Tegesé saka "yalazlanmak" ing bausastra Basa Turki

PANGOCAP SAKA YALAZLANMAK ING BASA TURKI

yalazlanmak

APA TEGESÉ YALAZLANMAK ING BASA TURKI?

Definisi saka yalazlanmak ing bausastra Basa Turki

nyala api nyegerake nyala.

yalazlanmak Ateş alevle yanmak, alevle tutuşmak.

PERTALAN SAKA YALAZLANMAK

Weruhi pertalan saka yalazlanmak menyang 25 basa nganggo Basa Turki pamertal multi basa kita.

pertalan saka yalazlanmak saka Basa Turki menyang basa liyané kang kasuguhaké ing perangan iki kajupuk saka pertalan statistik otomatis; ing ngendhi inti unit pertalan yaiku tembung «yalazlanmak» ing Basa Turki.

• Pamertal Basa Turki - Basa Cina: yalazlan到
• Pamertal Basa Turki - Basa Spanyol: yalazlan a
• Pamertal Basa Turki - Basa Inggris: yalazlan to
• Pamertal Basa Turki - Basa India: करने के लिए yalazlan
• Pamertal Basa Turki - Basa Arab: yalazlan ل
• Pamertal Basa Turki - Basa Rusia: yalazlan в
• Pamertal Basa Turki - Basa Portugis: yalazlan para
• Pamertal Basa Turki - Basa Bengali: yalazlan করতে
• Pamertal Basa Turki - Basa Prancis: yalazlan à
• Pamertal Basa Turki - Basa Malaysia: untuk yalazlan
• Pamertal Basa Turki - Basa Jerman: yalazlan zu
• Pamertal Basa Turki - Basa Jepang: yalazlanへ
• Pamertal Basa Turki - Basa Korea: 에 yalazlan
• Pamertal Basa Turki - Basa Jawa: kanggo yalazlan
• Pamertal Basa Turki - Basa Vietnam: yalazlan để
• Pamertal Basa Turki - Basa Tamil: yalazlan செய்ய
• Pamertal Basa Turki - Basa Marathi: yalazlan करण्यासाठी
• Basa Turki: yalazlanmak
• Pamertal Basa Turki - Basa Italia: yalazlan a
• Pamertal Basa Turki - Basa Polandia: yalazlan do
• Pamertal Basa Turki - Basa Ukrania: yalazlan в
• Pamertal Basa Turki - Basa Romawi: yalazlan la
• Pamertal Basa Turki - Basa Yunani: yalazlan να
• Pamertal Basa Turki - Basa Afrikaans: yalazlan om
• Pamertal Basa Turki - Basa Swedia: yalazlan till
• Pamertal Basa Turki - Basa Norwegia: yalazlan til

BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «YALAZLANMAK»

Temukaké kagunané saka yalazlanmak ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening yalazlanmak lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.

Türk Söylence Sözlüğü: Turkish - Turkic Mythology ... - Sayfa 161

Yalazlanmak, Yaldız sözcükleri ile aynı kökten türemiştir. Yalkı kelimesi Anadolu Türkçesinde ışık anlamı taşır. [TKA: Jalgın ] JALMUS: Dev. Eşdeğer: YALMUZ, YALMUS Masallarda adı geçen devâsa bir yaratık. Genellikle insan biçimli olarak ...

Deniz Karakurt, 2011

Refik Halit Karay: hayatı ve eserleri - Sayfa 77

Ağırsamak, duraksamak, kurumsuz, havadaki yüklülük, gelişmek, gönüldeki çöküntü, yatık, pörsük ruh, kalbin hafif hafif aksaması, filizlerin yeşermesi, akçıl saçlar, çocuksu sevda, yarasıldık, yalazlanmak, gibi sözler pek mâ- nâh ve münis.

Osman Nuri Ekiz, ‎Refik Halit Karay, 1984

Yeni Türk lûgati - Sayfa 24

Alevlendirmek [f ] Alev çıkarır hale getirmek, tutuşturmak, iştial ettirmek. [c Şiddetini artırmak, hiddet ve gazebini tahrik etmek. Alevlenmek (f Alev çıkarmak, yalınlamak, yalazlanmak, tutuşmak, [C} Gazaba gelmek, hiddetlenmek, şiddeti artmak.

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Dil kılavuzu - Sayfa 591

... yalap yalap yalatmak yalayici yalaz (alev) yalaza (alev) alazlamak yalazlanmak yolçin yaldirak (parlayan) yaldiz yaldizci0 múzehhip, tezhipçi yaldizcilik yaldizlama0 tezhip yoldizlamak° tezhip etmek yaldizlonmak yoldizlatmak yalchzh" dore, ...

Nijat Özön, 1985

Çağdaş Türk edebiyatı - 2. cilt - Sayfa 371

... durmuş bekleşir mustafa'm mustafa kemal'im nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin şol yüzünde güneş südü sıcaklık ellerinden öperim mustafa kemal senin dalın yaprağın biz senin fidanların Attilâ İlhan 371.

Şükran Kurdakul, 1986

Hanife Nine'den öyküler - Sayfa 21

Tavukları çoğaldı. Ortasından, güneşle yalazlanmış sular akan koskocaman bir çiftliğe dönüşüverdi her- şey. Sularda ak giysileriyle melekler yunuyor, kimileri de göğe doğru uçuyordu. İnekler, danalar, koyunlar, kuzular çoğalıyordu durmadan!

Nadir Gezer, 1981

20. yüzyıl Türk şiiri antolojisi - Sayfa 117

kemal'im der günler günü çağrışır kahrolur bulutlara karışır gök bulut yaşmak bulut uca dağlar dev boyunlu morca dağlar divan durmuş bekleşir mustafa'm mustafa kemal'im nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin ...

İlhami Soysal, 1973

5. Uluslararası Türk Dil Kurultayı, 2004 - Sayfa 733

1 kavur-sı "hafif ateşte tütsülenmiş, ütülenmiş yalazlanmış yün ve keçe" tüt-si "tütmek", "tüt- tütmek, duman çıkarmak"; yat-sı "yatma zamanı (yat- yatmak, uzanmak" 2. Mastar olarak kullanımı: Ekin bu fonksiyonunu sadece Eski Türkçede tespit ...

Türk dil kurumu, 2004

Üṣüyen sokak: roman - Sayfa 237

Ve karanfil Nuri önce Zöhre hanımın dolu göğüslerine bakıyor, sonra da elini kaldırıp sigara ateşiyle yalazlanmış bıyığını buruyor, iki parmağıyla. Ya Kazanski? Ne komik adamdı şu Kazanski! Pilibaşı'nda saçak oluğunu tamir ettiği gün gidip ...

Cengiz Daǧci, 1972

Sonsuza uyanan taşlar - Sayfa 90

Bir süre önce yukarda albenisi yalazlanmış Baykal Gölü'nün güney kıyılarıyla karşı karşıya kaldıklarında ne duymuşsa Strahlenberg, şimdi burada ikindiye dönen bir öğle üstü saatinde Orhun Vadisi'nin bu yaradılış sessizliğini dinlerken de ...

Mustafa Necati Sepetçioğlu, 1981