터키어에서 KIVRAMAK 의 뜻은 무엇인가요?
터키어 사전에서 «kıvramak» 의
원래 정의 보기를 원하면 클릭하세요
한국어 사전에서
자동 번역 보기를 원하면 클릭하세요
터키어 사전에서 kıvramak 의 정의
주름, 주름, 모여, 주름. / 빨리 걷는다. 행동을 취하는 것. kıvramak Buruşup toplanmak, kıvırcık duruma gelmek. / Hızlı yürümek. / Harekete geçmek.
터키어 사전에서 «kıvramak» 의
원래 정의 보기를 원하면 클릭하세요
한국어 사전에서
자동 번역 보기를 원하면 클릭하세요
«KIVRAMAK» 관련 터키어 책
다음 도서 목록 항목에서
kıvramak 의 용법을 확인하세요.
kıvramak 에 관련된 책과 해당 책의 짧은 발췌문을 통해 터키어 서적에서 단어가 사용되는 맥락을 제공합니다.
1
Türkçe ikilemeler sözlüğü: tanıklı - Sayfa 268
(Naci Gümüş, Yeni Şafak Gazetesi, 12.01.2004) evlüm çerlüm (DS-V) Görgü, yetenek. evmek kıvramak Çabuk ve acele davranmak./Bir davranışa başlamak için çabuk ve çevikçe devinmek. Haydin ulan sersemler!" dedi. "Evmek kıvramak yok ...
2
Türkçenin grameri - Sayfa 221
... hayvan sesleri veren fiiller : anramak (arşları) tnramak (köpek) okramak (at) kökremek (sığır) şakramak (kuş) çok- ramak çıhramak çihremek gibi. b. Bazı hareketleri gösteren fiiller : titremek tepremek ktpraşmak kıvramak YAP1BİLGİSİ 221.
3
Kayseri ağzı: Sözcükler - Sayfa 400
kıvıldamak "kıvıldaşmak" Birçokları bir arada bulunan karınca, ufak kurt hayvancıklar kımıldayıp kaynaşmak. * kıvıştamak "kıvışdamak" Cansız gibi, uyuyor gibi, dururken yavaş yavaş kımıldamak. * kıvıştı Hareket, kımıldama. * kıvramak (mec.) ...
4
Arkadaş Türkçe sözlük - Sayfa 630
2 kıvrak davranış. kıvramak (nsz) 1 fazla bükülerek buruşmak, kıvırcık duruma gelmek, buruşup toplanmak. 2 ha. hızlı yürümek. 2 lıa. harekete geçmek, davranmak kıvrandırmak(-ı) 1 kıvranmasına yol açmak 2 mec. aa çektirmek, çok üzmek.
5
Yüksek fırınlar: roman - Sayfa 278
Ne ivmek vardır, ne kıvramak! Yaz kış, ilkbahar sonbahar, kağnı tekeri gibi yavaş gider! Koştur babam koştur Almanya'da! Kalp hastası olduk hepimiz!..» Deri ceketini taktı sırtına. Koca İbrahim'inkini de askıdan alıp uzattı. İçeri koştu sonra.
6
Gençler için nutuk - Sayfa 95
... kıskacı kocuşmak kesik kıskacılık koçan kesim kısmık koçmak kesinmek kışla kodoş keskenmek kışlak kokak kesmik kışlamak kokmak keş kıtır kokundan keşen kıvıl kokuşmak keşiklemek kıvracık kolan keşkek kıvrak koltuk kete kıvramak kom ...
Mustafa Kemal Atatürk, Sinan Bayraktar, 2006
Kafası hâlâ karmakarışık. "Hazırlık göreyim mi, görmeyeyim mi?" diye düşünüyor, kaynanasının yüzüne bakamıyor. Ondan da korkuyor, Bayram'dan da. Akşamüstü, Bayram'ın sabrı tükendi. "Haydin ulan sersemler!" dedi. "Evmek kıvramak yok ...
8
Üçüncü Uluslararası Türk kültürü kongresi bildirileri: ...
Yaşayan dilimizdeki "kıbramak/kıvramak"t& da, bu anlamı görüyoruz. /. Yeryüzünde resmen ilk Hıristiyan Devleti olan Türkmen/Arsaklı- lar (Arşakunik, M. S. 51-2-428)da, Eski-Türk Toresi'nin Aziz-Greguvar (301-325) MezhebVne Girmesi ...
Alev Kâhya-Birgül, Atatürk Kültür Merkezi (Ankara, Turkey)., 1999
9
Türkiye'de halk ağzindan söz derleme dergisi - 5. cilt - Sayfa 421
... eşmek, evkelemek (kadınlar salına salına -), gopuşla- mak [bk. dığrayıvermek], hingilde- mek (sendeleyerek -), kay dalamak (kıvrak - ), kıfıtmak [bk. abcal abcal - ], kıpırtmak, kıvramak [bk. dığrayıvermek], kıvranmak, koduş- lanmak [bk. aabcal ...
10
Yeni Türk lûgati - Sayfa 573
Kıvrak [s ] Kangal olmuş, pek ziyade kıvrılmış, Derlitoplu, becerikli. Canlı, ateşli, çalâk. Nazlı, cilveli, ynak, açık. Kıvramak [f Bükülüp *uruşmak, kıvırcık olmak. Kıvrılmak [f] İğrilip ükülmek, çekilip toplan - ıak. Kangal olmak. Kat - ınmak, bükülmek.
İbrahim Alâettin Gövsa, 1930
