
5
Karlı dağdaki ate ̧: roman
Kepenk dayatmadı, kanatlar çevrilip hızla evin duvarına vurunca dış manzara gözlerinin önüne serildi; parlak bir güneş altında boylu boyuna, rahatça yayılıp uzanmış, karlarının tazeliği belli, beyazlığı şıkırdayan lekesiz inişler, yokuşlar, sırtlar.
6
Tespih taneleri: anı-roman - Sayfa 35
Mavi, kırmızı, yeşil rengârenk boncuklarla süslü bu sallanıp şıkırdayan kapılar yüzünden berber çırağı olmayı, bahşiş toplamayı, en önemlisi de arada bir, bir tas suyu kapı önüne serperek hem tozları önlemek hem de dükkânı serinletmek ...
Mkrtichʻ Markosean, Mıgırdiç Margosyan,
1995
7
Seyyahların aynasında şehirlerin Sultanı İstanbul - Sayfa 230
Boğaziçi'nin şıkırdayan dalgaları, koyu mavi renkleriyle gözü okşuyor ve sıcak güneş bulutsuz gökte parlıyor. Burada hiç kimse sokağın ortasında ya da en hoşuna giden neresiyse orada oturup bir çubuk tüttürmekten yahut bir kahve içmekten ...
Ümit Meriç, Fahrettin Yahşi, Temel Hazıroğlu,
2010
... menekşe, erguvan rengine girer, çınar ve söğüt yaprakları serin rüzgârlarla titrer, denizde mahbubeler yüzer, yavaş yavaş elektrikler yanıp ışıklar gülerken, peri masalına layık bir dekor karşısında şöyle, içinde buz parçaları şıkırdayan buğulu ...
Gümüş gibi şıkırdayan bir sesle güldü. Çabuk toparlandı ama, kaşları çatılıverdi, çenesi uzadı, somurttu. Akşamdan karar vermişti: Sonuna kadar dayatacak, onların o pislerin burnundan getirecekti. Gökyüzünü iyice kolladı yeniden. Aman bulut ...
10
Eski insanlar eski evler: 19. yüzyıl sonunda Beyoğlu'nun ... - Sayfa 77
Madam da kocasının içinde bulunduğu nazik durumu açık açık anlatınca : — İş buna kalsın demiş, size mangır lâzım değil mi? Ben veririm. Kapitalist dilenci jestlerle yaptığı bu konuşmanın ardından, kemerinde şıkırdayan sarı 77.
BABAGAN WARTA KANG NGLEBOKAKÉ ARAN «ŞIKIRDAMA»
Weruhi yèn pawarta nasional lan internasional wis ngomongaké lan kepriyé aran
şıkırdama digunakaké ing babagan warta iki.
Ev tandırı
Ama tencereden yağların şıkırdama sesi gelmeden kapak kesinlikle açılmayacak. Kızarmaya başladığını duyunca, eti ters düz edin ve diğer tarafını da kızartın. «Milliyet, Sep 08»