तुर्की शब्दकोशामध्ये "yüreğine oturmak" याचा अर्थ

तुर्की मध्ये YÜREĞINE OTURMAK चा उच्चार

yüreğine oturmak

तुर्की मध्ये YÜREĞINE OTURMAK म्हणजे काय?

तुर्की शब्दकोशातील yüreğine oturmak व्याख्या

दुःखी असणे दुःखी असणे.

YÜREĞINE OTURMAK चे भाषांतर

आमच्या तुर्की बहुभाषी भाषांतरकर्त्यासह yüreğine oturmak चे 25 भाषांमधील भाषांतर शोधा.

या विभागात सादर केलेल्या तुर्की चा yüreğine oturmak इतर भाषेतली भाषांतरे स्वयंचलित सांख्यिकीय भाषांतराद्वारे प्राप्त झाली आहेत; जिथे आवश्यक भाषांतर युनिट तुर्की चा «yüreğine oturmak» हा शब्द आहे.

• भाषांतरकर्ता तुर्की - चीनी: 坐在心脏
• भाषांतरकर्ता तुर्की - स्पॅनिश: sentarse en el corazón
• भाषांतरकर्ता तुर्की - इंग्रजी: sit on the heart
• भाषांतरकर्ता तुर्की - हिन्दी: दिल पर बैठने
• भाषांतरकर्ता तुर्की - अरबी: الجلوس على القلب
• भाषांतरकर्ता तुर्की - रशियन: сидят на сердце
• भाषांतरकर्ता तुर्की - पोर्तुगीज: sentar-se no coração
• भाषांतरकर्ता तुर्की - बंगाली: অন্তরে বসতে
• भाषांतरकर्ता तुर्की - फ्रेंच: s´asseoir sur le cœur
• भाषांतरकर्ता तुर्की - मलय: Duduk di dalam hati seseorang
• भाषांतरकर्ता तुर्की - जर्मन: sitzen auf dem Herzen
• भाषांतरकर्ता तुर्की - जपानी: 心の上に座ります
• भाषांतरकर्ता तुर्की - कोरियन: 심장 에 앉아
• भाषांतरकर्ता तुर्की - जावानीज: kanggo njagong ing jantung
• भाषांतरकर्ता तुर्की - व्हिएतनामी: ngồi vào lòng
• भाषांतरकर्ता तुर्की - तमिळ: மையத்தில் அமர
• भाषांतरकर्ता तुर्की - मराठी: हृदय बसणे
• तुर्की: yüreğine oturmak
• भाषांतरकर्ता तुर्की - इटालियन: sedersi sul cuore
• भाषांतरकर्ता तुर्की - पोलिश: siedzieć na sercu
• भाषांतरकर्ता तुर्की - युक्रेनियन: сидять на серце
• भाषांतरकर्ता तुर्की - रोमानियन: stau pe inimă
• भाषांतरकर्ता तुर्की - ग्रीक: κάθονται στην καρδιά
• भाषांतरकर्ता तुर्की - अफ्रिकान्स: sit op die hart
• भाषांतरकर्ता तुर्की - स्वीडिश: sitta på hjärtat
• भाषांतरकर्ता तुर्की - नॉर्वेजियन: sitte på hjertet

«YÜREĞINE OTURMAK» संबंधित तुर्की पुस्तके

खालील ग्रंथसूची निवडीमध्ये yüreğine oturmak चा वापर शोधा. तुर्की साहित्यामध्ये वापराचा संदर्भ देण्यासाठी yüreğine oturmak शी संबंधित पुस्तके आणि त्याचे थोडक्यात उतारे.

Deyimlerimizin sözlüğü - Sayfa 387

Yüreğine işlemek: Bak. İçine işlemek. Yüreğine kar yağmak: Kıskançlık duyarak üzülmek. Yüreğine od düşmek: Bak. İçine ateş düşmek, yüreğine ateş düşmek. Yüreğine oturmak: Çok üzülmek. Yüreğine (soğuk) su serpilmek: Öğrendiği iç açıcı ...

