Tegesé saka "ürküntü vermek" ing bausastra Basa Turki

PANGOCAP SAKA ÜRKÜNTÜ VERMEK ING BASA TURKI

ürküntü vermek

APA TEGESÉ ÜRKÜNTÜ VERMEK ING BASA TURKI?

Definisi saka ürküntü vermek ing bausastra Basa Turki

Ngguyu kanggo ajrih.

PERTALAN SAKA ÜRKÜNTÜ VERMEK

Weruhi pertalan saka ürküntü vermek menyang 25 basa nganggo Basa Turki pamertal multi basa kita.

pertalan saka ürküntü vermek saka Basa Turki menyang basa liyané kang kasuguhaké ing perangan iki kajupuk saka pertalan statistik otomatis; ing ngendhi inti unit pertalan yaiku tembung «ürküntü vermek» ing Basa Turki.

• Pamertal Basa Turki - Basa Cina: 给吓了一跳
• Pamertal Basa Turki - Basa Spanyol: dar escalofríos
• Pamertal Basa Turki - Basa Inggris: give a fright
• Pamertal Basa Turki - Basa India: एक डर देना
• Pamertal Basa Turki - Basa Arab: إعطاء الخوف
• Pamertal Basa Turki - Basa Rusia: дать испуг
• Pamertal Basa Turki - Basa Portugis: dar um susto
• Pamertal Basa Turki - Basa Bengali: ভয় খাত্তয়ান
• Pamertal Basa Turki - Basa Prancis: faire peur
• Pamertal Basa Turki - Basa Malaysia: memberi ketakutan
• Pamertal Basa Turki - Basa Jerman: geben einen Schreck
• Pamertal Basa Turki - Basa Jepang: 恐怖を与えます
• Pamertal Basa Turki - Basa Korea: 공포 를 줄
• Pamertal Basa Turki - Basa Jawa: menehi wedi a
• Pamertal Basa Turki - Basa Vietnam: đưa ra một sự hoảng sợ
• Pamertal Basa Turki - Basa Tamil: ஒரு அச்சத்துடன் கொடுக்க
• Pamertal Basa Turki - Basa Marathi: हाय देणे
• Basa Turki: ürküntü vermek
• Pamertal Basa Turki - Basa Italia: dare uno spavento
• Pamertal Basa Turki - Basa Polandia: dać strachu
• Pamertal Basa Turki - Basa Ukrania: дати переляк
• Pamertal Basa Turki - Basa Romawi: da un spaimă
• Pamertal Basa Turki - Basa Yunani: δώσει έναν τρόμο
• Pamertal Basa Turki - Basa Afrikaans: gee geskrik
• Pamertal Basa Turki - Basa Swedia: ge en skräck
• Pamertal Basa Turki - Basa Norwegia: gi en skrekk

BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «ÜRKÜNTÜ VERMEK»

Temukaké kagunané saka ürküntü vermek ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening ürküntü vermek lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.

Türkiye Türkcesindeki Türkc̦e sözcüklerin köken bilgisi ... - Sayfa 995

ürküntü '1. yüzde çi- kan, yüzün baska yerlerine da- gilan çiban; 2. ergenlik' {DS.XI, 4069) flrkflrflk (hlk.) -> ürkek Orkflsflz 'Ürkü vermeyen' < ürk-ü+süz ürkü? 'Ürkmek isi veya durumu' < ürk-ü+§ ürküt-( '1. Ürküntü vermek; 2. korkutup kaçirmak; ...

Tuncer Gülensoy, 2007

Sütun - 2. cilt - Sayfa 552

Bu gölge* önünde en yavuz savaşçıların bile Donki- şotun durumuna düşmesi çok olağan. Bir medeniyet pusu bu. Bu gölgenin etkisi, vehim aşılamak, ürküntü vermek, hedef şaşırmak, bazı göze batacak olaylara karartma ödevini görmek olsa ...

Sezai Karakoç, 1969

Ağaçlar Çiçekteydi

Garip davranışları ve bazılarının kendi kendine konuşması bana ürküntü vermişti. Sanki onlar bildiğimiz insanlardan değil, birer hortlaktı! Yolda giderkenyaşlıbir hanım,hiç beklenmedik biranda avazı çıktığı kadar,hava saldırılarındaki o ürküntü ...

Gülsüm Cengiz, 2014

Deyimler Sözlüğü: Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi

... içip bitirmek. başa düşenmelamat: Başa gelen bela, ürküntü veren kaygı, derin sıkıntı. başa düşen musallat:Başa gelenbela, ürküntü veren kaygı, derin sıkıntı. başa düşen tovkı: Başagelen bela, ürkütücü kaygı,derin sıkıntı. başa düşmek: 1.

Mehmet Kara, ‎Mehmet Nebioğlu, ‎Cihan Dinar, 2014

Mediko-politik: epilepsi ile orgazm - Sayfa 62

Hep ürküntü'yü düşündüm, sadece "korku" değildi ve bir de ağlamak gerekmektedir. Korkmuş ve aynı ... Sus" diye kükredi, cebiden, annesinin gönderdik 1erinden bir dest ardı ve kendisi ile ürküntü için verdi "hek de verdi. * - boş tutarım ve ...

Yalçın Küçük, 2008

Türkiye büyülü hapishanem - Sayfa 28

... Ömer anladı, ürküntü'yü koruyor; ürküntü: "Bana da alın, param yok, mecbursunuz." diyormuş. Ömer kızdı. "Sus!" diye kükre- di, cebinden annesinin gönderdiklerinden bir deste para çıkardı, kendisi ve ürküntü için verdi. Özbek de para verdi.

Yalçın Küçük, 2005

Demir Ökçe

Ama bu ürküntü veren sessiz caddelerde bomboş duramazdık. Ernest neredeydi? Şaşılacak şey. İşçi kastlarıyla tutmaların şehirlerinde acaba neler neler oluyordu, Kalelerde? Sanki benim suallerime cevap vermek istermiş gibi uzaklığın ...

J. London, 2013

Günah kuşları - Sayfa 207

Ama yine de bana ürküntü veriyor. - Anlamadım? - Şey canım, bizimkiler tarafından görülmekten korkuyorum. Yine al başına belayı. Sen bilmez misin bizim aileyi. - Eda, sen adam olmazsın! Billahi olmazsın! Ayol kocandan ayrıldın sayılır, dul ...

Ali Özenç Çağlar, 2008

Kalpten Kalbe Terapi Mektupları:

21 Ekim 1993 / Berlin İmanın ateşlediği o güzel ümitler, saadet veren çileler ve Allah'a kul olmanın tattırdığı manevî lezzetler hep güçlendiriyor ... Aksi halde maddî mesafeleri düşünmek bile ürküntü veriyor ve “Nasılbu kadaruzakta olabilirim?

Vehbi Vakkasoğlu, 2012

Kerbelâ vakası ve Kerbelânın intikamı - Sayfa 254

Yezid'in kalbine büyük bir ürküntü vermişti. İradesini kaybederek: — Bunlar kim? demişti. Arkasından biri, kısaca cevap vermişti: — Ehli Beyt!... Yezidin çehresi bembeyaz kesilmişti. Ağır ağır geri çekilmiş; bir anda, ne yapacağını kestirememişti ...

Ziya Şakir, 1966