APAKAH MAKSUD BAĞIMLAMAK dalam TURKI?
Klik untuk
melihat definisi asal «bağımlamak» dalam kamus Turki.
Klik untuk
melihat terjemahan automatik definisi dalam Melayu.
Definisi bağımlamak dalam kamus Turki
untuk meletakkan sesuatu di bawah pengaruh, untuk mengekalkannya di bawah pengaruh. bağımlamak Bir şeyi bağım altına sokmak, etkisi altında tutmak.
Klik untuk
melihat definisi asal «bağımlamak» dalam kamus Turki.
Klik untuk
melihat terjemahan automatik definisi dalam Melayu.
TURKI BUKU YANG BERKAIT DENGAN «BAĞIMLAMAK»
Ketahui penggunaan
bağımlamak dalam pilihan bibliografi berikut. Buku yang berkait dengan
bağımlamak dan ekstrak ringkas dari yang sama untuk menyediakan konteks penggunaannya dalam kesusasteraan Turki.
1
1965: 2015’ten 50 Yıl Önce 1915’ten 50 Yıl Sonra
2015'ten 50 Yıl Önce 1915'ten 50 Yıl Sonra Aris Nalcı, Serdar Korucu. Makarios'un kışkırtmasıkimiside Ermenilerin azması olarakyorumlayıp gösteriyor. Oysa bu parmak, Türkiye'yi ekonomik ve politik olarak bağımlayan daha da bağımlamak ...
Aris Nalcı, Serdar Korucu, 2014
2
Anlayan tarih: dil-tarih ilişkisi üzerine bir inceleme - Sayfa 172
(3) «Bağımlama» (dolayısıyla «bağımlayan») deyimini «Unterordnung (dolayısıyla «unteror- dnend») karşılığı kullanıyorum. «Bağımlama» bir anlamda bildiğimiz «bitişkenlik» ya da Doğan Aksan'ın deyimiyle «bağlantılılık» («agg- lutination») ...
3
Düşüncenin ıstırabı - Sayfa 145
... kendi bencilliğimizi aşıp özbenliğimize kavuşmadıkça ömür boyu ıstırap çekmeye mahkûm kalırız. -145- F:10 Mutluluğumuzu çevremize, insanlara, olaylara ve maddeye bağımlamak, gerçek varoluşumuzla, doğamızla DÜŞÜNCENİN ISTIRABI.
4
Genç bir şairden, genç bir şaire mektuplar
Bu, aklı bağımlamaz. Ama hayatı ille de sınıflar arası bir savaş ve şairin amacını bu savaşta bir yana hizmet diye sınırlarsan, aklın o kıvrak arayışını zincirlersin. Delilik her zaman biraz geçer akçedir. Çılgınlık gereklidir. Hayat bir daire ve biz ...
Ataol Behramoğlu, İsmet Özel, 1995
5
KGB arşivlerinde Enver Paşa: Türklüğün son cephesi - Sayfa 23
Gazne'de ağır şekilde hastalanınca, benliğini öylesine bağımlayan yanlış hakkında kesin kararını vermişti; ama, sağlığı geri döndükçe, kin de geliyordu: kendi kendisi değildi sanki onu yanıltan; kendi kaderini yadsıyan bu budala bu yalana ...
6
Edebiyattan yana: deneme - Sayfa 28
kendi yapısına uygun olarak bağımlayan imge ise, görünüşte şiirin en büyük birimi olmasına karşın, meydana getirdiği görüntü bütünlüğüyle, sözcüğün yerini almaya, şiirin en küçük birimi olmaya adaydır. Yani her görüntü, önce sözcük ...
7
Papirus: aylık dergi - 1-7. sayılar - Sayfa 10
Metin eleştirisinin sonraki gelişmesi için ise aynı şey söylenemez. Edebiyatın bağımsızlığını korumak amacıyla onu fikrî, ahlâkî, ideolojik (ya da genel olarak «toplumsal» diyelim) yanlarından ayırmak, başka çeşitten bir bağımlamaya yol açar.
8
Türk Edebiyatı - 141-146. sayılar - Sayfa 19
Pasifik adalarında yaşayan ve en ilkel din ve inançlann temsilcileri olan yerli halklar bile "millî kültür, millî ruh" diye bangır bangır bağımlarken, ilim ve teknolojide en ileri olan ülkeler bile ortaya diktikleri gökdelenlerle değil de insanî değerler ...
9
Anlamdan anlatıma Türkçemiz - Sayfa 547
Başkasının sözü bağımlamaya başvurmadan da aktarılabilir. Bu durumda, dolaylı özgür anlatım söz konusudur: Annem, kardeşimi uğurladıktan sonra günlerce kaygı, kuşku yaşadı. Ya gemi battıysa? Asıl kavramı kullanmadan, bunu bir söz ...
10
Doğumunun 100. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ... - Sayfa 149
Bu adı, Bulgarlar kimi görüş nedenleriyle başka türlü yorumlayarak ve daha başka bir görüşe bağımlayarak bugün bile değiştirmemişlerdir (haritaya bkz.) (m ~ U4). (109) Osmanlı Tarihi. T.T.K. Yayınları. (110) Peremeci, Osman Nuri: Tuna Boyu ...
