터키어에서 KEDERLENDIRMEK 의 뜻은 무엇인가요?
터키어 사전에서 «kederlendirmek» 의
원래 정의 보기를 원하면 클릭하세요
한국어 사전에서
자동 번역 보기를 원하면 클릭하세요
터키어 사전에서 kederlendirmek 의 정의
슬픔을 슬퍼하고, 슬픔으로 인도하고, 고난을 당합니다. kederlendirmek Keder, üzüntü duymasına yol açmak, acı vermek.
터키어 사전에서 «kederlendirmek» 의
원래 정의 보기를 원하면 클릭하세요
한국어 사전에서
자동 번역 보기를 원하면 클릭하세요
«KEDERLENDIRMEK» 관련 터키어 책
다음 도서 목록 항목에서
kederlendirmek 의 용법을 확인하세요.
kederlendirmek 에 관련된 책과 해당 책의 짧은 발췌문을 통해 터키어 서적에서 단어가 사용되는 맥락을 제공합니다.
1
Azerbaycan Türkçesi sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 259
Derdini tezelemek Unutulmuş acı bir hadiseyi hatırlayarak manevi ıstırap vermek, kederlendirmek. Derd - bela is. far. Derde, kaygıya, ıstıraba sebep olan durum; ıstırap veren veya korkunç hadise.//Hastalık. Derdbilen is. Başkasının derdini ...
2
Muʻînî'nin Mesnevî-i Murâdiyye'si: cilt. Gramer-sözlük - Sayfa 320
6245 mahzun e'mek, kederlendirmek 1098. 2018. 2505 kederlendirmek. hüzün vermck 3126. 3148 kederlenmek, hüzünlenmek, mahzun olmak 2149 länetlenmis, kovulnus 373, 4744 siiimlacak yer 3603 ülke, memleket 904, 4816 avlanmis.
Jalāl al-Dīn Rūmī (Maulana), Muînî, Kemal Yavuz, 2007
3
Tarama dergisi: Osmanlıcadan Türkçeden söz karşılıkları
Kaygas, Mucize. Kaygi, Endiçe, gaile, hüzn [hüzün], keder, merak. Kaygilandirmak, Kederlendirmek. Kaygilanmak, Magium olmak, merak etmek, muztarip olmak, müteellim olmak. Kaygilanmi§, Müteessir. Kaygih, Gaileli, gamli, hazin, ke- derli, ...
Bizi kederlendirmek için, bizi felâketlerin girdabında boğmak için bütün imkânlarını seferber etmişlerin inadına, toparlan!Onları ümidin tokadıyla tokatla, anneciğim!” Melâhat Hanımın uçuk dudaklarında bir tebessüm. Ümidin tatlı tebessümü ve ...
Tasavvufî muhabbetler,insana ağırlık vermek içindeğildir. İnsanın kesafetini, üzüntüsünü arttırmak için değildir. İnsanı kederlendirmek için dedeğildir. Tam tersine, insanın ruhuna terapidir. İnsanı bütün ağırlığındanve mâsivâsındanarındırır.
6
Cambridge Learner's Dictionary English-Turkish with CD-ROM
You sad man! m sadness noun [U] keder, üzüntü sadden /'saed'n/ verb |T] formol to make someone feel sad or disappointed üzmek, keyfini kaçırmak, kederlendirmek [often passive] We ıvere saddened byhis death. saddle1 /'stedl/ noun |C| 1 a ...
Cambridge University Press, 2009
Harem dedikoducularından öğrendiği şey o kadar kederlendirmiş ki Tatargüzelini, kendini Harem avlusundakisedir ağacınasessizce asmış.Yaptığıyanlışı farkedenve bunun arkasındanakkaşın kendi üslupve kişilikmerakı olduğunu gören Han ...
Ondan uzakta ve yalnız başıma geçireceğim doğum günümbeni kederlendirmiş, kendikendime “Şimdi o yanımda olsaydı mutlaka hediyemi getirir, benibir yaş daha fazlagösterir, bana takılmadan edemezdi” diye düşünüyordum.
Öyle ise muhterem kardeşim, sakın hiçbir şekilde kimseyi incitme, darıltma, hüzünlendirme ve kederlendirme, elinden geldiği kadar müslüman kardeşine, özellikle akrabalarına vekomşularına karşıdaima iyilik yapmaya gayret et.
Orhan Pamuk'un "En renkli ve iyimser romanım" dediği Benim Adım Kırmızı, yazarın dünyada şimdiye dek en çok satan romanı oldu; Fransa ve İtalya'da yılın kitabı seçildi, dünyada bir romana verilen en prestijli ödüllerin ...
