तुर्की मध्ये SARHOŞLAŞMAK म्हणजे काय?
तुर्की शब्दकोशातील «sarhoşlaşmak» ची
मूळ व्याख्या पाहण्यासाठी क्लिक करा.
मराठी मधील व्याख्येचे
स्वयंचलित भाषांतर पाहण्यासाठी क्लिक करा.
तुर्की शब्दकोशातील sarhoşlaşmak व्याख्या
मद्यधुंद करण्यासाठी दारू पिणे, मद्यधुंद करण्यासाठी sarhoşlaşmak Sarhoş duruma gelmek, sarhoş olmak.
तुर्की शब्दकोशातील «sarhoşlaşmak» ची
मूळ व्याख्या पाहण्यासाठी क्लिक करा.
मराठी मधील व्याख्येचे
स्वयंचलित भाषांतर पाहण्यासाठी क्लिक करा.
«SARHOŞLAŞMAK» संबंधित तुर्की पुस्तके
खालील ग्रंथसूची निवडीमध्ये
sarhoşlaşmak चा वापर शोधा. तुर्की साहित्यामध्ये वापराचा संदर्भ देण्यासाठी
sarhoşlaşmak शी संबंधित पुस्तके आणि त्याचे थोडक्यात उतारे.
Tıklım tıklım salonda hava, parfüm ve ter kokula- rıyla ağırlaşıyor, yarı sarhoşlaşmış kadınların sabırsızlığı da giderek önü alınmaz hale geliyordu. Kimileri masa aralarında, çalıp oynuyor, histeriyle sarmalanmış naralar atıyorlardı: -Hayırsız İbo!
2
Savarona: Atatürk'e son armağan - Sayfa 177
Orta katta bulunan kamara dairelerinin mükellef merdivenlerini hayretten sarhoşlaşmış gibi sendeliyerek indik. Çok muhteşem koridorların iki tarafı, her biri birer apartman dairesi gibi fümuarm, dortuarlarm ve banyo ile kabineden mürekkep ...
3
Osmanlıʾdan günümüze içki ve toplum - Sayfa 181
Barlarda kadınlarla eğlenip cömertçe ikramda bulunan sarhoşlaşmış insanlar, hesap ödemeye sıra gelince, gözleri faltaşı gibi açılır, garsonla ağız dalaşma başlar, üzerinde hesap pusulasındaki kadar para çıkmayınca ya rezalet çıkarır, ...
4
Kırık hayatlar; roman - 1. cilt - Sayfa 88
Bu dakikalarda Ömer Behiç belirtilemez bir hayal içid sevda ve sevişme kasideleri yazan bir şair değil, yalnızlık haj yatına uzaktan gelmiş bir nefes ile sarhoşlaşmış bir erkell canavar olurdu. Bu dakikalarda, bu iç çekişmesi öyle acı. öyle ...
Halit Ziya Uşaklıgil, 1968
5
Türk çağdaşlaşması, 1919-1938: İslama etki-İslamdan tepki - Sayfa 129
Avrupa materyalizmi ile öylesine sarhoşlaşmış ki burnunun ya da gözlüğünün ötesinde bir şey göremiyor." (Moslem World 1930 Nisan s.201) Irak Vakıflar Bakanı: "Türkiye'de İslam inancının çöküşünün kanıtıdır. Biz onlan izlemeyiz.
Sülemiş derin bir soluk aldı: «Can bu Orhan Beyim can bu işte» dedi sarhoşlaşmış bir sesle. «Aşiret damarın tuttu meret» dedi Orhan Bey; «Ağacın koyusunu görünce dayanamadın, he mi?» Sülemiş güldü sadece; gülüşü taşkın olmadı.
Mustafa Necati Sepetçioğlu, 1974
7
Mustafa Necati Sepetçioğlu - Sayfa 131
(Sepetçioğlu 2000a:18) ya da "Acınmanın yerinmenin hatta geçmişin sarhoşlaşmış esintilerinin karıştığı bir yüklenmeyle Mulla Hüseyin dertlerine geri dönüverdi." (Sepetçioğlu 2000a: 56). Buna benzer çok sayıda örnek verilebilir. Her üç ...
8
Bir kucak çiçek - Sayfa 185
Birkaç kadeh içince arkasından bir kavga... Bakarsın şimdi güzel güzel otururken bir anda ortalık birbirine karışmış. — Yok işte! Müsaade buyur... O nedendir? Mecliste yabancı insan bulunur, meclis mütecanis olmaz, sarhoşlaşmış da olurlar, ...
Memduh Şevket Esendal, Muzaffer Uyguner, 1984
9
Alelade: roman - Sayfa 143
Çünkü ben zaten onla birlikte çıktığım için yeterince sarsılmış, sarhoşlaşmış, mutlu olmuş bir vaziyetteydim. Hiç ıslak bir Taksim akşamında, saatler gece yarısını çokça geçtikten sonra, yanınızda güvensiz gecelere meydan okuyan, ayaklarında ...
Hikmet Temel Akarsu, 1989
10
Ev ona yakıştı: hikâyeler - Sayfa 75
AVNİ HURUFİ EFENDİ Kına gecesinde hizmet eden ev sahipleri, onlara yardıma gelen hamarat, becerikli komşular, saz takımından, sarhoşlaşmış davetlilerden daha çok gürültü ediyorlar, bağırıyorlardı. Meze isteniyor, su getiriliyor, boş yere ...
Memduh Şevket Esendal, 1971
