BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «SIYIRTMAK»
Temukaké kagunané saka
sıyırtmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
sıyırtmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Yeni Argo Sözlüğü: - Sayfa 219
dolu, silme dolu, ağzına dek dolu, sıvama sıyırmak - sıyırtmak • güç bir durumdan, bir tehlikeden kurtulmak- bu olaydan da sıyırttın, şanslı adamsın. sıyırtmak bkz • sıyırmak sızaki a. • “sızmak” eyleminden uydurma, sızıp kalmak anlamında ...
Bar karılarıdaöyledir: Onca işveyi, onca orostopolluğu bar dahilinde yaparlar, dışarı çıkmaya gelince cilve yapıp bitürlü çıkmazlar! Lâkindur! Bu ökçesiz,ütek halden sıyırtmak içinbak ben n'aptım? Gittim ayakkabı boyattım. Benmoralim bozuk ...
3
Cambridge Learner's Dictionary English-Turkish with CD-ROM
... it against something rough sıyırmak, sıyırtmak Maryfell and skinned her knees. o skinhead /'skınhed/ noun |C] a man who has extremely short hair, especially one who behaves in a violent way dazlak skinny /'skini/ adjective Someone who is ...
Cambridge University Press,
2009
4
Dilbilim yazıları - Sayfa 61
(Poppe 1960 : 11, 98, 139 ; Tsin 1977 : 334 ) 13. mKo. pusu - ' kırmak, bozmak, parçalamak ' . // Çağ. os - ' kemikten et sıyırtmak ' , Kzk. os - ' kamçı veya uzun ince ağaçla vurmak , yaralamak ' , Kıp. os - ' yarmak, balta ile vurarak kesmek ' .
Ayhan Sezer, Sabri Koç,
1990
5
XIII. [i.e. On üçüncü] yüzyıldan beri Türkiye Türkçesiyle ...
2, 18) sıyırtmak : Tarlalarda suyun düzgün akması için toprağı sıyırarak suya yol açmak. § Kârih [Ar.] : Su ardına düşüp sıyırdan l»jw> recül. (Bab. XVI. 1, 436) § Fellâh [Ar.] : öküzle yer süren çiftçi ve kesimci ve kiracı ve su sıyırdıcı ,jrss-* ve sucu ...
Ömer Asım Aksoy, Dehri Dilçin,
1971
6
Kırgız destanları: Destan özetleri ve destanlar, Er eşim, ...
Sıykırçısın muuntup, Sıyırtmak salıp tartkıla. Kara daba bigenin, Kakşatıp söögün çakkıla. 1 560 Kar ciligin çındırıp Cerge kiyre kakkıla. Ötün carıp sırtınan Esten ketkis kılgıla., Sanına çılbır burgula. 1 565 Sanat kılıp turgula. Sakaldarın culgula.
Sagymbaĭ Orozbak uulu, Samar Musaev, Abdyldazhan Akmataliev,
2007
7
Ömer Fevzi Mardin: gazî ve sûfî - Sayfa 129
Bundan önceki bölümde işlediğimiz "dinin siyasallaştırılması" sürecinin nasıl diktatörlüklere yol açtığı ve zalim idarelerin de kötü iktidarlarından dikkatleri sıyırtmak için dış politikada macera aradıklarına ilişkin değerlendirmelerini hatırlayınız.
8
Dili, deyimleri, mahallı̂ oyunları, manzum bilmeceleri, ve ... - Sayfa 42
SIYITTIRMAK: İki şeyin birbirini çok yakından sürtmesi, sıyırtmak. SIZGIT : Kışın yemek için kavrulup saklanan kemikli küçük parçalanmış et. «Kemikli sızgıt : Önceden kavrulmuş kemikli et.» SİDDl : Altmışlık yaşlı hanımlara denir. (Arapça altmış ...
9
Divanü lûgat-it-Türk tercemesi - 4. cilt - Sayfa 320
III, 445-4; III, 445-1 ; III, 445-4; = kazıtmak, sıyırtmak. Krş. : Rad., Kaz., Tel. — kırdır —. II, 190-19; II, 190-16; II, 190-18 ; sakat. Krş. : Rad., Kkg. — kırık = kırık. I, 382-20 ; - dı — r kırtışlan — dı — ur kırtla — dı — r kırtur — dı — ur — er = çolak.
Maḥmūd Kāshgarī, Besim Atalay,
1986
10
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 211
... kızan- mak (kızakla -), pıntmak, pırtmak, portmek, sağılmak, sayıpmak, sayp- mak, sırpmak, sıyırtmak, söymek, taymak, zağlamak ( süreatle -), zağmak, zılarmak, zılmak, zıvla- mak, zıymmak ~ zırbınmak (buzda -), zıymak, züğüldemek. kaymak ...