«UÇUKLAŞMAK» 관련 터키어 책
다음 도서 목록 항목에서
uçuklaşmak 의 용법을 확인하세요.
uçuklaşmak 에 관련된 책과 해당 책의 짧은 발췌문을 통해 터키어 서적에서 단어가 사용되는 맥락을 제공합니다.
1
İmlâ kılavuzu - Sayfa 263
ubudiyet ucube ucunucun ucu ucuna UCU2 ucuzlamak ucuzlatmak ücuzluk,-gu uç,-cu uçak,-gi uçaksavar uçar uçan uçanlik,-gi uçkun uçlrar uçkurluk,-gu uçlanmak uçmak uçsuz uçuk,-gu uçuklama uçuklamak uçuklasmak uçuklastirmak ...
Atatürk Kültür, Dil, ve Tarih Yüksek Kurumu (Turkey), 1988
2
İmlâ kılavuzu - Sayfa 249
... ugru ulûfeci uckurluk,-gu ugrulamak Ulukisla uçmak ugruluk,-gu ululamak UÇSUZ ugrun ugrun ulûm uçuk,-gu uguldamak ulumak uçuklama ugultu ulu orta uçuklamak ugur ulus uçuklasmak ugurlama Ulus uçurtma ugurlamak ulusal uçurum ...
3
Vahidettin, M. Kemal ve milli mücadele: yalanlar, ... - Sayfa 516
Tesirli İngiliz sessizliğinin içinde, yüzleri te- vekküllü bir heyecanla uçuklaşmış olan Türkler inmeğe başladılar. Fotoğraf makineleri hemen, tüfekler kurulur gibi kısa ve ani, çıtırdadılar. Fakat bu haftanın aktüalitesine film yetişterecek sinema ...
4
İstiklâl yolunda: İlâvelerle ve yeni harflerle ilk basılış - Sayfa 76
Türk heyetinin bugünkü başarısı inönü'nden beri renkleri uçuklaşmış Yunanlılara daha endîşe verecek gibiydi. Zîrâ, her kelimesi besbelli Türk hakkını kanaatle tesbit ve iyzahla şerheden nutkumuz, Mecliste, — hiç olmazsa görünürde — gayet ...
Ruşen Eşref Ünaydın, 1960
5
Ruşen Eşref Ünaydın: bütün eserleri - Sayfa 249
İyi biliyorum ki Ali Sami'yi omuzlarımızın, başlarımızın üstünde taşıyarak kenara almıştık! Gözleri kapanmıştı; yüzü, ölü benzi kadar beyaz denecek derece sararmışı; buruşmuştu; içinin acısını dışarıya vurdurur gibi... Uçuklaşmış dudakları bir ...
Ruşen Eşref Ünaydın, Necat Birinci, Nuri Sağlam, 2002
6
Tarihî odalar - Sayfa 22
Abdülhamid Efendi biraderinin huzuruna girdiği vakit, kendisini (ağzının etrafı küçüklü, büyüklü uçuklaşmış, gözlerinin akı ziyadeleşmiş, sararmış ve bebekleri küçülmüş, yüzü morarmış bir halde) görmüş ve yeni padişah (birader halime bak, ...
Halûk Y. Şehsuvaroğlu, 1954
7
Ahmet Haşim şiiri ve hayatı - Sayfa 151
Birden' bu nağmenin sustuğunu duyduk ve artık herşeyin şiirini biraz daha uçuklaşmış buluyoruz. Haşim, inatçı, kısa, kesik-kesik ve ruha dolan nağmesiyle, «aşkın bu karanlık gecesinde» bir bülbül gibi ısrar eden Haşim, edebiyatımızda esasi ...
Abdülhak Şinasi Hisar, 1963
8
Dünyanın öptüğü kız: roman - Sayfa 39
Görmediği yalnız ben değildim salt... Özlediği, ya da özlemeyip te anmak istediği bir hayali de göremiyordu üste... Bu bombos, anlamsız bakışlar için, baska türlü düşünülemezdi. Sanki, daha uçuklaşmış mavisi gözlerinin... Elini sıktım yine.
İskender Fikret Akdora, 1966
9
Atatürkʼü özleyiş: hâtıralar - 1. cilt - Sayfa 92
O kadar ki, bir nevi sis tabakası ile kaplanmış havası, oraya akşamı, vaktinden önce sindirmişe benzeyor ; Senin sabırlı ve tutumlu yüzünü uçuklaşmış ve uzaklaşmış gösteriyordu. Öyle ki, ruhunu bunaltmış olacağı kolayca tahmin edilebilecek ...
Ruşen Eşref Ünaydın, 1957
10
Türk Edebiyatı - 333-338. sayılar - Sayfa 41
Son yıllarda tükenmez kalem de kullandığı için birçok harflerin bazı hatları uçuklaşmış. Bendeki mektuplarının birkaçı dışında hemen tamamı eski harflerle. İlk yazışmaya başladığımız yıllarda muhtemelen kendi neslinden arkadaşlarıyla da eski ...
