«ŞAPIRDATMAK» संबंधित तुर्की पुस्तके
खालील ग्रंथसूची निवडीमध्ये
şapırdatmak चा वापर शोधा. तुर्की साहित्यामध्ये वापराचा संदर्भ देण्यासाठी
şapırdatmak शी संबंधित पुस्तके आणि त्याचे थोडक्यात उतारे.
1
Karaycanın kısa sözvarlığı: Karayca-Türkçe kısa sözlük - Sayfa 100
V EY sok-um, ED811 sok-: h şapırdatmak, dudaklarını şapırdatmak. V sok- ED 805, Krş. CC soh-, Krş. Kzk soq- sokur: hkt kör, körü körüne. V Mo. sohur 169, CC sokur, Kzk soqır Solhat: /y.a. Sulkat son: hkt son, nihayet; sonra; - den sonra.
2
Dil yazıları - Sayfa 229
pare pare parçalamak / pat pat patlamak / poh poh pohlamak / puf puf puflamak / püf püf püflemek / şak şak şaklamak / şap şap şapırdatmak /şar şar şarlamak / şıp şıp şıplamak /şır şır şırlamak / tak tak taklamak / ter ter tepinmek / tık tık tıklamak ...
3
Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek: 70'li Yıllarda ...
Yoksunluk yıllarıolsa da, temizliğe önem verilirdi.Hâlâ yürürlükte olması gereken terbiyeye göre herkes oturmadan ve aileninen büyüğü ilk lokmasını almadan yemeğe başlanmazdı. Bugün olduğugibi o yıllardada ağzını şapırdatmak, geğirmek, ...
4
Kıpçak Türkçesi sözlüğü - Sayfa 48
... ağzında karıştırmak, mırıldanmak, ağzını şapırdatarak söylemek (İH) çepürdek Çer çöp, karmakarışık, abur cubur şeyler (İH) çepürdük söyle- Sözü açıkça söylemeyip değirmenden darı çeker gibi anlaşılmaz, hışırtılı söylemek (İH) çerağ Far.
Recep Toparlı, Hanifi Vural, Recep Karaatlı, 2003
5
Eski İstanbul yaşayışı - Sayfa 32
Yemek yerken parmaklarını yalamak, ağzını şapırdatmak, ortaya konan yemeği uluorta hapazlamak çok kaba ve çirkin görülürdü. Sofraya oturmadan ve sofradan kalktıktan sonra altın gibi parlatılmış sarı leğen ibrikle eller, mis sabunlarıyla ...
6
İngilizce-Türkçe çağdaş iş dünyası sözlüğü - 2. cilt - Sayfa 850
... önemsememek; hızlı geçmek; gizlemek; sözü ağzında gevetemek. - a erime bir suçu örlbas etmek; - over sb.'s faults birinin kabahatlerini susarak geçiştirmek. SLURP / v / şapırdatmak ya da höpürlmek. SLUSH / n / sulu çamur; yan erimiş kar, ...
Ender Gürol, Ali Kılıçlıoğlu, 1994
7
Resimli Türkçe sözlük - Sayfa 532
Gemi tezgahı. şantör o. Fr. Erkek şarkıcı. şantöz a. Fr. Kadın şarkıcı. şapırdatmak (nsz) öperken ya da bir şeyi yerken ağız ya da dudaklarla ses çıkarmak. şapır şapır be. Ses çıkararak acele ile yemek yemeyi ya da üst üste öpmeyi anlatır : Şapır ...
Türk Dil Kurumu, Kemal Demiray, Muammer Bakr, 1977
8
Mevlevı̂: usûl ve âdâbı - Sayfa 184
Yemek yerken ağız şapırdatmak, başkasının önünden yemek ve sağa sola bakmak câiz değildi. Çorba bitince, hizmetli derviş, boşalan tası alırken, yerine diğer yemek kabını koyardı. Cemâatin kalabalık olup olmamasına göre iki-üç can, ...
9
Türk edebiyatı - 3-4. ciltler - Sayfa 212
... «davullar önde gider oğul, gelin atta» masallannm etkisinde altın, elmas, pırlanta düşleri içine gömülerek kafakanş gazozları gibi renk renk, ışıl ışıl akideler, rahatlokumları, kuşşekerle- riyle düşte de olsa ağızlarını şapırdatmak istiyen çocuk- ...
10
Dervişin hayatı sûfînin kelâmı: hal tercümeleri, ... - Sayfa 578
Yemek zamanlarında ağız şapırdatmak bile ayıptı. Konuşmak yasaktı. Bu sessiz sedasız insanlar içinde yediğim hak nimetlerinin lezzetini davetlisi olarak bulunduğum en yüksek sofraların çoğunda tadamadım dersem mübalağa ettiğim ...
नवीन गोष्टी ज्यामध्ये «ŞAPIRDATMAK» ही संज्ञा समाविष्ट आहे
खालील बातम्यातील आयटमच्या संदर्भात राष्ट्रीय आणि आंतरराष्ट्रीय पत्रकार कशाबद्दल बोलले आहेत आणि
şapırdatmak ही संज्ञा कशी वापरली आहे ते शोधा.
Farklı Ülkelerin Yemek Gelenekleri
... derece rahat. Yemek sırasında ağız şapırdatmak ya da geğirmek ayıplanmıyor aksine yemekten duyulan memnuniyetin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. «Haber Sırası, एप्रिल 15»
