BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «YALABIMA»
Temukaké kagunané saka
yalabıma ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening
yalabıma lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.
1
Yeni Türk lûgati - Sayfa 865
Bir par. dösü yapmağa kâfi. Paris [i ] Fransanın merkezi olan şehir. Darıl [h] Çok parlamağı tasvir ederek mükerrer kullanılır:parıl parıl. Parıldama [i ] Nöbet nöbet parlama, yalabıma. Parıldamak Parlâmento Parıltı [i ] Parıldama, yalabıma, şaşaa, ...
İbrahim Alâettin Gövsa,
1930
2
Orta-Anadolu ağizlarindan derlemeler: Niğde, Kayseri, ... - Sayfa 261
Yadırganmış kimse, yabancı- yağlıh [ Um. ] Mendil. Yâömır[Yoz. ] Yağmur. yabışıh [ Yoz. ] Süs, yakışık. yalabıma [ Kay. ] Ufukta parlayan nokta. yalamah [ Kay ] Aşınmış şey. yalanı [ Kay- ] Bir ot nevidir. Yaprakları tüylü ve sarı çiçeklidir. yalbırdah ...
3
Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 62
... mikrosinema protonema neşvünema krema sema sema alâimisema şema tema tema magma sentagma paradigma dogma ağma çağma sağma eleğimsağma yağma yağma sığma yığma boğma doğma koğma brahma ıhma yalabıma acıma ...
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu, Efrasiyap Gemalmaz,
2004
4
La geste de Melik Dānişmend: étude critique du Dānişmendnāme
T. yalabıma, etincellement ; kılıc yalabıması, l'etincel- lement des epees. T. yatabımak, etinceler. T. yalıncak, nu. T. yaliyuz, yoluyuz, seul. T. yalman, yelman, la pointe d'une lance. T. yaman, mauvais. T. yaya, vers (avec l'ablatif). T. yaya, cote ...