Asım Bezirci, 1990

Deyimler Sözlüğü: Türkmen Türkçesi – Türkiye Türkçesi

yara salmak: Yara açmak, yaralamak. yarasına değlen yalı bolmak: Yüreğine oturmak, gücüne gitmek, onuruna dokunmak, çok incinmek, gönlü kırılmak, bir şey çok etkilemek. yarasınaduz sepmek:Var olan acısınıçoğaltmak, acı üstüneacı ...

Mehmet Kara, ‎Mehmet Nebioğlu, ‎Cihan Dinar, 2014

Kıbrıs Türk atasözleri ve deyimleri sözlüğü - Sayfa 11

Türkiye'de kullanılan "Dengi dengine" deyiminin yerine "Deve da zilini çalar dengi dengine", "Yüzünün derisi kalın" yerine "Yüzündeki deri eşek derisine benzer", "Yüreğine oturmak yerine", "Yüreğine taş gibi oturmak", "Yerin dibine geçmek" ...

Mustafa Gökçeoğlu, ‎Harid Fedai, 1988

İngilizce-Türkçe çağdaş iş dünyası sözlüğü - 1. cilt - Sayfa 419

... ya da tüketiciler; - vlewer televizyonu sürekli izleyen kişi; - water ağır su: - work ağır iş; to be very - on coal (makine) çok kömür yakmak; to hang - on one's hands (zaman) geçmek bilmemek; to lie - on one's conscience yüreğine oturmak.

Ender Gürol, ‎Ali Kılıçlıoğlu, 1994

Atatürkçülük ve ulusal sol - Sayfa 34

Çalışkan, özverili, yürekli, duyarlı, yurtsever ve Atatürkçü bir gencin yitirilmesinin acısı ve ağırlığı herkesin yüreğine oturmak gerekirken kimileri sevindi sanki. Böylesine bağımlılık, böylesine karşıtlık ve böylesine katılık uygar bir kişilik belirtisi ...

Erkin Yurdakul, 2004

Hançer Saplı Yüreğimde:

Güçlükle doğrularakyatağına oturdu. Başı ağrıyor, beyni zonkluyordu. Sersem tavuğa dönmüştü. Sonunda aklınatelefona gidip bakmak geldi. ArayanÖzlem'dive okuldan arıyordu. Nerede kaldığını ve savunmayıneyaptığını soruyordu. Bahar ...

Ali Erkan Kavaklı, 2001

Yüreğinin Sesi Dilimin Ucunda: - Sayfa 131

Ve sen her daim yüreğini aydınlığa uzat! İçime oturup da kalkmayan bir şeyler varsa, uyku girmiyorsa gözümün kapaklarına, yüreğimdekileri sığdıramıyorsam kelimelere, bil ki seni sevdiğimdendir. Bazen lafların dokunsa da; biliyorum ki o da ...

Ayşe Demirtaş, 2011

Bedenleri Küçük Yürekleri Büyüktü:

İncir ağacının gölgesindeki çardakta oturuyordu. Dalgındı, kederliydi. Sol ayağına isabet eden şarapnel parçası büyük bir yara oluşturmuştu. Doktorlar önce yaranın kangreneçevirmesinden korkmuşlar. Ama sonradan korktukları gibi olmamış.

Osman ALAGÖZ, 2014

On İki Sandalye

Az önce basit bir tarzda, ama dâhice atlatılması yüreğine öyle bir oturdu ki, kendini tutamadı, yemek masasının kalın bacaklarına tekme üstüne tekme savurdu. Gusiçe semtinde ona herkes “acımasız Varfolomeyiç” der, çok gerekmezse bir iş ...

İlya İlif, 2015

Yüreğin Çığlığı Sessizdir: - Sayfa 57

Çakıl taşlarının üzerinden yürüyorum. Denizin kıyıya vurduğu kısmın birkaç metre gerisinden.. Sahilin bitimindeki kayalıkların dibinde oturup denizi izleyeceğim. İnsan sesi duymak istemiyorum. Evet, yürüyorum başım önüme eğik... Başım iyi ki ...

Şakir Kadan, 2013