तुर्की शब्दकोशामध्ये "kibarlık akmak" याचा अर्थ

तुर्की मध्ये KIBARLIK AKMAK चा उच्चार

kibarlık akmak

तुर्की मध्ये KIBARLIK AKMAK म्हणजे काय?

तुर्की शब्दकोशातील kibarlık akmak व्याख्या

नम्रपणे वागणे

KIBARLIK AKMAK चे भाषांतर

आमच्या तुर्की बहुभाषी भाषांतरकर्त्यासह kibarlık akmak चे 25 भाषांमधील भाषांतर शोधा.

या विभागात सादर केलेल्या तुर्की चा kibarlık akmak इतर भाषेतली भाषांतरे स्वयंचलित सांख्यिकीय भाषांतराद्वारे प्राप्त झाली आहेत; जिथे आवश्यक भाषांतर युनिट तुर्की चा «kibarlık akmak» हा शब्द आहे.

• भाषांतरकर्ता तुर्की - चीनी: 流动文明
• भाषांतरकर्ता तुर्की - स्पॅनिश: civilidad fluir
• भाषांतरकर्ता तुर्की - इंग्रजी: flow civility
• भाषांतरकर्ता तुर्की - हिन्दी: सभ्यता का प्रवाह
• भाषांतरकर्ता तुर्की - अरबी: تدفق الكياسة
• भाषांतरकर्ता तुर्की - रशियन: вежливость течь
• भाषांतरकर्ता तुर्की - पोर्तुगीज: fluir civilidade
• भाषांतरकर्ता तुर्की - बंगाली: উদারতা প্রবাহিত
• भाषांतरकर्ता तुर्की - फ्रेंच: civilité circuler
• भाषांतरकर्ता तुर्की - मलय: kebaikan mengalir
• भाषांतरकर्ता तुर्की - जर्मन: fließen Zivilität
• भाषांतरकर्ता तुर्की - जपानी: 礼節を流します
• भाषांतरकर्ता तुर्की - कोरियन: 정중 흐름
• भाषांतरकर्ता तुर्की - जावानीज: kebecikan mili
• भाषांतरकर्ता तुर्की - व्हिएतनामी: dòng chảy văn minh
• भाषांतरकर्ता तुर्की - तमिळ: இரக்கம் பாய்கிறது
• भाषांतरकर्ता तुर्की - मराठी: प्रेम वाहते
• तुर्की: kibarlık akmak
• भाषांतरकर्ता तुर्की - इटालियन: flusso civiltà
• भाषांतरकर्ता तुर्की - पोलिश: uprzejmości przepływu
• भाषांतरकर्ता तुर्की - युक्रेनियन: ввічливість текти
• भाषांतरकर्ता तुर्की - रोमानियन: flux politețe
• भाषांतरकर्ता तुर्की - ग्रीक: ροή ευγένειας
• भाषांतरकर्ता तुर्की - अफ्रिकान्स: vloei beleefdheid
• भाषांतरकर्ता तुर्की - स्वीडिश: flödes hövlighet
• भाषांतरकर्ता तुर्की - नॉर्वेजियन: flyte høflighet

«KIBARLIK AKMAK» संबंधित तुर्की पुस्तके

खालील ग्रंथसूची निवडीमध्ये kibarlık akmak चा वापर शोधा. तुर्की साहित्यामध्ये वापराचा संदर्भ देण्यासाठी kibarlık akmak शी संबंधित पुस्तके आणि त्याचे थोडक्यात उतारे.

Örnekleriyle türkçemizin açıklamalı büyük deyimler sözlüǧü ...

KİBARLIK TASLAMAK : Kibar olmadığı halde kibarmış gibi davranmak. KIBARLIK AKMAK : (üstünden ya da paçasmdan) Son derece kibar davranmak. KİBRİNE DOKUNMAK : Onurunu kırmak, gururunu hırpalamak. «Kibrime dokunmasa onu ...

