Tegesé saka "yülgü" ing bausastra Basa Turki

PANGOCAP SAKA YÜLGÜ ING BASA TURKI

yülgü

APA TEGESÉ YÜLGÜ ING BASA TURKI?

silet

Ustura

A cukur, utawa klambi, yaiku piso sing cetha sing bisa digulung lan digunakake kanggo cukur. Iki diarani nggambar gambar mesin sing ngidini benda kerja tetep tajem. Iki minangka proses grinding banget cahya, sing diulang ing saben kulit sadurunge saben nggunakake rag menyang sabuk kulit khusus putty-Applied. Proses penggilingan dilakokake ing felt dikompress, banjur blades visor dijupuk lan siap digunakake. Saiki, jinis rakun iki diganti karo jinis sing tetep saka cukur sing bisa dibuwang sawise digunakake ing tutuk.

Ustura, ya da yülgü, tıraş olmada kullanılan, katlanıp kapanabilen çok keskin bıçaktır. Usturanın keskin kalmasını sağlayan işleme kılağısını alma denir. Bu, çok hafif bir bileme işlemi olup, usturanın her kullanımından önce üzerine özel macun sürülmüş deri bir kayış üzerinde tekrarlanır. Bileme işlemi ise sıkıştırılmış keçe üzerinde yapılır ve daha sonra usturanın kılağısı alınıp kullanıma hazır hale getirilir. Günümüzde bu tip usturaların yerini, ağzına kullanıldıktan sonra atılabilen jiletlerden sabitlenen tipler almaktadır.

Definisi saka yülgü ing bausastra Basa Turki

piso, piso sing digunakake kanggo cukur, cukur.

yülgü Tıraş için kullanılan bıçak, ustura.

PERTALAN SAKA YÜLGÜ

Weruhi pertalan saka yülgü menyang 25 basa nganggo Basa Turki pamertal multi basa kita.

pertalan saka yülgü saka Basa Turki menyang basa liyané kang kasuguhaké ing perangan iki kajupuk saka pertalan statistik otomatis; ing ngendhi inti unit pertalan yaiku tembung «yülgü» ing Basa Turki.

• Pamertal Basa Turki - Basa Cina: yülg的
• Pamertal Basa Turki - Basa Spanyol: yülg la
• Pamertal Basa Turki - Basa Inggris: yülg the
• Pamertal Basa Turki - Basa India: yülg
• Pamertal Basa Turki - Basa Arab: yülg لل
• Pamertal Basa Turki - Basa Rusia: ЮЛГ
• Pamertal Basa Turki - Basa Portugis: yülg o
• Pamertal Basa Turki - Basa Bengali: yülg
• Pamertal Basa Turki - Basa Prancis: yülg la
• Pamertal Basa Turki - Basa Malaysia: yülg yang
• Pamertal Basa Turki - Basa Jerman: YULG die
• Pamertal Basa Turki - Basa Jepang: yülg
• Pamertal Basa Turki - Basa Korea: yülg
• Pamertal Basa Turki - Basa Jawa: yülg ing
• Pamertal Basa Turki - Basa Vietnam: yülg sự
• Pamertal Basa Turki - Basa Tamil: yülg
• Pamertal Basa Turki - Basa Marathi: yülg
• Basa Turki: yülgü
• Pamertal Basa Turki - Basa Italia: yülg il
• Pamertal Basa Turki - Basa Polandia: yülg
• Pamertal Basa Turki - Basa Ukrania: ЮЛГ
• Pamertal Basa Turki - Basa Romawi: yülg
• Pamertal Basa Turki - Basa Yunani: yülg η
• Pamertal Basa Turki - Basa Afrikaans: yülg die
• Pamertal Basa Turki - Basa Swedia: yülg den
• Pamertal Basa Turki - Basa Norwegia: yülg den

BUKU BASA TURKI KAKAIT KARO «YÜLGÜ»

Temukaké kagunané saka yülgü ing pilihan bibliografi iki. Buku kang kakait dening yülgü lan pethikan cekak kang padha kanggo nyediyakaké panggunané ing sastra Basa Turki.

Türkiye Türkcesindeki Türkc̦e sözcüklerin köken bilgisi ... - Sayfa 1192

'Ustura' -> yülgü = Ol. yüligü (DLT) <yÜU- 'tiras etmek'+-£« Bk. yülü- An.agl.: yülügen (DS.XJ, 4329) yflleme ol-[ 'Tüyü dökülmek' < yuli-me Bk. yflltt- yület-[ (hlk.) 'Balta, biçak gibi gereçlerin agzini açtirmak bilet- mek' = Ol.yülit-.yülüt- (DLT) ...

