«EME SEME YARAMAMAK» संबंधित तुर्की पुस्तके
खालील ग्रंथसूची निवडीमध्ये
eme seme yaramamak चा वापर शोधा. तुर्की साहित्यामध्ये वापराचा संदर्भ देण्यासाठी
eme seme yaramamak शी संबंधित पुस्तके आणि त्याचे थोडक्यात उतारे.
1
Türkçe ikilemeler sözlüğü: tanıklı - Sayfa 253
Ramiz Bey, "Koskoca cihan imparatorluğunun kanını bu itler eme eme kuruttu, "dedi. (Ahmet Altan, Kılıç Yarası Gibi, s. 241) eme göme (yaramamak) (DS-V) Hiçbir işe yaramamak. * eme seme (yaramamak) İyi kötü hiçbir işe yaramamak, ...
2
XIII. asırdan günümüze kadar kitaplardan toplanmış ... - Sayfa 267
Emek yemek : Emek veTrniek, gpayret sarfetmek, zähmet et- mek. Ak sakalh bir коса bilmez ki hali nice Emek yemesin hacca bir gönül yikar ise (Yunus XIII-XIV.) Erne seme yaramamak : Hiç bir i§e yaramamak. § Nice eme seme yaramaz ta§ra ...
3
Örnekleriyle Türk halk şiirinde deyimler - Sayfa 84
Eme seme yaramamak: Ise yaradigi kabul edilmemek, mak- bule geçmemek, takdir edilmemek. Mukârin olma keme Yaramaz eme seme Nefsime ismarlama Meded senden meded Hayy Aziz Mahmud Hüdâyî, 16. yy. Emegi geçmek: Bir seyin ...
4
Evliyâ Çelebi ve Seyahatname - Sayfa 5
— ; Z,— ; TD, — ; DS, 1 703 eme seme yaramamak "hiçbir işe yaramamak" Nice eme seme yaramaz taşrakiler sandıkları gibi şeyler verip (Ev. II, 414) TS III, 1463 D, 35; M, I, 406 em ü sem; B, — ; R, 192 em; LL, 258 em etmek; KT, ...
Nuran Tezcan, Kadir Atlansoy,
2002
5
Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 143
Emek çekmek/vermek: 1) Bir şeyin düzgün, güzel, iyi olması için özenle çok çalışmak. 2) Bir kimsenin yetişmesi için büyük çaba harcamak. Eme seme yaramamak: İşe yaradığı kabul edilmemek. Bir derde derman olmamak. Eme yaramak: İşe ...
6
Anadilimizin söz denizinde: sözcükler, ikilemeler, ... - Sayfa 50
S. III) eme seme yaramamak deyimine rastlanıyordu. Aynı deyimi biz, bugün Kızılcahamam (Ankara) çevresinde duymuş bulunuyoruz. "Hekim" kavramı, daha Yenisey yazıtlarında ota- türevi olarak otaçı biçiminde geçiyordu (Şan- çi I,3).
7
Türk atalar sözü hazinesi - Sayfa 370
Eme seme yaramamak. (Ş.) (EBT.) (ÖÂA.) Emir büyük yerden (gelmek). (ÖÂA.) Emreyle, fındık kabuğunun içine gireyim. (Ş.) (ÖÂA.) • Endâzeye gelmek. (ÖÂA.) Endâse (ölçüye) vurmak. (ÖÂA.) Eninde sonunda (önünde sonunda). (ÖÂA.) ...
İsmail Hilmi Soykut,
1974
8
Gençler için nutuk - Sayfa 91
düğürcük em ettoprak dümbelek eme seme yaramak etyaran dünürcü eme yaramak evlere şenlik emcek evdeş dürme emen evecen dürii emik evermek dürüm emlemek evgin düşüt emme evin düver emmi evinlemek düzen emzik evinli ebe ...
Mustafa Kemal Atatürk, Sinan Bayraktar,
2006
9
Türkçenin yapılışı: mukayeseli Türk gramerine hazırlık ... - Sayfa 36
mukayeseli Türk gramerine hazırlık irdemleri Ahmet Cevat Emre ... alaca bulaca, alan talan, ara sıra, eğri büğrü, ekten bükten, (buradan: entten püf ten), eme seme yaramaz, ucu bucağı yok, ağladı sızladı (Es- Yaz. yuğladı sığtadi) vb. vb.
10
Türkçeʾde Eş ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü - Sayfa 206
... iY¡, UGURLU, UYGUN, VERiMLi. k : -YARARSIZ. yararsiz -battal -beyhude -bos -faydasiz -fuzulî -geçersiz -gereksiz -hayrrsiz -hükümsüz -kârsiz -kultanissiz -lüzumsuz -muattal -nafile -vatii -yaramaz -zait. d : -ci faide -eme seme yaramaz -ha- ...
Ülkü Yalım, Özcan Yalım,
1983