Hamidoğlu Fethi Gözler, 1975

Langenscheidt Pocket Turkish Dictionary: Turkish-English, ... - Sayfa 325

(kan. gozyap) akmak. court [kait] 1. n. avlu, i^ bah^e; saray; SPOR: kort; LEG mahkeme; kur; 2. vb. kur yapmak; fig. (hastaltk, (ehlike) da- vet etmek. cour-te ous D ['ksitjss] kibar, nazik. ince:~-sy [_isi] n. kibarlik. incelik. court-house ['k^t'haus] n.

Resuhi Akdikmen, 2006

İngilizce-Türkçe çağdaş iş dünyası sözlüğü - 2. cilt - Sayfa 768

REFINED / adj / ince, kibar, zarif; safl; has; dakik. - death rate kesin ölüm oranı; - distinc- tion lnce ayınm; - manners kibar davranışlar; - speech kültürlü konuşma REFINEMENT / n / saflık, halistik; tasfiye; incelik, ... REFLUX / v / geriye akmak.

Ender Gürol, ‎Ali Kılıçlıoğlu, 1994

Tuna Nehri akmam diyor: roman - Sayfa 79

Yabancı, gayet kibar bir tavırla: — Kızılcalı köyüne gidiyorum! diye cevap verdi. — Sana nereden geldiğini sorduk!... — Nereden geleceğim? Nehire balık avlamağa, çıkmıştım. Tek bir balık tutamadan dönüyorum!... — Sen Kızılcalı köyünden ...

Oğuz Özdeş, 1975

İlginç olaylar sıradışı insanlar - Sayfa 28

Toygar Akman. ğunu mukayeseli hukuk derslerini vermeye başladığında daha da iyi öğrenmiştik. Prof. Schwarz, bu dersi verirken, yalnızca hukuk alanlarından ve ... Derste, "Bana kibar adamla, nazik adamın tanımlamasını yapabilir misiniz?

Toygar Akman, 2004

Kırık hayatlar; roman - 2. cilt - Sayfa 39

akmadı: — Sana pek yeni bir şey mi öğretmiş oldum? ... onlarm cemiyetteki mevkileri tama- ııyle kibar sınıftan olmakla beraber ahlâkça mevkileri belli îğildir; onlarm etrafmda öyle bir yazılmamış bağlantı vardır i, isimlerini kibarlar sicilinden silip ...

Halit Ziya Uşaklıgil, 1968

Cinsel oyun: Roman - Sayfa 87

Düşünce akmayan bir boşluğa kapandı. Geldi biralar. Kendini aşağılanmış sayarak, garsonun yüzüne baktı ... Cıgaralar tazelendi ve bir süre - kibarlık - bardaklara el sürülmedi. Oysa şişeler gelir gelmez köpüğün birazını taşırıp, önce onun ...

Mehmet Seyda, 1966

Yeni Türk lûgati - Sayfa 129

Centilmenlik [i] Naziklik, kibarlık. ( ienuben [ h ] Cenup tarafından, cenup cihetinden. Cenubi (s] Cenup cihetinde bulunan. ... Cereyan [ i ] Akma, akıntı. Gezme, mürur. Vuku, vaki olma. Geril [ i ] Yaralanma. Çürütme, kabul etmeme. Ceride i i ...

İbrahim Alâettin Gövsa, 1930

Donkiṣot İstanbulda - Sayfa 3

Benim bildiğim Yahudice en kibar bir Şişhane Yahudicesi olmakla beraber, İspanya'nın en soydan bir şövalyesiyle ... Her ne kadar bu yara. bedeninden bir dam la asil kanının akmasına bile fırsat vermemişse de yarayı alan Oonkişof ...

Rıfat Ilgaz, 1957

Belleten - 56. cilt,215-216. sayılar - Sayfa 61

Karal'a göre kıyafet, ziynet ve lüks tutkusu yalnız" yüksek memurları değil "esnaf ve kibarlar hizmetinde bulunanları da" ... lüks ve süs peşine düşünce memleketin parası İran'a, Hind'e ve o vaktin tabiriyle, Frengistan'a akmağa başlamıştı".

Türk Tarih Kurumu, 1992