Tuncer Gülensoy, 2007

Yeni Türk lûgati - Sayfa 1255

Yülgü [i ] Ustura. Yülgücü [ i ] Tıraş eden adam, berber. Yülüğen [i] Ba: yülgü. Yülük [s] Tüyleri yolunımuş, tüysüz. - Yülümek [f Çekip koparmak, yolmak. Tıraş etmek. Yün [i ] Koyun tüyü, yapağı. Sof. (s) Yünden mamul. Yün [i ] Taraf, cihet, yan, ...

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Yeni imlā kilavuzu - Sayfa 237

yülgü. yudum yumuşak yuvak yülüğen yuf yumuşakçalar yuvalamak yülük yufka yumuşamak yuvar yülümek yuha yuna yuvarlak yün yuhalamak yunak yuvarlamak yünlü yukaç Yunak yuvgu yüpürmek yukarı Yunan yuvgulamak yürek yukarıda ...

Türk Dil Kurumu, 1965

Phonological Variants and Dialect Identification in Latin ... - Sayfa 186

FIIIIIIEI PDIÉE HEP DDHIHIIIUIIII 119 51' REP H H ¿Hal Ч Bb SÜHETIHEÈ RURAL lill з 161115 Cf CÈIIHTIIYI CII IIHBIÃ IÈI 61' FIIEDLIENT YULGÚ В Llïllt CDLDHBII. III 61' РПЕШЕНТ ПЦЁТП: Bßllïll ЕЩЁ 131 5 "IEIITIJ RICO III 5 REF' ...

Melvyn C. Resnick, 1980

Flora cestrica: an attempt to enumerate and describe the ... - Sayfa 92

Yulgù — White grass. Root perennial. Culm 2 to 3 feet lory, slender, often oblique, or decumbent, geniculate, branched, striate, smooihish: nodes retrorsely pilose. Leaves linear- lanceolate, acute, keeled, striate, roughish : sheaths deeply ...

William Darlington, 1837

Terim sorunları ve terim yapma yolları - Sayfa 177

... özünde değişmeden kalan idealist kavram, cevher" anlamında kullanılan töz ile fizik terimi oylum (hacim) halk ağızlarından alınan sözlerden birkaçıdır. çalgın (kötürüm, felç), yetik (bilgin, kâmil), yolak (patika), yülgü (ustura), susak (maşrapa), ...

Hamza Zülfikâr, 1991

Türkçe yazım kılavuzu - Sayfa 235

... yüzdelik yüzüksü yücelti yüküm yüzden i yüzülmek yüceltmek yükümlü yüzdürmek yüzünden yük, -kü yükümlülük yüzdürülmek yüzüstü yüklem yükünmek yüzer yüzyil yükleme yülgü yüz er yüzer yüzyillik zaaf Zaireli zangirdamak zarp zabit.

Feridun Narin, ‎Erdinç Uzun, 1984

Yeni yazım (imlâ) kılavuzu - Sayfa 242

... -nu yüreklilik yüreksiz yüksükotu, -nu yürük yüzeysel yüzsüz yüksünmek yürümek yüzgeç yüzük yüküm yürürlük yüzgeçayakbJar yüzükoyun yükümlü yürütmek yüzgörümlüğü, yüzükparmağı yükünmek yürütüm -nü □m yülgü yürüyüş yüz ...

Türk Dil Kurumu, 1970

Türkçe sözlük'ün ters dizimi: Türkçe (SST) sözlük ... - Sayfa 397

... örgütçü öğütçü flütçü gülütçü sütçü paraşütçü ciharıdü gündöndü fırdöndü mumsöndü sığırödü ayın on dördü çehre züğürdü Büdü pencüdü güdü içgüdü keçi söğüdü sepetçi söğüdü şeşüdü sebayüdü ekmek küfü limonküfü yülgü döngü kısır ...

Belgin Tezcan Aksu, ‎Abdurrahman Tariktaroğlu, ‎Efrasiyap Gemalmaz, 2004

Türkçeʾde Eş ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü - Sayfa 191

CANSIZ, KiBAR, NAZLI, SESSIZ, UTANGAC, UYSAL, UYUSUK. k: -AFA- CAN, yaramaz. u st иrл -iilet -yülgü. d: -tiras biçagi. a: -tüydö- ken. bkz -BIÇAK, SATIR. TESTERE. u s u I с a с i k -agir -agirca -hafifçe -hafiften -ses- sizce -sü'künetle ...

Ülkü Yalım, ‎Özcan Yalım, 1983